“Kasten ve isteyerek kimsenin mahvından sorumlu tutulamam :)) Adil abi yazdıklarını okurken, dizlerimin bağı çözülüyor… Hakkında yazdığın kimselere Allah yardım etsin :)) sanıyorum kaşındım; nokta koyuyorum… Saygılar ve sevgilerimle…” Bu satırlar patronum Sevginar'a ait. Son yazıma tek delikanlıca tepkiyi verebilen olarak ne kadar övünse azdır. Diğerleri basit mırıldanmaların ötesine geçmedi. Bu nedenle herkesçe anlaşılmış umuduyla Silivri'nin çocuğu olma yolunda hızlı bir yarış bekliyorum.
Patronuma da şahısların mahvını değil Silivri'yi düşünmesini tavsiye ediyorum.
Tepkiye ve eleştiriye itirazım olmaz, olamaz. Benim yazım okunup, hazmedilip, hava koklanıp ertesi gün fazlasıyla karşılık verilseydi başım üstüneydi. Başkalarını düşünüp, biraz da acıma duygusuyla Sirkecioğlu'nun keskinliğini azaltma gayreti tam bir provokasyon kokuyor! Rahmetli ustası da aynısını yapar “Denge kurmak zorundayım” derdi. Ricam dengenin bir gün sonra kurulması. Önceki sayfada olmanın avantajını kullanmak hoş olmadı.
Saygılar ve sevgilerimle…
Yazımı okudunuz düşündünüz. Ben yazdıktan sonra daha çok düşündüm. Satırlarımın daha fazla Silivri'nin çocuğu olamayanları çağrıştırdığını fark ettim. İyi örnekler bulmalıyım ki teşvik edici olayım. Silivri'ye faydalı insanların önünü açayım. Sıralamaya girebilecek çok fazla isim de bulamadım maalesef.
Dilerim önümüzdeki yıllarda beni utandıracak gelişmeler olur, ben de memnuniyetle kabul ederim.
Örnek ararken, düşünürken Rumeli Üniversitesi Rektörü Salih Aynural'a ziyarete gittik. Üniversitemizin Silivri'mize ve ülkemize hayırlı olsun dileklerimizi SİAD olarak ilettik. İlk defa karşılaştığım, sohbet ettiğim bir insana bu kadar çabuk kanım kaynayacağını söyleseler inanmazdım. İdealist olmanın yaşla ilgisinin bulunmadığının en iyi örneği Aynural. Üniversitesini, Silivri'yi, öğrencisini böylesine sahiplenen başka bir rektör olamaz. Adı geçen başka üniversiteler arasından hiç umulmadık bir şekilde sıyrılıp eğitime başlayan Rumeli Üniversitesi oldu. Kurucusunu rahmetle anarken, rektörünün arkasında dimdik duran mütevelli heyetini kutluyorum. 690 öğrencisi olduğunu, önümüzdeki yıl 2000'e ulaşacaklarını, dört yıl sonunda 5000 öğrencinin Silivri için büyük bir kazanç olacağını zevkle öğrendim.
Silivri'ye bundan daha iyi hizmete şahit olamadım. Bu nedenle üniversiteyi temsilen, Salih Aynural'ı Silivri'nin çocuklarında birinci sıraya yerleştiriyorum. En güzel yerimizi tahsis edip vermemize rağmen bunca yıldır hiçbir gelişme göstermeyen Selimpaşa'daki üniversiteyi kınıyor, örnek almasını istiyorum. Üniversitenin yol ve kaldırımlarının hızla yapılmakta olduğunu gördüm. Emeği geçenleri kutluyorum. Önünden minibüs hattı geçip geçmediğini sormadım. Şayet yoksa acil düzenleme talep ediyorum!
