Trakya'nın verimli tarım toprakları, hava ve suyu Termik Santral tehdidi ile karşı karşıya. Ölüm Bacaları Silivri'ye yapılmak isteniyor; Belediye “Termik Santrale hayır” mücadelesi başlatıyor.
Termik Santral kurulmasına karşı mücadeleye öncülük eden Silivri Belediyesi “ölüm bacalarından” Trakya'yı korumak için kamuoyunu harekete geçiriyor. “Termik santrale hayır” diyorsanız siz de tepkisiz ve sessiz kalmayın 1 Aralık 2016 Perşembe günü saat 12.00'da Yaşar Kemal Sergi Salonunda yerinizi alın.
IŞIKLAR'DAN ÇAĞRI
“Değerli Hemşerilerim, Silivri'miz tüm dünyada “ölüm bacaları” olarak adlandırılan Kömürlü termik santral tehdidiyle karşı karşıya ve artık gün havana, suyuna, toprağına sahip çıkma günü. Kentini, geleceğini, çocuklarını düşünen, Silivri'de, Trakya'da ölüm bacaları "Termik santrale hayır" diyen tüm hemşerilerimi 1 Aralık 2016 Perşembe Günü Saat 12:00'de Yaşar Kemal Sergi Salonumuza bekliyoruz. Yaşanabilir bir Silivri için başlattığımız mücadelede sen olmazsan bir eksiğiz. Silivri'de Termik Santrale Hayır diyoruz” açıklamasında bulunan Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, kamuoyuna destek çağrısında bulundu.
“TERMİK SANTRAL SADECE BUGÜNÜ DEĞİL, GELECEĞİ DE KİRLETİYOR”
Kısa bir süre önce Silivri Çevre Derneğinin konuya ilişkin açıklaması şöyleydi: “Silivri'yi tehdit eden termik santral konusunda Çevre Derneği halkı ve yetkilileri uyardı. Dernek tarafından konuya ilişkin yapılan basın açıklaması aynen şu şekilde:
“İMAR PLANLARINDA DEĞİŞİKLİK YAPILARAK SANTRALLERE İZİN VERİLMEK İSTENİYOR”
“Şu sıralar Trakya'da iki ayrı “kömürlü termik santral” yapımı planlanıyor. Bu nedenle plan değişikliği yapılmak isteniyor. Daha önce yapılan planlarda “çevre kirleticiliği yüksek olan ve çevresel tahribe neden olan tesis” olarak kabul edilen ve yapımı yasak olan kömüre dayalı termik santralların yapılabilmesi için hem Silivri'nin, hem Çerkezköy'ün, hem de Vize'nin imar planlarında değişiklik yapıp bu kirliletici santrallara izin verilmek isteniyor. Üstelik bu santrallar, bölgede bulunan yer altı suları ile soğutulacakmış.
Yapılmak istenen santralın büyük bölümü Silivri'de, bir kısmı da Çerkezköy'de kalacak. Santralın 600 dönümü Çerkezköy'de, 4 850 dönümü ise Silivri'nin Çayırdere, Beyciler ve Büyük Çavuşlu köylerinin arasında.
“DÜNYA TERK EDİYOR BİZDE YAPILMAK İSTENİYOR”
Dünyanın giderek terk ettiği, en büyük kirleticilerden biri olan kömürlü termik santralları ülkemizde yeniden gündeme getirmek büyük bir hata. Kömürlü termik santrallar, hem insan sağlığı hem de yaşadığımız çevre için büyük tehlikelerin sebebidir. Santralların bacalarından çıkan kömür tozları ve baca gazları hem insanları kansere kadar giden çeşit çeşit hastalıklarla karşı karşıya bırakmakta, hem de tarım alanlarımızı ve ormanlarımızı tahrip etmektedir. Dünyanın giderek kuraklıkla karşı karşıya kaldığı bu günlerde, çok yakında insanlar içme suyu bulmakta zorlanacakken ve su kaynaklarını paylaşmak için savaşmaya başlamışken yeraltı sularımızı kömürlü termik santralın soğutma suyu olarak ziyan etmek anlaşılmaz bir şeydir.
TERMİK SANTRALLERİN ZARARLARI
Gelin kömürlü termik santralin zararlarına bir göz atalım.
1- Termik santralden çıkan gazlar, tarım ürünleri, hayvanlar, su varlıkları ve ormanlar üzerinde kalıcı tahribat bırakıyor.
