Silivri Belediyesi'nin Şeyh Şamil Büstü ve Parkı açılışında konuşan Başkan Volkan Yılmaz, “ “Şamil, Kafkas dağının hürriyet güneşidir. Şamil Atatürk'ün öz be öz gardaşıdır. Şamili bilmeyenler Ata'sını ne bilir.” diyor şair. Nasıl ki Anadolu Türk tarihine, Osmanları Fatihleri, Yavuzları, Süleymanları, Atatürkleri yetiştirmiş, bahşetmiş ve kaydetmiş ise Kafkaslar da Dağıstan da Şeyh Şamil'leri, İmam Gazi Muhammed'leri, İmam Hamzat'ları yetiştirmiş, bahşetmiş ve kaydetmiştir. Selam olsun onlara ve Türk'ün bütün kahramanlarına” dedi.
Silivri Belediyesi'nin Şeyh Şamil Büstü ve Parkı açılışı Pazar günü, Başkan Volkan Yılmaz'ın evsahipliğinde Rusya Duma Milletvekili Saygitpaşa Umahanov, AK Parti İstanbul Milletvekili Seda Gören Bölük, Rusya Başkonsolos Vekili Anton Skvortsov, MHP İlçe Başkanımız Zafer Yalçın, Dağıstan Milletvekilleri, meclis üyeleri, ilçe yöneticileri, muhtarlar, Dağıstan Eğitim ve Kültür Derneği yöneticileri, kültür ve sanat insanlarının katılımlarıyla gerçekleştirildi.
YILMAZ: DAĞISTAN DÜNYA İLMİNE ÇOK BÜYÜK KATKILAR SUNMUŞTUR
Programda konuşan Başkan Volkan Yılmaz, açılışın anlam ve önemine ilişkin görüşlerini şöyle paylaştı: “Şair Resul Gamzatov'un, “Birçok ülkeyi dolaştığım zaman yorgun bir şekilde dönerken, Dağıstan eğilerek sordu bana: ‘Uzak bir ülkeye âşık oldun mu?' Dağa tırmandım ve o yükseklikten, derinden bir iç çekerek cevap verdim Dağıstan'a: ‘Ben çok yer gördüm, ama sen hala en sevilensin dünyada' diyerek tanımladığı Dağıstan'dan buraya, şehrimiz Silivri'ye teşrif etmiş çok değerli konuklarımız… Hoş geldiniz, şerefler verdiniz.
Tarih boyunca çeşitli kavimlerin geçiş yolu üzerinde bulunması ve taşıdığı jeostratejik konumundan dolayı Asya'yı Avrupa'ya, Ortadoğu'yu Rusya'ya bağlayan tek yol üzerinde bulunması, Kafkasya'yı ve Kafkasya özelinde Dağıstan'ı çok önemli noktaya taşımaktadır.
Üzülerek belirtmeliyim ki Dağıstan, Kafkasya coğrafyasında 19. Yüzyılda yaşananlar sonucunda hem Türk, hem İslam tarihi açısından unutulmaya yüz tutmuş bir bölge olmuştur. Dağıstan; yetiştirdiği yüzlerce âlim, inşa ettiği yüzlerce ilim yuvası ile dünya ilmine çok büyük katkılar sunmuştur.
1075 yılında Büyük Selçuklu veziri Nizamülmülk tarafından Dağıstan'ın Rutulsk bölgesi Tsahur köyünde yaptırılan Tsahur Medresesi, Avrupa'daki ilk üniversite sayılan Bologna Üniversitesinden 13 yıl önce ilim dünyasına hizmet etmeye başladığı, yakın bir zamana kadar maalesef ülkemizde ve dünyada bilinmiyordu.
“DAĞISTAN HEM TÜRK TARİHİ, HEM DÜNYA TÜRKLÜĞÜ, HEM DE TÜRKİYE İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR ÜLKEDİR”
Dağıstan, hem nüfus bakımından, hem coğrafi alan bakımından Kuzey Kafkasya'nın en önemli bölgelerinden birisi olmanın yanında hem Türk tarihi, hem Dünya Türklüğü, hem de Türkiye için çok önemli bir ülkedir. Ülkemiz Türkiye ile Rusya Federasyonu Dağıstan Özerk Cumhuriyeti arasındaki ilişkilerin Devletler Hukukuna uygun bir anlayışla geliştirilmesi ve zenginleştirilmesi gerektiğine inanmaktayım. Tarihi ve kültürel bağlarımız olan kardeş topluluklarla işbirliği yapılarak ülkelerimiz arasındaki ilişkilere katkıda bulunulmasını çok değerli görüyorum.
