“İstanbul'u alan Türkiye'yi alır” sözüne ister inanın isterseniz de tekrarlaya tekrarlaya ezberlemiş olun… Referandumda niye bu formül tutmadı; tartışmaya gerek yok sanıyorum!
2009'da Kemal Kılıçdaroğlu, 2014'te Mustafa Sarıgül'le azımsanmayacak sonuçlar alan CHP için 2019'da İstanbul'da iktidar olma durumu her zamankinden daha yüksek olasılık…
CHP'den ilk İBB İstanbul adaylık ışığını yakan Akif Hamzaçebi oldu… Bürokrat ağırlığı en iyi bilenen özelliği olurken, güçlü bir gerekçesi olmadan kendini böyle ortaya atmayacağını tahmin edersiniz… Keza, “Kılıçdaroğlu, Hamzaçebi'ye İstanbul'u söz vermiş” sözü de dilden dile dolaşıyor… Söz vermiş olmasa bile, “Aday olma” diyecek durumu yok.
Trakya ve Silivri açısından bizim en kolay ısınacağımız, zaten ezelden kanımızın kaynadığı isim Muharrem İnce kuşkusuz…
AK Parti bile sonradan pek çoğunun formalite olduğu anlaşılan temayüller, anketler, bir dizi kamuoyu yoklaması yaparak aday belirlemesine giderken, CHP Lideri'nin sözü ile bitmez İstanbul masalı!
Son olarak bir dönem CHP İstanbul İl Başkanlığı görevinde de bulunan Gürsel Tekin de İstanbul Başkan Adaylığı ile ilgili niyetini kamuoyuyla paylaştı…
Çebi'nin de Tekin'in de aday adaylığı Sarıgül'e tercih edilmiştir; bunu da unutmayın!
***
Sözünü ettiğimiz CHP'nin İstanbul adayı olasılıklarının Silivri'ye etkisi ne olur?
İnce'nin adaylığı kesinleşir kesinleşmez Işıklar, çalışmaya başlar…
Diğer iki olasılıkta da fazla değişen bir şey olmaz…
CHP adaylarında kendi parti oylarından ziyade diğer eğilimlerdeki seçmenin dikkatini çekecek, güvenini kazanacak, oyunu alacak isimler ile hareket edilmesi gerektiği aşikar…
Siyasi partilerin düştüğü fiks hata; politik yandaşlığın yararından çok zararı olduğunu görmemeleri… “Bu benden ona istediğini vereyim” diyorsanız, sizden bir fazlasını veren çıktığında o kişiyi yanınızda bulamadığınızda şaşırmayın… Kişisel vaatlerden ziyade, organik bağlar, duyulan inanç ve güven esas tutulmalı…
Işıklar'ın alternatifsizliğini konuşuyoruz genelde bunu alternatifini oluşturacak isimleri yakın ekibinde tutmasıyla da açıklayabiliriz. “Her insan yaşattığını yaşar” sözü aklıma geliyor… 2004'te Işıklar pek ala CHP'nin adayı olabilirken, Değirmenci'nin sürdürdüğü iddianın karşısına çıkmadı. Yılmaz Kandemir'in ikinci olduğu seçimde birinci de olurmuş gibi geliyor… Üçüncü dönemi sonrası için şimdiden bir şey söylemek mümkün değil de; 2019'tan sonra bir beş yıl daha Silivri'nin kaderini elinde tutacak isim belli gibi bir şey…
İNANMAK VE GÜVENMEK
Çoğu zaman eş anlamlı olarak kullandığımız bu iki kelime aklımı meşgul ediyor bu ara… İnanmak kolay ve çoğunlukla kişisel bir seçim… Ama güvenmek daha çok içgüdüsel bir şey… Aklınızı kandırabilirsiniz ama duygularınızı asla : ) İnanmak istediğiniz kişi ile ilgili aklınızdaki deli sorulara kulaklarınızı tıkayabilirsiniz. Güvenmek istediğiniz kişi hususunda karşınızdakinin yapması gerekenleri üstlenemezsiniz! İnanç inşa edilir, yıkılır… Güven daha uzun ve kapsamlı bir süreç olmakla birlikte, defalarca yıkılmayı kaldıramaz… Enkazında, hayata sağlıklı devam etmenizi sağlayan, pek çok şey kalır…
Her iki duygu sizin dışınızda birinde yansıyor olsa da; kendinizin bile erişemediği içsel derinliğinizde kökleri, temel taşları bulunur… İnancınızı hak eden, güveninize layık olan insanlar çoğalsın hayatınızda…
Mutlu haftalar…