2- Yine bu termik santrallerden çıkan kükürtdioksit, azotoksit ve partikül madde gibi maddeler içerdikleri ağır metallerle insanların merkezi sinir sistemini etkiliyor, anormal doğumlara sebep oluyor, gelişme ve öğrenme yeteneğini azaltıyor.
3- Yine santrallerden çıkan küllerde var olan radon gazı kanser vakalarında artışa neden oluyor.
4- Santrallerin bacalarından çıkan gazlar asit yağmurları oluşturuyor ve yağan yağmurla toprağın kimyasal yapısı bozuluyor. Haliyle tarımsal verim düşüyor, ağaçlar kuruyor, hayvancılıkla ilgili faaliyetler zarar görüyor. Yani bölgede oturan bir vatandaşın tarım, hayvancılık, arıcılık ve benzerlerini yapması zor.
5- Termik santrallerde soğutma, temizleme ve buhar elde etmek için bol miktarda su kullanılıyor. Kullanılan bu sular daha sonra atık halinde toprağa, yer altı sularına, denize veya akarsulara boşalıyor. Böylece suyumuz da kirlenmiş oluyor.
Maalesef termik santral yapacak olan hiç bir şirket ve onlara bu konuda destek veren devlet yetkilileri insanlara bu bilgileri vermiyor. Aksine bu bilgileri inkâr ediyorlar. Termik santrale karşı çıkanlara sanki suç işliyormuş gibi davranıyorlar. Termik santraller sadece bu günü değil geleceği de kirletir. Bu yüzden çocuklarımız için, geleceğimiz için başka alternatiflere, yenilenebilir enerjilere yönelmek gerek.”
Dünyadaki korbondiyoksit kirliliğinin yaklaşık üçte birinden kömürlü termik santraller sorumlu. Ancak ne yazık ki kömürün tek suçu iklimi değiştiren en tehlikeli fosil yakıt olması değil. Kömürün yaratacağı trajedi bundan çok daha fazlası. Kömüre bağımlı ülkeler yüzünden gezegenimizin iklimi hızla değişiyor. Türkiye de birçoğu ithal kömürle çalışacak 40 kömürlü termik santral nedeniyle bu bağımlı ülkelerden biri olmaya aday. Ancak kömüre bağımlı olan ülkeleri bekleyen bazı acı gerçekler var. Toprağın ve suyun zehirlenmesi, olası asit yağmurları ve erozyon bunlardan sadece bir kaçı...
Kömür iklim değişikliğine neden olan en tehlikeli yakıttır. İçerdiği yüksek miktardaki karbon nedeniyle termik santrallerde kömür kullanmak en çok karbondioksit kirliliğine yol açan enerji üretim şeklidir. Tüm dünyada kömür santrallerinden sadece bir yılda 7 milyar ton karbondioksit salımı gerçekleşmektedir. Bu miktar dünyadaki yıllık karbondioksit salımlarının %41'ini oluşturur. Ayrıca kömür madenciliği de, karbondioksitten 20 kat güçlü olan metan gazının açığa çıkmasına neden olur.
Kömür santralleri yılda 1450 metrik ton yani %50'lik bir payla cıva kirliliğinin en büyük sebebidir. Cıva insan vücuduna ciddi zararlar veren ve nesilden nesile geçebilen bir nörotoksindir. Cıva bölgedeki su kaynaklarının kalitesinin düşmesine neden olur. Toprağı zehirler ve besin zincirine karışarak sayısız ölümcül hastalığa sebep olur.
Kömür, asit yağmurlarına sebep olur. Asit yağmurlarında ortaya çıkan duman tüm ekosistemi yok edebilir. Orta Avrupa'da kömür santrallerinin etrafında çok geniş alanları kapsayan orman kayıpları kaydedilmiştir. Birçok kömür santrali bulunan Çin'de 487 şehrin %54.5'ünde asit yağmuru gözlendi. Asit yağmurları ayrıca insanlarda astım ve akciğer kanseri başta olmak üzere sayısız hastalığa sebep olur.
Kömürün yanması sonucu açığa çıkan atık zehirlidir. Kömür, küçük partiküller ve radyasyon yoluyla gerçekleşen hastalıkların kaynağıdır. Kömür yakmak zararlı partiküllerin ve radyasyonun açığa çıkmasına neden olur. Bu parçacıklar akciğer fonksiyonlarında azalma, astım, kardiyovasküler rahatsızlıklar ve bebek ölümlerine sebep olur.
