Ahmet Yücegök

52. YOĞURT FESTİVALİ


"Sİlİvrİ Yoğurdu”
Ara ki bulasın…
6 Günlük Festival boyunca…
Yok sattı…
Bu anlamda…
"Yoğurt” anlamında festival amacına ulaşmış oldu, diyebiliriz..
***
Festivalin başlangıcı olan, yürüyüş Pazartesi günü saat 20.00’de Silivri Belediyesi önünden başladı…
Belediye Bandosu eşliğinde, protokol tam kadro olarak Çarşı Meydanına doğru yürüyüşe geçildi. İş Bankası’nın bulunduğu köşeden Uğur Mumcu Meydanı’na çıkıldı…
Bu arada…
Çok sayıda Silivrili yürüyüşe katıldı. Bu sayı giderek çoğaldı. Sona erdiği Atatürk Anıtı önünde doruğa ulaştı.Yoldan geçerken pencerelerden izleyenlerin yüzlerindeki mutluluk saklanmıyor. Kimi bayrak, kimi hırkasını sallıyor. Kimi de 10.Yıl Marşı ile iyice coşup avazı çıktığı kadar bağırıyor…
Nihayet İskele Meydanı’na geliyoruz…
Saygı duruşuna geçildi. Ardından İstiklal Marşı okundu. Böylece 52.Yoğurt Festivali başlamış oldu...
Bu arada, gelenler Protokol heyeti ile birlikte sahilde yapımı tamamlanmış olan Balıkçı Heykeli’nin açılışını yaptı…
***
Daha sonra…
Grupların yapacakları Folklor Gösterileri ve Yerel Sanatçıların Önceden hazırlanmış platformun önündeki oturma yerlerine geçildi. Sergiledikleri Müzik ve Folklor gösterilerine geçildi…
Üç gün boyunca devam eden bu Şölen izleyenleri tam anlamıyla hayran bıraktı.Şaşkınlığım yarattı bile diyebiliriz. Nedeni ise, sahnedekiler "komşumuz” "Mahallemizin Çocuğu” özetle "içimizden biri” idi … Ama, bizler bu ana kadar onların böyle bir yetenek sahibi olduğundan habersizdik …
***
Belediye önünden sahile yapılan yürüyüşün ardından, yurtdışından gelen misafir ekiplerle ilk tanışma yemeği vardı. Saat 20.00’de Garden Et Lokantası’nda toplanmaya başladık. Ekipler haricinde Silivri’de var olan tüm Sivil Toplum Kuruluşlarının temsilcileri de bu tanışma merasimine davetliydi…
***
Her ülkenin Bayrağının rengi farklı. Rengarenk görüntüler. Adeta renk cümbüşü. Güzel bir manzara oluştu …
***
Ekiplerin sunduğu Folklor Gösterileri ve müziğin ritmi bir arada bulunan bunca insanı birleştirdi. Sahnedeki her ekibin gösterisine, daha önce gösterilerini tamamlamış olan ekibin katılması inanılır gibi değildi…
Ekiplerin büyük çoğunluğu "Balkan Ülkeleri” diye adlandırdığımız coğrafyadan geldikleri için, dilleri farklı olsa bile kullandıkları müzik enstrümanları da, neredeyse ayni. Öyle olunca da, sözler anlaşılmasa bile ekipler müziğin tınısında kolayca birleşebiliyor…
İnanıyorum ki…
Burada olanların hiç biri gecenin bitmesini istemedi…
***
Bir bilgenin dediği gibi "Yoğurt” bahaneydi, önemli olan dostluktu…
Yoğurt Festivali de amaç değildi…
Araçtı aslında …
Öyle olunca da…
Üç gün boyunca devam eden "folklor gösterileri ve yerel sanatçıların sundukları müzik ziyafeti” seyreden, gözleyen, dinleyen herkesi mest etti …
***
Ve…4. gün …
"Hadise”

Arada başka etkinlikler olsa bile bu gecenin belirleyicisi "Hadise” olacağı gün içinde anlaşılmıştı. Gece daha başlamamış, hatta güneş batmamış. Sandalyeler kapışılmaya başlamış bile. Hava sıcak. Mahalle aralarından akın akın gelenleri görüyorum. Alan hınca hınç dolu. Kolayca, Silivri tarihinde bu kadar kalabalık görmedi diyebilirim. Eh, bu kadar kalabalığın kontrolü da zor tabi. Bir ara, çok önemli olmasa da küçük itiş kakışlar oluyor. Tekrar durum normale dönüyor. Gece sona erdiğinde herkes yorgun ve bitkin. Hadise’yi bu güne kadar hep televizyondan izlemiş ve müziğinden çok, hareketlerini ve fiziğini beğenmiş olanlardan "fiziği” yetersiz olanlar çoktu. Televizyonlarda daha uzun görünüyormuş o nedenle hayal kırıklığı yaşadıklarını gözledim …
***
Ve…
"Edip Akbayram”
O ses. O güçlü ses… İnanılır gibi değil…

