Ekonomik durgunluktan ihracat fırsatlarını çoğaltma çabası ile çıkış arayan bölgemiz yatırımcıları ara eleman sıkıntısına ise Meslek Liselerine destek olarak çözüm bulmak için çalışıyor. Silivri SİAD Başkanı Hakan Kocabaş, yeni yerel yönetim ile kaynaşma girişimleri ve en acil çözüm bekleyen konuları; 1/100 Binlik planlarda yerlerinin sanayi bölgesi olarak tescil edilmesi beklentisini, “Rüzgârı arkamıza almamız gerekiyor” diyerek gazetemize değerlendirdi.
Bir yıllık durgunluğun ardından yavaş yavaş hareketlenmeye başlayan ekonominin gidişatı konusunda umudumuzu yitirmememiz gerektiğini belirten Silivri SİAD Başkanı Hakan Kocabaş ile bölgemiz yatırımcılarının gündemi ile durumunu değerlendirdik.
“EKONOMİK SIKINTILAR DÜZELME EĞİLİMİNE GEÇTİ”
Sevginar SALİ: Ekonomik durum değerlendirmesiyle başlayalım mı? Vaziyetler nasıl?
Hakan KOCABAŞ: Geçtiğimiz günlerde bir kurum müdürüyle konuşmamda 1-17 Temmuz 2019 tarihleri arasında 8 bin 500 iş başvurusu yapıldığını öğrendim. Bu, bugüne kadar görülen en yüksek rakammış. Ekonomide sıkıntının olduğu buradaki verilerden de ortaya çıktı. Sanayimizin belirli problemleri var. Bütün dünyada da var ama bunun düzelme eğilimine geçtiğini görüyorum. Ben hep iyimserim. Böyle bakıyorum, umuyorum ki öyle olur.
“SİLİVRİLİ SANAYİCİLERDE ÇOK BÜYÜK BİR SIKINTI YOK”
Silivri'ye geldiğimizde, sanayicilerimiz kendi yağı ile kavrulan, belirli yatırımları yapmış ve onları ödeme aşamasında olan firmalar… O yüzden çok büyük bir sıkıntı yok. Bizim Silivri Sanayici ve İş Adamları Derneği üyeleri, bu konuda çok fazla sıkıntılı değil. Tabi, işler durgun, sürekli yeni pazarlar arıyoruz. Yurt dışına giderek bir başka ülkede kendimize pazar yeri açabilmek için uğraşıyoruz. Bunlar zaten uğraşılması gereken şeyler.
“BİRBİRİMİZE DESTEK OLMALIYIZ”
Tabi burada ulusal olarak hükümetin, hem sanayi çevrelerin, hem elemanlarımızın anlayışı çok önemli. Bir takım antipatron düşünceleri oluyor. Hâlbuki patron iyi kazanacak ki işçisine de iyi maaş versin. Bunun için hep birlikte birbirimize destek olmalıyız. 20-25 sene evvelki patron görüşü de yok, ama bazen insanlar kandırılabiliyor. Eskiden “ekmek aslanın midesinde” derlerdi, şimdi o dönemler geçti. Karşılıklı anlayış içerisinde olmamız gerektiğine inanıyorum.
“TÜRKİYE EKONOMİSİNE GÜVENİYORUM”
Dolar bazındaki gelişmelerde, sanayinin artırımında, ihracatın artmasında aşırılıklar görmüyorum. İnşallah olmayacak. Tabi Türkiye'nin en önemli şeyi dış etmenlerdir. Yılbaşına kadar dolar kurunun 5.70'lerde seyredeceğini düşünüyorum. İyimserim. Türkiye ekonomisi eksikleriyle de olsa dinamik. Genç nüfusu çok fazla. Sanayici ve iş adamlarımız çok fazla kâr edeyim derdinde değil, yeter ki borçlarımı ve işçilerin parasını ödeyeyim anlayışında olduğu için Türkiye ekonomisine güveniyorum.