Kısırlık, kanser, prostat ve solunum sorunları, kardiyovasküler ve nörolojik hasarlar, hipertansiyon, işitme bozukluğu bu maddelerin sebep olduğu hastalıklardan sadece bir kaçı. Kömür yakıldığında ortaya çıkan artıklar ağır metaller ve zehirli maddeler içerir. Örneğin, insan sağlığına veya çevreye zarar verebilecek miktarlarda arsenik, kadmiyum, krom ve kurşun bulunabilir. Bu kirleticiler içme su kaynaklarına, yüzey su gövdelerine, bitkilere veya hayvanlara ulaştığında riskler meydana gelir.
Kömür madenleri yaralanmalara ve ölümlere yol açar. Kömür madenciliği yerel halk ve madenciler üzerinde de olumsuz etkilere sahiptir. Kömür madenciliğinin yol açtığı ölümler tahmin edeceğinizden kat kat fazladır.
Kömür santrallerinin kuraklığa sebep olmasının yanı sıra kömür madenciliği de her gün tahmini 70 milyonla, 260 milyon galon su gerektirmektedir. Kömür tatlı su kaynaklarını azaltır. Kömür santrallerinden yayılan zehirli maddeler bölgedeki tatlı suyu kirletir. Kömür madenciliği ise asit maden kanalizasyonu (AMD) yoluyla su kirliliğini tetikleyen nedenlerinden biridir. AMD; minerallerin oksijen ve suya maruz kalması sonucunda oluşan ve ağır metal içeren atık sudur. Bu zehirli su sızdığında sadece yeraltı sularını değil toprağı da zehirler.
Kömür madenciliği erozyona neden olur. Madencilik alanının yüzeyindeki bitki örtüsü yok edilir. Bu durum toprak erozyonunu tetikler. Açık kömür madenciliğinde yeraltındaki kömürün zayıf bağlantı yerlerine ulaşabilmek için dağların tepeleri patlatılır. Yeraltı madenciliği de çökebilecek yeraltı boşluklarına sebep olur. Bu nedenle bölgede tarım potansiyelinde azalmaya sebep olur, akıntı rezervlerinde depolama kapasitesinde kayıplara yol açar, azalan nehir kanal kapasiteleri yüzünden sel baskınlarını artar bu da beraberinde erozyonu tetikler.
Kömür elektrik üretiminde verimsizdir ve çok fazla toplumsal maliyeti vardır. Diğer fosil yakıtlarla karşılaştırıldığında kömürün daha ucuz olduğu düşünülür. Oysa kömürün gizli maliyeti üçüncü kişilere yüklenen toplumsal maliyetlerden kaynaklanır. Aslında, kömürün gerçek maliyeti yerel topluluklar üzerine yüklediği sağlık problemleri, tarıma verdiği zararlar, su kaynaklarının azalması gibi sorunları içermektedir.
Türkiye'deki kömür rezervleri çoğunlukla linyit olarak sınıflandırılmaktadır; linyit en düşük karbon içeriğine ve en yüksek nem oranına sahip kömür türüdür. Kirletme oranı çok yüksektir ve enerji değeri çok düşüktür. Bu kömür santrallerini daha az verimli hale getirir, elektriği daha pahalı konuma getirir ve toplumsal maliyetleri arttırır.
Kömür fiyatları petrol fiyatlarına bağlı olarak sürekli artmaktadır. Yani, kömür ithal etmek çok anlamsızdır. Kömür ticaretinde önemli bir faktör, %70 oranla taşımacılıktır. Petrol fiyatlarının artışı, taşımacılıkta kullanılan yakıt olması dolayısıyla kömür fiyatlarını da arttırmaktadır. Küresel piyasalarda, 2000-2006 yılları arasında kömür fiyatları ikiye katlanmıştır. Mayıs 2007 ile Mayıs 2008 arasında Avrupa'daki peşin fiyat metrik ton başına 70 ABD Dolarından 150 Dolara yükselmiştir.”
Yeni kömür santralinin yapımıyla ülkemizin, Trakya ve Silivri'nin bu acı gerçekleri yaşamasına izin vermeyelim.
Henüz çok geç değil…