2000'lİ yıllarınbaşı.
Daha dün gibi. Hiç unutmuyorum…
Bu gün mahalle olan…
O gün Belde Belediyesi veya Köy tüzel kişiliğine sahip yerleşim yerleri…
Bunların her yıl olmasa bile, çoğu yıl o küçük bütçeleri ile bugün Silivri Belediyesinin yapmış olduğu etkinliklerin benzerini yapabiliyorlardı…
Mesela.
Çok ses getirdiği için söylüyorum.
Sanırım köy statüsünde olup böyle bir organizasyona kalkışan, festival yapabilirim diye girişimde bulunan “Çeltik Köyü” olmuştur…
Festivalin adı “Çeltik Köyü Lale Festivali” idi... Gittiğimiz de gördüğümüz.
Çeltik'in her taraf rengarenkti …
Ardından... Danamandra Muhtarlığının, köyün “Fasulye ve Peynirini” tanıtma amaçlı Yağlı Pehlivan Güreşleri tertiplenmişti…
Danamandra Köyü yemyeşildi…
İlk defa gelen ve o yeşilliği gören şaşırmıştı.
&&&
O zamanlar…
Beldeler, zaten, tamamı festival türünde etkinlik yapıyordu…
Ve... Bu etkinliklerin tamamında o belde veya köy insanı vardı…
Şimdi. Belde ve köy tüzel kişilikleri kaldırıldı...
Yani. Belde ve Köylerin bütçeleri kalmadı…
O nedenle …
Benzer etkinlikleri yapamaz oldular…
Onların yerine yalnız eski Beldelerde Silivri Belediyesi benzer etkinlikler yapıyor (ki, onlarda bilinen nedenlerle iki yılıdır biraz düşük dozda yapılıyor) .
&&&
Bazı çevreler …
Bu ve benzeri etkinlikleri “eğlence” sayıp küçümsüyor…
Kimi de. “Şehit Cenazeleri” deyip, yapılmasına karşı.
Oysa…
Bu tür etkinliklerin yöre insanına moral vermede ve o yörenin tanıtımına katkısı büyük…
Ve... Üstüne üstlük…
“Günümüzde, en etkili tanıtım, insanların o yeri, o nesneye değmesi, ellemesi, yerinde görmesi” denmekte, deniyor.
Ve. Tekrar festivallere dönüyorum.
Her gün gelen “şehitler” cenazeleri nedeniyle, bazı yerlerde, benzer etkinliklerin iptal edilmesini de yanlış buluyorum. Çünkü, bizim geleneklerimiz “yaşam devam ediyor” diyerek “ikisini” bir birinden ayırmıştır. Yani, “bir evden cenaze çıkarken, yan komşu da, düğün yapılır ve bunun saygı ile alakası yoktur” denir…
Kısaca. Olmaz demeyin, olur…
İyi haftalar…
ŞAKA GİBİ
Biliyorsunuz…
Sürücü Belgesi, yani ehliyetler değişiyor…
Sık, sık yurt dışına çıkanlar için, ne kadar erken değiştirilirse o kadar avantajlı, deniyor…
Ve. Biliyorsunuz.
Değiştirmek için önceden bazı yapılması gerekenler var…
Mesela. Öncesinde, bankaya (15) TL.'sı yatırmanız gerekiyor…
Rakam küçük.
De. Mesele o değil …
“Bu paranın (13) TL.'sı Ziraat Bankası'na.
(2) TL.'sı Şekerbank'a yatacakmış.
Kendi kendime.
“Şaka mı bu!” dedim.
KÖTÜMSER OLMAM
Diyoruz ki…
FETÖ'cü kanlı darbe girişimi önlendi…
Sonrasındaki gelişmeler bakıyorum…
Yapılanlara bakıyorum…
Yaşananlara bakıyorum…
Ve. Bundan önce başarılan darbe sonrasında yapılanlar gözümün önüne geliyor…
Ve. Bu gün “başarılı olamamış kanlı darbe” girişiminden farklı mı?
Ya da. En azından.
Benzerlik var mı?
&&&
Eğip bükmeden söyleyeyim var…
Bakın! Şu an bütün ülkede “Olağanüstü hal yasası” var mı?
Var… Peki...
Bu ne demek?
“Olağanüstü hal” ilan edildiği andan itibaren, olağan olmayan, yani “işleyen sisteme son verilmiş” demek, değil mi?