“KOBİ'LER ÖNEMSENMELİ”
Bunun dışında Türkiye'de 3 milyon 600 işletme (KOBİ) var. Büyük şirketler çok az. Cirodaki payları çok olmasına rağmen, ekonomide KOBİ'lerin etkinliği çok daha fazla. O yüzden KOBİ'lerin önemsenmeleri gerektiğini vurguluyorum. Bir de KOBİ'lerin 5-10 yıl arasında yok olabilecekleri yüksek oranları var. Devlet tarafından desteklenmeli. Sadece devletin desteklemesi değil, kolaylaştırıcı bazı şeyleri yapması gerektiğine inanıyorum.
“İHRACATI ÇOK ÖNEMSİYORUM”
Sanayicilerin üstüne çok gidiliyor. Hem ihracatın artmasını istiyorsunuz, hem de onun giderlerini arttırıyorsunuz. Elektrik konusunda “Ben yaptım oldu” anlayışıyla hareket ediliyor. ‘Sanayicinin vur beline' olmaması lazım. Bu ülkeyi ayakta tutan sanayidir. Firma olarak 30 senedir ihracat yapıyoruz. Türkiye ekonomisini, insanın iki cebine benzetiyorum. İç piyasada yaptığımız iş bana bir cepten alıp öbür cebe koymak gibi geliyor. Ama ihracat bin dolar da olsa, başkasının cebinden alıyor kendi cebinize koyuyorsunuz. O yüzden ihracatı çok önemsiyorum.
SİAD olarak yaptığımız öneriler önemseniyor. Geçen ayki verilere göre 85 bin ihracatçı var. Bu sayı 185 bin olmalı. 100 Dolarlık satış yapsın, ama kolay yapsın. Bir çerçeve yapıyorsa, bunu dünyanın her yerine satabilmeli. Devlet eliyle yapılmalı. Savunma Sanayi ne kadar güzel işler yapıyor. Devletin elini tuttuğu bir sanayi olmalı. 500 Bin Dolar bizim için uzak bir amaç. Buna ulaşmak için yapılacak en güzel şey bu ihracatı tabana yaymak olacak. Devlet direk destek yerine, lojistik destek verebilir.
“SANAYİNİN ELEKTRİKTE BÜYÜK SIKINTILARI VAR”
Belirli şeylerde elektrik, Telekom gibi özelleştirmelere karşıyım. Bunlar çok önemli. Bazı işler hataları görülmeden de belli olmuyor. Düzeltileceğine inanıyorum. Özellikle elektrikte sanayinin büyük sıkıntıları var. Kesintiler konusunda müdahaleler yapılıyor, yatırımlar da yapıldı ama eksiklikler de çok fazla. Bazı firmalarımız üretim sırasında meydana gelen elektrik kesintisi sonucunda büyük zararlara uğruyor.
İki üç elektrik firması için tüm Türkiye'deki sanayiciler göz ardı edilmemeli. Bunlar yurt dışından kredi alıp sözleşmeler imzalamışlar, bunları cabasını biz çekmemeliyiz. Bu konuda hükümetimizin çaba göstereceğine inanıyorum.
Alternatif; güneş enerjisi ancak onun da yatırım maliyeti şu anda çok yüksek. Sübvanse süreci çok uzun.
“TÜRKİYE EKONOMİK OLARAK GELİŞECEK”
2019 Yılının sonuna doğru, 2020 yılının başlarına doğru Türkiye'nin ekonomik olarak çok daha iyi gelişeceğine inanıyorum. Firmalarımıza sahip çıkmamız, bankaların çok üstlerine gitmemeleri, devletimizin firmaları koruması lazım.
İhracatın önemini sanayici hep anlattı, siyasetçi çok dillendirmedi. Şimdi siyasetçi de dillendirmeye başladı. Bu böyle söylenince halkın da ilgisini çekmeye başladı.