Uzun süredir çalışma ve gayretlerine şahit olduğum Hakan Kocabaş'ı Silivri'nin çocuklarında ikinci sıraya yerleştiriyorum. Sadece SİAD Başkanı olarak değil insani özellikleriyle de hakkediyor. Herkesle barış içinde hedefe kararlılıkla yürüyor. Mesut Söylet'le iyi bir ikili oldukları gibi yönetim ve üyelerle hiçbir problem yaşamadılar. Ülke ekonomisindeki Silivri katkısını artırdıkça daha çok Silivri çocuğu olacaklar. İnsanıma iş ve ekmek verenlerin temsilcisi olarak her türlü övgüyü hakkediyorlar. Sevginar gibi önyargılarından kurtulabilenler bana hak vereceklerdir. Çamur atma çabası içinde olanların ne çocuğu olduğuna siz karar verin.
Bugün ikinci sıraya koyduğum Kocabaş havlu atar, çekilirse beni pişman eder. Övgümün yetersiz olduğu zamanda, yerden yere vurmamın ne derece etkili olduğunu bilenlerdendir. Kendi yönetiminin huzurunda bile, biranda başarısız olduğunun dile getirilmesine şaşkınlıkla şahit olan Kocabaş; köşemde yazacaklarımı göze alabilmeli. Şaka değil, yaparım. Tehdit, şantaj, suiistimal kabul edilmesi umurumda bile olmaz.
Patronuma rağmen üçüncü sıraya Özcan Işıklar'ı yazıyorum. Kendisi ve sevenleri üçüncülüğe itiraz edecekler, biliyorum. Benim terazim bu kadarına müsaade ediyor. Hak etmediğini ileri süreceklerin düşünmeleri gereken birçok konu var. Bütün imkansızlıklara rağmen ikinci dönem kazanan Işıklar'ın en büyük özelliği; herkese dokunabilmesi, gönlüne girebilmesi. Çok kinci olduğunu iddia edenlerin, bu iddiaları umursanmaz oldu. Yapamayacaklarını bile; yapacak olduğuna kendini de karşısındakileri de inandırması büyük kabiliyet. Silivri'nin çocuğu olduğuna güveni tam. Takdir ediyor, destekliyorum.
İlk duyduğumda kulağa hoş gelmişti. Şimdi basitlik ve ihanet olarak değerlendiriyorum. Neyi mi? Işıklar'ın Bakırköy Belediye Başkanlığı hayalini. Olmaz ama olur da Kılıçdaroğlu oldurursa vah Işıklar'ın haline. Anında Silivri çocuklarından alıp, katı atıkları eritme tesisine atarım. Bakırköy için Silivri'nin atlama taşı olarak kullanılmasını kabul etmek de ettirmek de çok zor. Büyükşehir başkan adaylığını muaf tutuyorum. Gerçekleşir ve kazanırsa bütün Silivri gibi ben de gurur duyarım. Nereden çıkardın şimdi bunu diyenleri duyar gibiyim. Siz bir kenara not alın ve takip etmeye devam edin. CHP'deki muhalifler gözünüz aydın. Silivri'de önünüz açılırken, kısmetinizde Işıklar için çalışmak da olacakmış. Hiç de fena bir gelişme olmaz dimi?
Listeye girebilecek adayları da yazmayı düşünüyordum. Yazı çok uzadı, başka zaman. Uzun tutmasın eleştirileri bana ulaştı, kabul ettim. İlk üç sıralamaya tek itiraz edebilecek isim Hüseyin Turan olabilir. Kendisi değil ama Turan'dan daha Turancı olmayı görev kabul etmişler, “Bunca hizmetine rağmen listeye nasıl koymaz?” goygoyculuğuna soyunacaklardır. Başkalarına değil ama bizzat kendisine çok rahat anlatacağıma inanıyorum. Bugün anladığı hataları yapmasaydı, heykeli dikilecek kadar Silivri çocuğu kabul edilecekti. Eminim Turan dostları anladı beni!!!
Silivri çocuğu olma yolunda yarışta kalın…