Referandumdan çıkan sonucu değerlendiren Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, bardağın dolu tarafını görerek pozitif söylemlerle partililere umut ve cesaret aşıladı.
Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişi sağlayan Anayasa Referandumunun sonucunu değerlendirdi. Umut vaat eden bir Hayır kampanyası yürüttüklerini açıklayan Işıklar, Olağanüstü Hal koşullarında baskılara rağmen halk oylamasının güvenliğini sağlayan sandık görevlilerine ve yüksek katılımla sandık başına giderek demokrasiye sahip çıkan bütün vatandaşlara teşekkür etti.
“TÜRKİYE KARANLIK DEHLİZLERE İTİLDİ”
Işıklar'ın referandum analizi özetle şöyle: “Değerli partililerim, gönül dostlarımız, yol arkadaşlarımız hepinizi sevgiyle selamlıyorum. Türkiye'nin yakıcı sorunları varken, adı konmamış bir 3. Dünya Savaşının yaşandığı, çok tedirgin edici ve kırılgan bir süreçte referandumun gündeme gelmesi inanılmaz bir gaflet. Daha çok demokrasiyle sorunlar aşılabilecekken daha baskıcı bir anlayışla perdelenmeye çalışıldı. Cumhuriyet tarihimizde belki de çevremizdeki coğrafyaların hiçbirinde yaşanmamış bir sürecin içine ittirildik. Tüm bunların üstüne Olağanüstü Hal koşullarında bunu yaşamak durumu daha vahim ve gergin bir ortama taşıdı, böyle bir ortamda seçime girdik. Dünyanın gözü bizim ülkemizin üzerindeydi. Jeopolitik, jeostratejik veya reel politik, hangi açıdan bakarsanız bakın, dünyanın merkezi olduğumuzu şimdi daha iyi anladık. 1923'te Kuvayi Milliye ruhu emperyalist işgale karşı milli bağımsızlık ve milli egemenliği esas alarak Milli Kurtuluşu gerçekleştirmiştir. Birleşmiş Milletlere ilk çağrılan, bu kadar onurlu, genç Cumhuriyetin sarsıntı geçirmesi inanın bütün dünyayı tedirgin etti desem abartı olmaz.
“BU TOPRAKLARIN TÜM RENKLERİNİ İÇEREN YENİ BİR POLİTİK OLUŞUM UMUDU DOĞDU”
Bu sonuçlar, “Bu gidişle İran'ı bile geçeriz” gibi karamsar bakanlara bir umut, ondan beslenmeye çalışanlara da çok ciddi bir uyarı verdi. Anadolu hümanizminin ne kadar güçlü bir damar olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Demek ki bu ülkenin Cumhuriyetin getirdiği demokratik, çağdaş, laik, modern ve aydınlığa dönük yüzü çok güçlü bir damar içerisindeymiş. Vahabi kültürünü din sayan bir anlayışla bizi baskı altına alan bir kesimin bundan çok rahatsız olduğunu ama yeterince sonucu vurgulayamadığını da gördük. Geleceğe karamsar bakmamalıyız. Bu kampanya birbirleriyle belki bugüne kadar hiç yan yana gelmemiş, milli görüşçü, sosyalist, muhafazakar, komünist, milliyetçi, kendini demokrasi veya evrensel değerler temelinde tanımlayan kim varsa bir kapta eriyebileceğimizi de gösterdi. Bu anlamda çok umut verici.
“HER ŞEY ASIL ŞİMDİ BAŞLIYOR”
Bir şey olursa biri kurtarır bizi beklentisi vardı. Anladık ki bizim bizden başka kimseye ihtiyacımız yok. Ne kadar güçlü olduğumuzu göstermesi açısından yaşandıkça derinliği daha çok anlaşılacak bir süreç yaşadık. Bence her şey şimdi başladı. Büyük Atatürk'ün söylediği gibi, söz konusu vatansa gerisinin teferruat olduğunu gördük. Farklılıklarımız, birbirimizi tamamlayan zenginliklerimizdir. Herkesin hayat tarzına, düşüncesine, inancına, farklılığına ve varlığına saygı göstererek insanlık onurunu yüceltmek, korumak ve kollamak zorunluluğunu daha ileriye taşımak isteyen kararlı bir Türkiye gördük.