“TÜRK DİLİ KONUŞAN HALKLAR ARASINDAKİ KARDEŞLİĞİ GÜÇLENDİRMEK TARİHİ BİR SORUMLULUKTUR”
Bu bakımdan; sosyal, kültürel ve ekonomik ilişkilerimizin gelişimine yönelik kamu diplomasisi ve kültürel diplomasi faaliyetlerinin yürütülmesi yoluyla Türk dili konuşan halklar arasındaki kardeşliği güçlendirmek, Türk kültürünü dünyaya tanıtmak, yeni nesillere aktarmak, Türk kültürüne, sanatına ve edebiyatına katkı sunan şahsiyetler ile Türk tarihine mal olmuş kahramanların adına anma etkinlikleri düzenlemek, ve onların adlarını yaşatmak için mekanlar, parklar açmak, anıtlar yapmak tarihi bir sorumluluktur. İşte bugün burada açılışını yaptığımız Şeyh Şamil Parkı ve Büstü, bu anlayışın bir tezahürüdür.
“SELAM OLSUN TÜRK'ÜN BÜTÜN KAHRAMANLARINA”
“Şamil, Kafkas dağının hürriyet güneşidir. Şamil Atatürk'ün öz be öz gardaşıdır. Şamili bilmeyenler Ata'sını ne bilir.” diyor şair. Nasıl ki Anadolu Türk tarihine, Osmanları Fatihleri, Yavuzları, Süleymanları, Atatürkleri yetiştirmiş, bahşetmiş ve kaydetmiş ise Kafkaslar da Dağıstan da Şeyh Şamil'leri, İmam Gazi Muhammed'leri, İmam Hamzat'ları yetiştirmiş, bahşetmiş ve kaydetmiştir. Selam olsun onlara ve Türk'ün bütün kahramanlarına.
Bu duygu ve düşüncelerle, bugün bizlerle birlikte olan Rusya Federasyonu Duma Milletvekillerine, Dağıstan Özerk Cumhuriyeti Milletvekillerine, Rusya Federasyonu Başkonsolos Vekiline, Dağıstan Eğitim ve Kültür Derneğinin değerli mensuplarına teşekkür ediyor, saygı ve sevgilerimi sunuyorum.”
ÖZ: BU BÜSTÜ İMAM ŞAMİL'İ GELECEK NESİLLERE TANITMAK İÇİN HAZIRLADIK
Dağıstanlılar Derneği Başkan Vekili ve Proje Koordinatörü Yaşar Öz programda söz alarak şunları söyledi: “Saygıdeğer Volkan Başkanım bize bu parka büstü koyma imkanı verdiğiniz ve Şeyh Şamil İsmini koyduğunuz için teşekkür ediyoruz.Rusya Duma Milletvekili Saygitpaşa Umahanov'a bu büstün yapılması ve yerleştirilmesindeki katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz. Bu büstü biz önünde tapınmak için değil İmam Şamil'i gelecek nesillere tanıtmak için hazırladık. İslam ve dünya için nasıl mücadele ettiğini anlatmak için hazırladık. Ankara, İstanbul çeşitli yerlerde bu yöndeki çalışmalarımız olacak. Konferans, park ve akşamki gösteri için Belediye Başkanımıza teşekkür ediyorum. İstanbul Koordinatörümüz Seyithan Dağıstanlı, Kafkas Derneği Başkanımız Can Başkan'a teşekkür ediyorum.”
UMAHANOV: TÜRKİYE, GÜÇLÜ BİR ÖNDER VE ASKER OLAN İMAMIZI SEVİYOR
Programda konuşan Rusya Duma Milletvekili Saygitpaşa Umahanov duygularını şöyle aktardı: “Şeyh Şamil'imizin büstünü kurmamıza izin verdiğiniz bu imkanı bize tanıdığınız için çok teşekkür ederiz. İmam Şeyh Şamil, dünyadaki tüm Müslümanlar için bu çok değerli. Çok fazla turist gelip ziyaret edecek, Kafkasların tarihi hakkında bilgi edinecekler. Şeyh Şamil, halk arasından biriydi. Savaşta, bağımsızlığımız için mücadele etti. O bizim gururumuzdu. Türkiye, güçlü bir önder ve asker olan imamızı seviyor. Türkiye'yi ziyaret etti. Buradan da Medine'ye geçti. Hayatı orada sona erdi. O tüm Müslümanların ve Kafkasya'nın gururu.
