Salim Çavdar, Taksim Camiinin kazandırılma sürecine dikkat çekti

Salim Çavdar, Taksim Camiinin kazandırılma sürecine dikkat çekti

10.06.2021 11:24:44

Silivri Belediyesi Haziran Meclisi birinci oturumunda AK Parti Grubu adına gündem dışı söz alan Salim Çavdar, kısa bir süre önce ibadete açılan Taksim Cami'nin İstanbul'a kazandırma sürecini anlattı.

AK Parti Silivri Belediyesi AK Parti Meclis Üyesi Salim Çavdar'ın, Haziran oturumunda Taksim Camisi ile ilgili konuşması aynen şu şekilde: “Bir buçuk asırdır sevgilisine kavuşmayı bekleyen bir aşık gibi inancını ve umudunu hiç kaybetmemiş bir bey oğlunun hikayesinden söz etmek istiyorum. Kucağında bu toprakların şehadet parmağı gibi birlik ve beraberliğinin sembolü olan minarelerden, sulh ve selametin en gür sedası olan ezanlardan, kubbesinin altında cem olmuş gönüllerden mahrum bırakılmış, Müslüman Türk'ün ruhundan âri, çorak ve kuru bir meydandan, 14 kilise ve 10 sinagogun bulunduğu su gibi aziz olan dinin adaletle taksiminden mahrum bırakılmış bir hayalden, Taksim Camii'nden söz etmek istiyorum.
Öncelikle Nâzım'ın şiirinde ‘havsalam almıyordu bu hazin hali önce, ah, ey zavallı cami, seni böyle görünce' dediği Frenkleşme temayülüne karşı tek başına, yiğitçe, dimdik duran ve Müslüman gönüllere inşirah veren Ağa Camii'ni ve banisini, İstiklalin girişinde teneke mimarisi ve bozuk hoparlörü ile Ağa camiine omuz veren o küçük mescidi hürmetle selamlıyorum.
Taksim Camii'nin hikayesi biraz da Türk Siyasi ve İctimai hayatının bir özeti mahiyetindedir. Ve Meclis üyesi olarak görev yaptığımız İstanbul'umuzun geçmişini de ilgilendiren önemli anekdotların olduğu bir hikayedir bu. Bu hikâyede sorumluluk almış ve mücadele vermiş meclis üyelerinin de hatırını görmezden gelmek ve onları buradan anmamak takdir edersiniz ki vefasızlık olacaktır.
Tarih 14 Şubat 1952, Cumhuriyet Gazetesi manşeti: ‘Taksim meydanı, İstanbul'un büyük çapta Türk ve İslam mimarı abidelerinden mahrum bırakılmış bir köşedir.' Ankara anıtlar derneği planlama için hemen harekete geçer.
1960 yılında İshakol boyaları ve Sabri Ülker'in de üyesi olduğu Taksim Camii Şerifi Derneği kurulur. 1965'te Süleyman Demirel 10 yıllığına cami için bir arazi tahsis eder. İstanbul'un CHP'li belediye başkanı Ahmet İsvan açmış olduğu dava ile bu planı iptal ettirir.
Süleyman İshakoğlu bu kez ihtiyacı karşılamak için İstiklal caddesi üzerinde bir mescit yaptırır. CHP' li İstanbul belediyesi yine dava açar burayı da yıktırır.
1977 yılında Demirel ile Milliyetçi Cephe Hükümeti imar planı değişikliği ile yeni bir cami alanı tahsis eder. Tek engel vardır, arazide 180 metrekarelik hissesi olan CHP'li İstanbul Belediyesi. Belediye başkanı Aytekin Kotil, 180 metrekare hissesini vermeyerek projeyi engeller.
5 Mayıs 1980 Demirel bakanlar kurulu kararı ile bu defa Ziraat Bankası arazisini cami için tahsis eder. Bu defa da darbe olur, projeyi Kenan Evren iptal eder. İstanbul Belediye Başkanı İsmail Hakkı Aksanel bu arsaya ilişkin camii planını iptal eder ve burayı katlı otopark yapar.
Açılan davaya rağmen Danıştay 1983'de cami planını ‘şehircilik ilkelerine' aykırı olduğu gerekçesiyle iptal eder. 1989'da CHP'li başkan Nurettin Sözen'de bölgenin katlı otopark olarak kullanılmasında kararlıdır.
1991 yılında Taksim Camii Vakfı kurulur, 86 kişilik vakıf meclisinde kimler yoktur. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyib Erdoğan, Vehbi Koç, Rahmi Koç, Sabri Ülker ve niceleri. Fakat CHP'li İstanbul belediyesi Taksim'e cami yapmamakta kararlıdır ve talepler reddedilir.
1994'de yerel seçimlerde Cumhurbaşkanımız İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilir. Merhum Erbakan hocamız Taksim Camii temelinin atılacağını söyler, artık en büyük engel olan belediye engeli de kalkmıştır, sanıyorsunuz değil mi, hayır. Bu defa Hayri Kozakçıoğlu bu şehrin mülki idare amiri benim Taksim'e camii yaptırmam der. Ve koruma kurulu bu bölgenin altında mezarlık, nekropol olduğundan bahisle planı iptal ettirir ve arazi sit alanı ilan edilir.
Derken 28 Şubat darbesi ile İBB Meclisi'nde görev yapan Refah Partisi sözcüsü ülkede siyasi krizin derinleşmemesi adına taksim camii projesinin gündemden çekilmesini İBB Meclis kürsüsünden ilan etmek zorunda kalır.
Yıl 2011. Taksim Camii planları askıya çıkar. Bu defa şehir plancıları odası nöbeti devralır ve soluğu mahkemede alır. Ama artık yargı vesayetin değil milletin sesini ve taleplerini dinler. Bölgede artık gayrimüslim nüfusun değil Müslüman nüfusun çoğunlukta olduğunu ve bu nedenle camii ihtiyacına binaen davayı reddeder.

