23 yıllık Hakemlik geçmişinin 11 yılını Profesyonel Liglerde geçiren Kadir Cengiz, 09-13 Kasım 2019 tarihleri arasında tam 26 maç yönetecek. Rekor 37 maç ile başka bir Hakeme aitti. Bu bilgi beni kısa bir yazı yazmaya sevk etti…
Hakemlik arabanın yağı gibidir, bir defa bulaştı mı bir daha değmeden rahat olunmaz. Bizde de Hakemlik geçmişi var, rahat duramıyoruz. Namık Sevik'te bir Hakemi darp edilmekten kurtardığım gün maçı izleyen Kurul Üyesinin 'Senden çok iyi Hakem olur' teklifi ile başlayan Hakemlik serüvenim, Sütlüce'de bir Hakemi kurtarmak istersen saha içinde 18 kişiden dayak yiyerek son bulmuştu… Hakemlik yaparken bana hiç plaket vermediler ama bıraktıktan sonra eski evin çatısında 3 çuval plaket olmuştu. Sonra, 'bunlar yenmiyor' diye hepsini çöpe atmıştım. Geçen sene bir Kurum final maçından sonra Zeytinyağı hediye etti, bu daha anlamlıydı… Bugün yine Hakemli bültene baktım, bakmaz olaydım… İstanbul İl Hakem Kurulu, son haftalarda bazı Hakemlere taşıyabileceğinden fazla yük vermeye başladı. Bazı Hakemler ise sebepsiz yere maç alamıyor. Bunları sonra anlatacağım. Ancak şunu söylemem gerekir, İstanbul İl Hakem Kurulu'nun maç dağıtmasında çok hatalar var. Bunları kendilerine ifade ettiğim için buradan yazmaya gerek görmedim.
BU HAFTA YARIDA KALMAYA ADAY MAÇLAR VAR
Fakat bir husus var ki, değinmeden geçemeyeceğim. Kurul, bazı Hakemlerin geçmişte ne yaptıklarına bakmadan maç veriyor. Suç işliyorlar. Dağda ayı dolaşır, boku bize bulaşır misali bu Hakem yine rahat durmazsa üzülen Kurul Üyeleri ve mağdur olan Hakemler olur. Üç gün sonra Güne kurtarmaya yönelik atamalara karşıyım. 'Hakem yetiştireceğiz' diye yola çıkıp durumu idare etmek pahasına yanlış atamalara imza atmak Kurula zarar verecek. Bu hafta bilhassa 1.Amatör Ligde bazı maçlarının yanına 'yarıda kalabilir' notu düştüm. Umarım ben yanılırım çünkü Hakemlere zarar gelmesini istemem. Ayrıca SAL maçı yönetebilecek Hakemlere ben bir iki haber yaptım diye U12 ve 14 maçı vermelerini doğru bulmuyorum. Bu çocuk için Kurul'da benim gibi 'İyi Hakem' diyorsa bırakın genç Hakem size yardımcı olsun. Süper Amatör Ligde zor maçı verin sonra listenizdeki o maçı bitti diye çizin…
450 KİŞİ AYNI ANDA DERS ALIYOR
Salı günü İstinye Orhan Saka Amatörler Evi, hakemlerden şikayetçi olan Kulüpçülerle doluydu. Takımlarının sabrı azaldı. Gözlemcilerinin abartılı notlarıyla omuzları genişleyen Hakem, sonraki maçta tartıyı şaşırıyor. Sonra da maç devam ederken hangi kapıdan kaçarım diye ince hesaplar içine giriyor. Bunlara mani olmanın çaresi, hakemlere yönetebileceği maçları vermek ve eşit maç dağıtmaktır. Zaten Hakemlere verilen eğitimler yeterli değil. Milli Eğitim Bakanlığı bile bir sınıfta en fazla 30 öğrenci olmalı diye bas bas bağırırken, Üniversiteler amfileri küçültüp sayısın arttırmaya çalışırken, 450'si bir arada olan Hakemler, Kurul Üyesinin 'Vatan nedir' başlıklı eğitimindeki "Vatan, Burdur'da testi kebabı yemek, Tokat'ta 3 porsiyon patlıcan kebabını mideye indirmek, Amasya'da çılbır çorbası içmek ve Bayburt'ta yalancı dolmayı iki dakikada lop diye götürmek" diye devam eden eğitim çalışmasından bir anlam çıkartamaz. Ayrıca, Hakemin amcasına, dayısına, babasına veya ulaştığı kişiyi göre maç vermek yerine hakemlik yeteneğine göre maç ataması yapmak herkes için en doğru yoldur.
8 HAKEM TOPLAM 172 MAÇ YÖNETECEK
Bu hafta bültene baktım, FUTSAL maçlarını da ölçü alarak yaptığım listeye göre Hakem Kadir Cengiz 4 gün içinde tam 26 maç yönetecek. Benim Hakemliğini çok takdir ettiğimi Kadir Cengiz'i 25 maç ile İsmail Çetin ve Mehmet Aygen takip ediyor. Geçtiğimiz haftalarda maçı yarıda kalan ve futbolcunun kafa attığı İrfan Aydın 22 maç ile öne çıkıyor. Abdülkadir Düzgün de 4 gün içinde tam 21 maçta görev yapacak. Mehmet Otru ise 22 maç yönetecek bir başka isim. Kadın Hakemlerden ise Kudret Doğan 15 maç ise üst sıralara en fazla yanaşan isimlerden oldu. Murat Toraman da 16 maç ile yine 'çok maç alan Hakemler' kategorisinde üst sıralarda. İstanbul'da bir takımın bir sezonda oynayacağı kadar maçı bir haftada yönetecek Hakemlere şimdiden başarılar diliyorum.