“TOPLANTILARIMIZ VERİMLİ GEÇTİ”
Sevginar SALİ: Yatırımcılarımızı da katılımıyla Belediye Başkanımız Volkan Yılmaz'la bölgesel toplantılarda bir araya geldiniz. Bunlara dair bilgi verir misiniz?
Hakan KOCABAŞ: Değişimler hep zordur. Özcan Başkandan sonra yeni bir Başkanımız oldu. Volkan başkanımızı çok fazla tanımıyorum, ama çok iyi ve çok değerli bir insan olduğuna inanıyorum. Kendisini seviyorum. Sanayicilerle tanışma talebi kendisinden geldi. Biz de bölge bölge sanayicilerimizi toplayarak görüşme yaptık. Sanayinin sorunlarını ilettik. Toplantılarımız çok verimli geçti. Başkanımız çok anlayışlı. Ben hep söylüyorum, hem devletimizin hem yerel belediyemizin imkânları var. En önemli şey bunları birlikte yapabilmek ve çözebilmek. O yüzden bunları hep ortaya koyduk. Bu son görüşmelerimiz ışığında Değirmenköy'de yollarda bir takım çalışmalara başlandı bile. İnşallah diğer yerlerde de yapılacak. Başkanımızın da belediyeye bir alışma süreci var. Gerçi çok hızlı da bir giriş yaptı. Bu kadar çabuk adapte olmak kolay değil, ben takdir ile karşıladım. Kadroyla da fazla oynamadığı için her şey yerli yerinde oldu. Onun için başarılı bir çalışma olduğuna inanıyorum. İnsani ilişkilerimiz de gelişti. Herkesle arkadaş ve dost gibi olmak isterim. Volkan beyle de böyle bir ilişkimiz oldu. İnşallah bu hep sürecek. Biz de yanında olacağız. Belediye Başkanımızın kimliği, partisi önemli değil, biz MHP'nin de, AK Parti'nin de, CHP'nin de yanındayız, yeter ki çevremize ve ülkemize yararlı olalım. Çok faydalı görüşmeler yaptığımızı, ileride bunun meyvelerini daha iyi göreceğimizi düşünüyorum.
“SİLİVRİ'YE ÖZGÜ ETKİNLİKLER YAPILMALI”
Yoğurt Festivali oldu, SİAD üyeleri de katkı sundu. Yeter ki bölgemiz için bir şeyler yapalım. Ben festivalden daha değişik şeylerin yapılması gerektiğini düşünüyorum. Yüksek maliyetli şeylerin bölgeye bir getirisinin olduğunu düşünmüyorum. Bir günlük eğlence yerine Silivri'ye özgü bir şeyler olmalı. İngiltere'de kaldığım yıllarda oradaki festivalleri izleme fırsatı buldum. Dışarıdan ünlü isimler getirmek yerine kasabadaki herkes kendi ürettiği ürünleri getirir, oyunlar oynanır, yardımlar toplanır. Yerel sanatçılar sahne alır vs…
“SİLİVRİSPOR FİNANSE EDİLMEMELİ”
Sıcak bakmadığım bir başka konu Silivrispor'un finanse edilmesi. Finanse edilecekse de kendi çocukları top oynasın, onlara para akıtılsın. Dışarıdan gelecek futbolcuya para harcanmasın. Köylerde spor takımları kurulsun, onlar desteklensin. Bölgemizdeki çocuklar yetiştirilsin. Silivri'ye faydalı olan bir şeye destek olalım.
“ÖĞRENCİLERE TEŞVİK”
Sevginar SALİ: SİAD olarak meslek liselerine destek ve teşvikiniz söz konusu, bu meseleye de değinelim mi?
Hakan KOCABAŞ: Türkiye'nin en önemli sorunlarından bir tanesi eğitim. MEB tarafından Tematik Liselerin kurulduğunu duydum. Çok hoşuma gitti. Eğitimde yeni bir dönem başlıyor inşallah.
