100. GÜN


20. yılımız münasebetiyle verdiğimiz iftar yemeğimize katılan ve ilgi gösteren tüm dostlarımıza teşekkür ediyorum. Ulaşmadıklarımızdan özür diliyorum. Ak Partinin Çanakkale iftarıyla çakışmış olması talihsizlik. Partiden uzak tutma gayretleri bu tür sıkıntılara neden oluyor. Özcan Işıklar’ın yoğun programına rağmen iftarımıza başkan yardımcısı Mehmet Has’la birlikte katılmasını halk adamlığının ve dostluğunun göstergesi kabul ediyor, şükranlarımı sunuyorum.

Dostluk başka, siyaset ve ticaret başka deyip gündeme hızlı bir dönüş yapmak istiyorum. İki dönemdir alıştırıldığımız 100. gün toplantı ve icraatlarından bu dönem eser yok. Seçimin üzerinden sessiz sedasız 100 gün geçti kimse farkında bile değil. Geçmiş dönemde 100 gün içerisinde söndürülmüş belediyelerdeki organizeyi dahi yapabilen Silivri Belediyesi bu dönemde hiçbir şey yapmamış olmanın mahcubiyetini yaşarmış gibi! 100 gün parti içi muhalefeti hizaya sokmaya, belediyede kurulmuş paralel yapıları yok etmeye, yeni kurulacak olanları ekarte etmeye dahi yetmedi deniyorsa, tam bir kayıp dönem yaşayacağız demektir.

Silivri de yaşayanlar olarak 100 gün içerisinde üniversite açılışı beklemiyorduk. Geçen dönem ilk yüzü ve sonrasını program olarak ortaya koyabilen Işıklardan, tecrübeli bir başkan olarak bu dönem daha fazlasını beklerdik. Plansız, programsız bir belediye ve başkanı Silivri’ye hizmet konusunda sınıfta kalır. Bir sonraki dönem adaylığı düşünmüyorum yaklaşımıyla günlerini yurt dışı gezileriyle, yurtiçi parti toplantılarıyla geçiren başkan Silivri de kaldığı süre içinde hizmete vakit bulamıyor. Rast geldiğinde meclise başkanlık yapması adaptasyon sorununu da beraberinde taşıyor. Gereksiz ve fuzuli gerginlik prenslere belki yakışır ama Işıklar’a asla yakışmıyor.

Seçenlerin, oy verenlerin, vermeyenlerin, kısacası tüm Silivri’nin hizmet konusunda beklenti çıtasının düşüklüğü ve iyi niyeti hoyratça kullanılıp heba edilmemeli. Halk adamı, başkan, abi, kardeş, akraba gibi görülen Işıklar’ın yerini; pişmanlık duyulan bir Işıklar almaya başlarsa emin olun hepimiz üzülürüz. Sevinenler olmaz mı, elbet olur. Ben onları günübirlik Silivri’li kabul ediyorum. Silivri’yi seven, güzelliklerinden ve nimetlerinden faydalanıp bütün çöp ve pisliklerini bırakanlardan. Maalesef siyasette ve günlük hayatta bu tür yapılar fazlasıyla var ve olmaya devam edecek.

Silivri’nin kangren haline gelmiş iki konusu var. Kültür merkezi ve üniversite. Kültür merkezi her seçim döneminde istismarı yapıldığı halde bir türlü gerçekleştirilemeyen proje. Bu dönemde netice alınmazsa üç belediye başkanı eskitmiş olacak. Üniversite ise Turan döneminde zayıf kalan birkaç teşebbüsten sonra Işıklar’ın dört üniversite getireceğim hayali ve iddiasıyla gündeme oturdu, dikkatleri çekti. Geçen dönem gerçekleşeceğine hiç kimse inanmadı, Işıklar sadece kendini inandırdı. Bizler inancına, samimiyetine, çabalarına hatta bu konulardaki tecrübesizliğine saygı duyduk. Dönem sonunda burası Türkiye, bazı şeyler istesen de olmuyor noktasına dönüş yapmasını istemiyorum.

100. gün atlandı, artık 200 mü olur 300 mü olur bilemem ama kamuoyunun karşısına ciddi ve tutarlı bir programla çıkma ve iddialı olma mecburiyeti var. Başkan satır aralarında kurulacak olan üniversitenin 2015 yılında öğrenci alacağını, hatta kılavuzlara gireceğini söylüyor. Hepimizin temennisi olur ama ben kötü olma pahasına iddia ediyorum mümkün değil. Teşvik ve tahrik etmek için üç sene sonrasını bile kabul edebileceğimi, hayır dua ile anacağımı ilan ediyorum. Hodri meydan. Gerçekleştirebilirse büyük iş başarmış olacak.

Cumhurbaşkanı seçimleriyle ilgili de yazmayı düşünüyordum ama daha fazla sıkıcı olmak istemiyorum. Başka zaman diyorum.

Umarım bir iftar verdi, burnumuzdan getirdi denmeyecektir. Kendimi de karşımdakini de ikna etmeye çalışmak gibi bir gayem olamaz. Ben sadece ikaz görevimi yerine getirmeye çalıştığımı düşünüyorum.

İftarsız kalmayın ama kültürsüz, eğitimsiz hiç kalmayın.

YORUM YAP