“UMUTTA BİRLEŞECEĞİZ”
Hiçbir şekilde sevindirecek bir sonuç yok ama bizi umutlandıracak önemli sonuçlar var. Eşitliği, adaleti, refahı ancak özgür bir anayasa temelinde yapabileceğimizin en güzel işaretini verdik. Bu sonuçlar çok tartışılacak ama hiçbir politika temelinde olmayan sadece daha iyi bir gelecek uman, huzur içinde yaşamak, doğuştan getirdiği hak ve hukuku özgürce kullanmak istemesinin siyasi bir rengi olabilir mi? Sağı solu yok artık kendisi nasıl ifade ederse etsin umutta birleşeceğiz, aydınlığı savunacağız. Bu umudu hiçbir zaman terk etmeyeceğiz.
“BU ŞERDEN BİR HAYIR ÇIKACAK”
Siyasi çekişmeleri bir kenara bırakalım. İnandığımız Türkiye için var mıyız, yok muyuz? Varsak o zaman bizim oranımız %50 falan değil, %70-80'lere çıkar. Katılımcı, bütün teamül ve normları içine alan, çağdaş, bize has ama evrensel değerlerden de uzaklaşmayan yeni bir anayasayı sivil bir silkinişle yapabileceğimizin de önünü açtı. Her şerde bir hayır, her hayırda bir şer vardır derler. Bu şerden bir hayır çıkacak, ben buna inanıyorum.
“BU HEPİMİZİN BAŞARISI”
8-9 senedir girdiğimiz her seçimde Silivri'de birinci çıktık. Bu bizim örgütümüzün başarısıdır. Müthiş bir başarı. Herkes üzerine düşeni fazlasıyla yaptı. Bu hepimizin başarısı. Ben emeği geçen gençlerimize ve kadınlarımıza ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Sandıklarımıza sahip çıkan sizlersiniz. Keşke Türkiye'de bizim kadar yapabilseydi. Sabahın köründe gidip ıslak imzalı tutanakları alana kadar kahramanca, gönülden, büyük bir mücadele veren siz değerli partililerimle gurur duyduğumu bir kez daha yüksek sesle söylemek istiyorum. Silivri'yi büyük bir aileye döndürmenin ne anlama geldiğini bu referandumda gördük. Silivri'deki %60'lık referandum sonucu ben inanıyorum ki 2019'a kadar %75'i de bulur çünkü aydınlık Türkiye inadını süren, kalın bir Cumhuriyet damarının var olduğunu gördük burada. Silivri'de olduysa Türkiye'de de olacak. Biz birileriyle kavga etmek derdinde değiliz, insanca yaşamanın peşindeyiz. Silivri'de 8 senedir yerel yönetimde iktidar olmanın huzurunu görüyoruz. Ayırmadan, kayırmadan insanı merkezine koyarak, insan sevgisiyle hizmet ettik. Bu anlayışın bize ne kadar yakıştığını bir kez daha gördüm. Bu nedenle hepinize gönülden teşekkür ediyorum.
“HAKKIYLA ÖVÜYORUM”
En büyük teşekkürü İlçe Başkanım Suna Göçengil'e ediyorum. Kendisini göreve önerdiğimizde tereddüt etmişti, benim bile bir ara tereddüdüm olmuştu. 5 yıl beraber meclis üyeliği görevi yaptık, açıkçası ben Parti Sekreterliği tecrübesine güveniyordum. O benim hem kardeşim hem Başkanım. İlk defa söylüyorum, bu seçimde onunla gurur duydum. Hz Ali'nin bir sözü var, “Sizi haksız övenlerin yüzüne toprak atın” der. Ben onu hakkıyla övüyorum.”
Hazal BAŞARAN