Sanayi Odamızın, büyük ihtimalle tüm Türkiye'deki Sanayi Odalarıyla liseler özdeşleştiriliyor. Silivri Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'ne de Sarten'in katkıları oldu. MESAN Kilit de İstanbul Sanayi Odası tarafından hami olarak kabul edildi. Endüstri sanayi ile lisemizin ilişkisini sağlamak açısından bir girişim gerçekleşti. Bunlar güzel projeler, destekliyoruz. Devam etmesini diliyoruz. Yönetim kurulu toplantılarımızda bunları hep gündeme getiriyorduk.
“SİLİVRİ MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ'Nİ TERCİH EDEN ÖĞRENCİLERİN BİR KISMINA ÜÇ YIL BOYUNCA BURS VERECEĞİZ”
Hakan Söylet bir projesini sundu. Ben önce burs olayına soğuk baktım, çünkü ihtiyacı olan da olmayan da geliyor. Bizim sekretaryamız buna yetişemiyor. O yüzden arkadaşlar hep şahsi olarak ihtiyaçlarını gideriyorlardı. Hakan Söylet'in bir önerisiyle Silivri Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'ni tercih eden öğrencilerin bir kısmına üç yıl boyunca burs vereceğiz. Her ay 200'er TL olarak verilecek. İlk 40 öğrenciye 8 ay boyunca verelim, onların cep harçlığı olsun. Böyle bir teşvikimiz olacak. Dördüncü yıl zaten firmalarımızda staj yapacaklar. Oradan para alacaklar. Sonra da asgari ücretin üstünde belirli bir rakamla işe başlatacağız ki sanayiyi ve meslek dallarını seçsinler ki ilerlesinler.
Günümüz bazı meslekleri ile ilgili “ileride yok olacak” deniyor. Doğru, önümüzdeki 20-30 yıl içinde yüzde 30%'a yakın böyle değişiklikler olacak. İnsansız yapılmayacak meslekler var. Bunların içerisinde sanayide insanın kontrol etmesi gereken bir takım şeyler var. Bu yüzden en önemli nokta bu çocukların ara eleman olarak yetişmesi. Bu okullarımıza büyük önem vermemiz gerekiyor. Üç senenin bütçesini yapmış olduk. 80 çocuğumuza burs vereceğiz. İlk aşama 40 öğrenciyle başlıyoruz. Böyle bir projemiz var. Bunu netleştireceğiz. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğümüzle görüşeceğiz. Hazırlığımızı yaptık, izin çıkmadı. Tabi bizim de bazen şevkimiz kırılıyor. Düzeleceğine inanıyorum.
“PLAN SORUNUMUZ SÜRÜYOR”
Sevginar SALİ: SİAD'ın gelecek dönem gündeminde neler var?
Hakan Kocabaş: Silivri SİAD'ın gelecekte yapacaklarını anlatmadan önce geçmişine de bakmamız önemlidir. Benim de içinde bulunduğum ve rahmetli Kurucu Başkanımız Kadir Baran'ın yönetiminden çok şey öğrendim. STK'larda aktif görev hiç almamıştım. Ama sevgili başkanım; önerilerimden, görev icramdan çok memnun oldu ki beni ilk genel kurulda genel sekreter yaptı. Her şeyi paylaşırdık ve gerçekten aramızda baba-oğul ilişkisi gelişti. Şimdi sevgili Birsen yengeyle de sık sık konuşmalarımızda söyler hep “ “Hakanım” diye bahsederdi sizden” der. Tabi benim için ayrı bir yeri vardı. Rahmetli; hiç bir talebim ve içtenlikle söylüyorum kesinlikle bir düşüncem olmamasına rağmen, “Gelecekte bu derneğin başkanı sen olacaksın” diyordu ve ben bunu yönetim kurulu arkadaşlarımın yanında konuşmasından da çok rahatsız oluyordum. Ama demek ki birilerini yetiştirmek onun tarzıydı. Rahmetle anıyorum kendisini. Çok şey öğretti ve eminim içi rahattır. Ona ve Silivri'ye yakışır vaziyette yönettik Silivri SİAD'ı bugüne kadar.