1980 Öncesi …
Emekçilerin Grev yakından tanıdığı…
Bu gün …
Yine ayni ses…
O kadar yıl…
Hem de hep çileli geçen o kadar yıl…
Yıllar…
Saçlarının renginden başka bir şey almamış ondan…
Evet…
1980’li yıllar …
Her tarafı yangın yeri…
Sokaklar tehlikeli…
Sabaha kimin cenazesinde buluşulacak belli değil…
O günlerde…
Bu ses…
Emekçiler cesaret veriyordu…
Güç veriyordu. Moral veriyordu…Tıpkı, bu günün Gezi Parkı direnişinde gençlerin verdiği gibi …
Gece…
Koro halinde "Başın öne eğilmesin” diyerek sona erdi…
***
En son…
"Sıla”

O başka bir tarz…
Sevenleri o kadar çok ki…
Bahsetmek için görmek , dinlemek gerekir…
Gördünüz mü ?.
Festivali yine "şarkı, türkü” kapanına sıkıştırdım…
Oysa…
"Resim Sergisi”
"Fotoğraf sergisi”
"Basketbol-Voleybol Turnuvaları”
"Satranç”
"Tavla”
"Briç”
"Yoğurt Mayalama”
"Köpek Irkları Yarışması”
"Mahalle Evleri” ürettiklerini sergilediler…
"Balıkçı Heykeli” vardı…
Vardı,oğlu vardı…
Ve…
Tüm …
Yarışmalara katılım …
Geçen yıllara göre çok, çok fazlaydı…

BİLEREK VE İSTEYEREK SANKİ
52. Yoğurt Festivalinin başlangıcı olan Belediyeden İskele Meydanına yürüyüşün bitiş düdüğü çaldı…
Toplulukların konuşlandığı alanın kenarında sular akıyor. Nedir, filan derken anladık ki b.k suyu akıyor.Yalnız, törenin yapıldığı yerden denize doğru akıyor.

BELEDİYE MECLİSİ DE ÇALIŞTI
Silivri Belediye Meclisi Temmuz ayı çalışmaları vardı hafta içinde…
Pazartesi günkü ilk toplantısında bazı gündem maddeleri karara bağlanmıştı.Diğer maddeler Komisyonlara havale edilmişti…
Salı ve Perşembe günü yapılan komisyon çalışmaları ile gündemle ilgili konular sonuçlandı.Cuma günü de Meclis Kararına dönüştü…
Gündemde önemliydi…
Ve…
Kararların çoğun da oy birliği vardı…

İSTER İNAN / İSTER İNANMA
"Gezi Parkı’nda eylem yapanlar yabancı çıkarlarına hizmet eden gruplardır. AK Parti’nin halkın refahı yolunda attığı benzersiz ilerlemeye rağmen, bu gruplar İslami olan her şeye savaş açmışlardır.”
(Mısır, Müslüman Kardeşler’in siyasal kanadı Özgürlük ve Adalet Partisi Genel sekreterliği- 6/7/2013-Hürriyet/Yalçın Doğan ))

SÖYLEYENE AİTTİR
"Silviya Otelin yerinin kamulaştırılmak istenmesi abesle iştigaldir. Esnaf Sanatkarlar caddesindeki esnafın düştüğü durumu gördü. Kaldı ki o bina kamulaşsa bile ortaya meydan çıkmaz. Binanın altından meydan planla olur, nizamla olur. Beş kat bina varken yanında yan tarafa iki kat hak beren planla da olmaz. Yapılacak çok iş var.”
(Emrah Maşalacı-AKP Silivri Bel.Meclis üyesi Saffet Sert’in yapmış olduğu kamulaştırma talebine karşılık .”

AKP DEMOKRASİSİ
"AKP’nin iktidarda olduğu 2002-2012 yılları (2013 Gezi Parkı henüz yok ) arasında 595 bin 86 ton biber gazı ithal edilmiş.”
(MHP Milletvekili Lütfü Türkkan’nın önergesine verilen cevap/ 6/7/2013 –Cumhuriyet)

AĞZI OLAN
"Çağdaşlık sadece büyüme rakamlarıyla sınırla kalamaz. Toplumsal hoşgörü ve çoğulculuk buna dahildir.”
(Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle–6/7/2013 /Hürriyet

GÜNE UYAN
"Bir şeyin haklı olduğunu bildiğin halde , o şeyden yana çıkmazsan, korkaksın demektir.” (Konfiçyüs)


YORUM YAP