Silivri de yer ve bölge olarak çok güzel, deniz ve doğa çok güzel. İnsanlar çok iyi ve misafirperver. Dağıstanlı halkımıza ev sahipliği yaptığınız için teşekkür ederiz.
“TÜRKİYE VE RUSYA HALKLARINI ERDOĞAN VE PUTİN BİRLEŞTİRİYOR”
Türkiye ve Rusya halklarını Cumhurbaşkanlarımız Recep Tayyip Erdoğan ve Vladimir Putin kurdukları ilişkilerle birleştiriyor. Bugün de telefon görüşmesi yaptılar. Cumhurbaşkanımız Vladimir Putin'in Türkiye'yi ziyaret etmesi bekleniyor.
Şairimiz Rasul Hamzatov'un anma törenin ardından bugün bu parkın ve Şeyh Şamil'in büst açılışındayız. İki etkinliği birleştirdik. Bu güzel şehirde bu güzel insanlarla bir araya geldik. Bize bu imkanı sunduğunuz için teşekkür ederiz.”
BÖLÜK'TEN YILMAZ'A TEŞEKKÜR
Şeyh Şamil Büstü ve Parkı açılış töreninde konuşan AK Parti İstanbul Milletvekili Seda Gören Bölük, park açılışında yaptığı konuşmada şu sözlerine yer verdi: “Cumhur İttifakı'nın parçası olarak çok çalışmalar yapıyoruz ama Silivri gibi denizin ve yeşilin bu kadar bir arada olduğu yerde sürekli park açmak çok kıymetli bir iş. O yüzden Belediye Başkanımız Volkan Yılmaz'a huzurunuzda çok teşekkür ediyorum.
“SİLİVRİ, ULUSLARARASI ANLAMDA DA AYRI BİR MARKA DEĞER HALİNE GELMİŞ”
Sabah da beraber bir piknikte, yeşilin ortasındaydık, yine uluslararası konuklarımız vardı. Silivri, demek ki artık kendi içinde değil, uluslararası anlamda da ayrı bir marka değer haline gelmiş bir ilçemiz oluyor. Bunun için teşekkür ediyorum.
Cumhurbaşkanım Recep Tayyip Erdoğan'ın selamlarını iletiyor, saygılar sunuyorum.”
Konuşmaların ardından park dolaşıldı ve büstün etrafında yerli ve yurt dışından gelen konuklar açılışı ölümsüzleştirdi.
ŞEYH ŞAMİL KİMDİR?
Şeyh Şamil, Kuzey Kafkasya halklarının siyasi ve dinî önderi, Kuzey Azerbaycan, Dağıstan, Çeçenistan ve Çerkesya'nın üçüncü imamı olan imam ve asker. Kafkasya'nın bağımsızlığı için mücadele etmiş olan Şeyh Şamil, Müslüman nüfusa sahip ülkelerde ün sahibidir. Ruslara karşı kazandığı zaferlerden ötürü "Kafkas Kartalı" ve "Rusya'nın Kâbusu" gibi isimlerle anılır. Hamzat Bey'den sonra Kafkasya'daki direnişçilerin komutanıdır ve aynı zamanda Nakşibendi şeyhlerinden Seyyid Cemaleddin Kumuki'nin halifelerindendir. Yirmi beş yıl sürdürdüğü savaş ile onu izleyenlerin benimsemiş oldukları İslam ve tasavvuf inancı, günümüzde Kafkas halkları arasında oldukça yaygındır.
HAYATI
Dağıstan'ın Gimri köyünde 26 Haziran 1797 tarihinde dünyaya geldi. Bir görüşe göre Avar kökenlidir. Babası Avarlardan Muhammed, annesi Avar beylerinden Pîr Budak'ın kızı Bahu Mesedu'dur. Diğer görüşe göre ise Baba tarafından Kumuk kökenlidir. Şamil'in kendisine "Tatar" dediğine dair iddialar vardır: “Kendimi güçlü hükümdarlarla karşılaştırmaya cesaret edemiyorum: Ben basit bir Tatarım, Şamil; ama toprağım, ormanlarım ve boğazlarım beni birçok hükümdardan daha güçlü kılıyor".
Tatar kelimesi Türk-Moğol asıllı göçebe toplumlar için genel bir ad olup, bazen özellikle Rus kaynaklarında Türk olmayan topluluklar için de kullanılmıştır. Ailede hem Kumuk hem de Avar dilleri konuşuluyordu.