“ELBETTE HER YİĞİDİN YOĞURT YİYİŞİ AYRIDIR”
Elbette her yiğidin yoğurt yiyişi ayrıdır. Başkanımız yönetiminde Silivri SİAD biraz daha üyelerine yönelik çalışmalar yapıyordu. Biraz ayrı bir yerde; Patronlar Kulübü diye anılıyordu. Ben bu kulübün içinde de görev yaptığım için bu algıyı biraz değiştirip kendi karakterimi de yansıtması açısından daha Silivri'ye ait olmayı, sosyal hassasiyetler içinde olmayı seçtim. Yönetim Kurulumuz ve üyelerimiz arasında samimi bir dostluk var. Bunu tesis etmek benim için çok önemliydi. Benden sonra başkan olarak gelecek arkadaş da kendine göre ve konjonktüre göre çok farklı yönetim kurabilir elbette. Mühim olan Silivri SİAD'ın bugünkü bilinirliğidir, duruşudur, hassasiyetidir ve yerelliğin yanında ulusal olarak da tanınırlığıdır. Bugün memnuniyetle söylemeliyim ki; hem Silivri SİAD'a, hem şahsıma yönelik Silivri halkının sevgisi, saygısı ve güvenirliği var. Bunu tesis etmek de aslında en önemli kazanım, ben de aynı hisleri taşıyorum Silivri için.
Hep şunu söylerim biz devletimizin yanındayız, onun yolundayız. Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün çizdiği yoldur esas olan. Bazen Arkadaşlarımla da paylaşıyorum, dünya yüzüne onun gibi ileri görüşlü bir lider gelmemiştir diye. Onun ilkelerine sahip çıkmamız gerektiği her gün daha belirgin ortaya çıkıyor. Ülkemizin bu değerlerine sahip çıkmak, sosyal sorumluluklarımız farkında olmalı, hükümetlerimizin ve yerel yönetimlerimizin yanında olmak ilk düsturumuz.
“RÜZGÂRI ARKAMIZA ALMAMIZ GEREKİYOR”
Üyelerimizin sorunlarıyla bizzat ilgileniyorum, mutlaka gücümüz yettiğine çare olmaya çalışıyorum. Yönetimimiz fedakarca çalışıyor. Tabi yıllardır kanayan bir yaramız var biliyorsunuz. 1/100 bin planlarla ilgili gayretimizi hala sürdürüyoruz. Hem Belediye Başkanımız Volkan Yılmaz'ın, hem AK Parti İlçe Başkanımız Mutlu Bozoğlu'nun destekleri ve katkıları bu dönem daha umutlandırıyor bizi.
Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu'nun da bu konuda bizim destekçimiz olacağına inanıyorum. Bu dönem artık bunun çözülmesi gerektiğine inanıyorum. Volkan Başkanımızın önderliğinde olunca bu konunun daha da hızlı ilerleyeceğine inanıyorum. Çevre Bakanlığımızda bunu gündeme getirerek bu işi çözmemiz lazım. Rüzgârı arkamıza almamız gerekiyor. Büyükşehir Belediyemizden randevu istedik. Bizim önceliğimiz üyelerimiz ve çevremiz. Ülkemiz için çözüm bulmak istiyoruz. Devletimizin verdiği söze inanmayacağız da kimin sözüne inanacağız? Hakkımızı istiyoruz. Belki bir sürü yatırım gelecekti. Henüz gelmiyor. Bunun dışında elektrik ve su gibi her türlü sorunumuz da var, ama bunlar zaman içerisinde çözülür.