“BÜYÜK BİR ESERİ MİLLETİMİZE KAZANDIRMANIN HAKLI GURURUNU YAŞIYORUZ”
Veeee bugünlere geldik, Taksim Meydanı için vuslat vakti. Artık Taksim'de sadece ibadet için değil kültür sanat merkezi olarak da işlev görecek büyük bir eseri milletimize kazandırmanın haklı gururunu yaşıyoruz.
Bu hikâyenin özellikle siyaset bilimciler ve akademisyenler için Türkiye'nin yakın siyasi tarihini ve demokrasi serüvenini anlama ve devlet-millet buluşmasını anlatmak bakımından güzel bir örnekliğe sahip olduğunu düşünüyorum.
Artık o güzel Cumhuriyet anıtımızla beraber Taksim Camii ve politik bir agora özelliği ile meşhur olan Taksim meydanı lisan-ı hal ile bize şunları söylemektedir: ‘Ey Türkiye'nin güzel insanları! sizleri yıllarca laik-antilaik, gerici-yobaz, çağdaş-ilkel, sağcı-solcu, o cu bu cu diyerek birbirinize düşüren, batıcılığı milli ve dini değerlerle kavga etmekte bulan arkaik bir anlayışın artık sona erdiğini sizlere haykırıyorum. Benim hikayeme bakıp ibret alın ve asla ayrılığa düşmeyin.'
Taksim Camiinin 150 yıllık serüveninde az evvel saydığım ve sayamadığım kimler varsa hepsine teşekkür ediyorum. Bu güzel eseri milletimize kazandıran başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, caminin baniliğini üstlenen iş adamlarımıza, mimarlarımıza, mühendislerimize, çalışan işçilerimize hepsine gönülden teşekkür ediyor, Cumhur İttifakı olarak Taksim Camii'nin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.”
Sevginar Sali

  • ETİKETLER
PAYLAŞ
« Önceki Gümüşyaka’da düğün yeri sancısı
Sonraki »

YORUM YAP