Doğduğunda kendisine dedesi Ali'nin adı verildi. Ancak sürekli hasta olduğundan ad değiştirmenin iyi geleceğine dair geleneksel inancın etkisiyle ailesi adını Şâmil (Şâmûîl, Şemûîl) olarak değiştirdi. Ardından arkadaşı Molla Muhammed ile birlikte Harakinili Said ve ileride kayınpederi olacak olan Nakşibendi şeyhi Cemâleddin Gazi Kumuki'den dinî ilimleri tahsil etti ve yirmi yaşlarında ileri bir seviyeye ulaştı.
On beş yaşında at binmeye ve kılıç kullanmaya başlamıştır. Yirmi yaşında çoğu spor dalında yetenek sahibi biri hale gelmiştir. Ayrıca Nakşibendi tarikatında aldığı bu eğitim onda Rusların; Kafkasya'da ortadan kaldırmak istediği İslamiyet'i, tekrar canlandırmak ve yaymak için uğraşmasına, özgürlük, direniş ve İslam Birliği gibi bazı düşüncelerin gelişmesini sağlamıştır. Rus İmparatorluğu'na karşı Dağıstan'da başlattığı savaşını Çeçenistan'da sürdürmüştür. Savaş, Kuzeybatı Kafkasya'da devam eden Rus-Çerkes Savaşı ile birleşmiştir. 1848 yılında Şamil, Çerkesya'ya komutanı Naib Muhammed Emin'i gönderdi.
SÜRGÜN GÜNLERİ
Şeyh Şamil Ruslarla dağ başında (1800 yıllar). Dönemin güçlü devletlerinden biri olan Rusya'nın engellemesiyle dost olan ülkelerden gelen yardımlar kesilince, Şeyh Şamil ülkesinin gücünün tükenişini görmüştür. 1859'un 6 Eylül'ünde 70 bin kişilik Rus ordusuna, yanında birkaç yüz kişi kalıncaya kadar direndikten sonra, savaşı sürdürmesinin tehlikeli olduğunu anlayan Şeyh Şamil, Çarlık yetkilileriyle müzakereler yaparak, silah bırakma yolunu seçti.Rus Çarı II. Aleksandr, Şeyh Şamil'i sarayın kapısında son derece nazik karşıladı ve kılıcını almayarak kendisine olan hayranlığını dile getirdi.Şeyh Şamil, bir ay kadar sarayda misafir edildikten sonra, saygın tutsak olarak esaret yıllarını geçireceği Kaluga'ya gönderildi. Sürgüne gittiği çeşitli Rus kentlerinde sempati toplayarak günlerini geçirdi.
Şeyh Şamil davasına sadık bir insan olarak yaşamıştır; bu uğurda annesi ile arasında geçen olay tarihe geçmiştir:Savaş dönemlerinde halktan bazıları "Artık teslim olalım, anlaşma yapalım." diye söylenmeye başlamıştır. Bunun üzerine Şeyh Şamil teslim olmaktan bahsedene kırbaç cezası vermeyi uygun görmüştür. Bu durumda çekinen halk çareyi Şeyh Şamil'in annesine gitmekte bulmuşlardır. Annesi Şeyh Şamil'e teslim olma teklifini sorunca Şeyh Şamil koymuş olduğu kanundan ödün vermemiştir. Cezayı yaşlı bir kadın çekemeyeceğinden, ceza oğluna intikal ettirilmiş böylece Şeyh Şamil kendini kırbaçlattırmıştır.
VEFATI
Sürgünde on yıl kadar geçirdikten sonra Çar, Şeyh Şamil'in hacca gitmesine izin verdi. Kendi isteği ile gönderildiği Kiev'den 31 Mayıs 1869'da İstanbul'a gitti. Gittiği gün sadrazam ve şeyhülislam ile görüştü. Ardından 15 Ağustos 1869'da Dolmabahçe Sarayı'nda Padişah Abdülaziz ile görüştü. Padişah kendisine ve aile bireylerine maaş bağlattı. 15 Ocak 1870'te Abdülaziz'e veda ziyaretinde bulunmasının ardından yedi ay kaldığı İstanbul'dan 25 Ocak 1870'te hac vazifesini yerine getirmek için ayrıldı.Hac görevini yerine getirdikten sonra Şeyh Şamil, Şubat 1871'de Medine'de öldü. Şeyh Şamil, Medine'de bulunan Cennetü'l-Baki'ye defnedildi.
Sevginar SALİ