O zaman …
Belki, darbeye kalkışanlar başaramadı ama şu anda darbe şartlarında yaşıyorsak, darbe yapmaya kalkışanlar başaramamış olsa da bu, darbe yapılmış demek, değil mi?
Ne yani. Sizce de, öyle değil mi?
Sakın ola ki…
“Kim yaptı?” demeyin…
Çünkü. Söylemem...
&&&
Neyse. En son olarak.
Ülkenin ikinci büyük partisi olan Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu çıkmış olduğu yurt gezisinde roketli saldırıya uğruyor…
Sahi. Unutmadan söyleyeyim.
Kemal Kılıçdaroğlu'na yapılan bu saldırı da ilk değil, daha birkaç ay önce meclis içinde yumruklu, bir şehit cenazesinde, şehitle ilgisi olmayan, bir grup tarafından sloganlar eşliğinde “önüne mermi” bırakılmıştı ...
Neyse. Dostlar ...
Gayet net söylüyorum…
Ülkemin geldiği durumdan memnun değilim…
Cumhuriyet dönemi içinde görülmüş en kötü günlerdeyiz diyebilirim…
Çünkü…
Bulunduğumuz şu durumun daha önce yaşanmış bir örneği yok…
Çünkü…
Mahkemeler, çalışıyordu, askerimiz, polisimiz, hastanemiz, postanemiz v.s. hepsi yerli yerindeydi …
&&&
Günümüzde ise. Önlenmesine önlendi.
Ama. Asker, yara bere içinde…
Polis, allak, bullak …
Hakim ve Savcıların çoğu ya tutuklu, ya kaçak …
Ve... Ülkenin her yanında Olağanüstü Hal…
Ve ... Terör .
Tam tekmil görevde …
Ve... Üstüne üstlük…
Ordumuz, bir başka ülke olan, komşumuz Suriye toprakları içinde…
&&&
Yukarıda yazdıklarımdan yola çıkarak “gelecekle ilgili çok karamsar biri olduğumu” düşünebilirsiniz…
De... Tam tersi …
Çünkü, bu günden çok daha zor şartlarda Emperyalizme karşı savaş vermiş bir ülkende yaşayan ve onun bilincinde olan bir vatandaşım ben …
BUGÜN SÖYLEYECEĞİM
Eski adıyla af …
Yeni adı “Ödeme Kolaylığı”
Geçtiğimiz hafta çıktı…
İçinde ECRİMİSİL ödemeleri de var…
Yani. Hem indirimli.
Hem de. Taksitlendirerek ödeyebileceğiz daha öncesinde olduğu gibi…
&&&
AKP'li yöneticilere söyleyeceğim çok şey var ama sonraya bırakıyorum, çünkü iktidar yorgunu oldukları her hallerinden belli…
Güçlerinin tükendiğini görüyorum…
Görüyorum.
Çünkü “Tapu ve Ecrimisil” sorunu gibi iki satırla çözülecek bir sorunu (14) yıldır çözemediler…
Silivri' deki AKP yöneticilerine de şapkaları önüne koyup, sandalyelerinde arkaya yaslanıp, şöyle bir düşünmelerini tavsiye ediyorum...
Son sözüm bu!
BİLİYOR MUYUZ?
Dünyada, kaç ülkenin, Anayasasında veya yasalarında. “Aldatıldık”, “Kandırıldık” “Allah ve Millet beni affetsin” deyince, indirim veya af var…
Biliyor muyuz?
İSTER İNAN / İSTER İNANMA
“Gerek dini cemaat gerek siyasi bir yapı olsun, eğer herkes aklını bir kişiye emanet ederse sonu böyle olur.”
(15/8/2016 AKP Genel Merkezi/
Abdullah Gül /Eski Cumhurbaşkanımız)
GÜNE UYAN
“Başarı, pek çok kişinin babalık iddiasında bulunduğu, başarısızlık ise öksüz kalmaya mahkum çocuktur.”
(Nuray Mert/22/08/2016-Cumhuriyet)
BEN DEĞİL...
• Birileri “Bilhassa Yaz aylarında Kent merkezindeki inşaat çalışmaları, rahatsızlık veriyor” diyor…
• Birileri de, “Günümüzde Roman yazanların, Kanunları yapanlardan daha güçlü olduğu gayet açık ve net olarak ortaya çıktı” diyor…