"BOZ AYIDAN GERGEDAN'A… BOY AYI BENİ DUYUYOR MUSUN?
Yazarken anılardan söz etmek bir başka güzel oluyor. Böyle bitireyim; Geçmiş zamanda bir Kurul Üyesi, arasının bozuk ve terfi için kavga ettiği mesai arkadaşının ayağı kaydırmak için bu arkadaşının saat 17'den sonra ne haltlar karıştırdığını öğrenmek ve bunları amirine bildirip, "Amirim bak bu böyle adi bir adam, yaptıkları kamu vicdanını sızlatır. Siz bunu boş verin kadroyu bana verin" demek için bu kişiyi Hakemlere takip ettiriyor. Takibe alındığından habersiz kişi 17'de Daireden çıkıyor ve 3 genç Hakem, Pembe Panter filmlerindeki at hırsızı Müfettiş Clouseau gibi Kurul Üyesinin arkadaşını takip ediyorlar. Yakında kadroyu kapacak kişi, akşam kafasını dağıtmak için meyhaneden bozma bir eğlence yerine gidiyor. Bizim çakma ajanlar da peşinden… Ancak bir sorun var, kapıdaki görevli, "Hayırdır bu ne oğlum siz kimsiniz? Elinizde kitaplar sırtınız çanta ile içeride ne yapacaksınız?" diyerek bizim tıfıl Hakemleri içeri almıyor. Bu durum anında Kurul Üyesine gizli kod ile bildiriyor. "Boz Ayıdan Gergedan'a… Boz Ayı beni duyuyor musun? Kutup Ayısı Evgeni'de bir binaya girdi ama biz giremiyoruz…"
"EVLADIM GEL SENİNLE BİR HAFTADA 40 MAÇA ANLAŞALIM"
Ve Kurul Üyesi tarihe geçecek talimatı veriyor, Haydarberk evladım senin baban ne iş yapar, meyhaneye gider mi? Eskiden çok gidermiş Hocam, ama babam Memur biliyorsunuz, Devlet zam da vermiyor, bu yüzden Babam bu aralar balkonda sigara içip ev işi rakısıyla keyiflenip yoldan geçenleri izliyor ve tanıdıklarına küfürlü şakalar yapıyor. Tamam, oğlum Baban hemen Kutup Ayısının gittiği yere gitsin ve onun gizlice fotoğraflarını çeksin. Hocam burası pahalıdır… Oğlum sana ne lan paradan, ben sana ne kadar maç varsa yaslarım. Sen Babanı ikna et, Annede de çaktırma. Bir haftada 40 maça anlaşalım. Ben sana döşemenin kralını yaparım. Bir ayda 6400 TL yapar. Hatta senden önceki ve sonraki maça mazeret veren Hakemleri yazarım ki diğer Hakemler anlamasın… Bir de seni Haziran'da Klasmana alacağım, gelecek sene Fethiye, Antalya, İzmir falan bol bol gezersin. Gözlemcileri de bağlarız, maçın içine etsen de sorun yok. Arkanda biz varız…
Allah'tan şimdi böyle Kurul Üyeleri yok… Hatta bu hafta içi yapılan ve Hakemlerin %99'unun başarı ile tamamlaması ile bazıları tarafından 'şaibeli atletik test' diye anılan koşularda görev alan İl Hakem Kurulu Üyeleri, TFF tarafından kendilerine ödenecek olan 450 TL'leri Türk Kızılay'ı, İHH İnsani Yardım Vakfı, Türkiye Yardım Sevenler Derneği, Deniz Feneri Derneği ve Genç Tebessüm Derneği'ne bağış yapacaklarını açıklayarak gönlümüze su serptiler.
Eskiden bizim Alibeyköy'de semtin ileri gelenleri canları sıkılınca sandalyeyi yolun tam ortasına çekip "buradan kimse geçmesin" naralar atıp diye racon kesermiş. Zaten 1980'li yıllarda çok az kişinin yaşadığı Alibeyköy'de herkes birbirini tanıdığından millet bu abilerimize hem saygıdan hem de sorun çıkmasın diye ses etmezmiş. Çünkü oradan geçmese bile yüzlerce yan yol var. Şimdi böyle mi? Alibeyköy'e geldin mi geçmiş olsun. Trafik akmıyor. Sabah evden çıkanlar Alibeyköy'ü atlatınca Allah'a şükür ediyor. 250 bin kişinin yaşadığı Alibeyköy'de hayat, trafiğin düzensizliği ve düzensiz göçmenler yüzünden diğer ilçeler gibi bitme noktasına geldi. Bir de her yer betonlaştı. Eskiden yolda sıkışsan kenara çekilip araya salardın şimdi yolda nefes alamıyorsun. Şimdi evinin yolunu navigasyon ile buluyorsun. Geçen gün bizim bir abimiz kendi evi diye yandaki gecekonduya dalmış, kafada bir dünya tabii. Zile basınca kapı açılmış ama evin kapısını açan 5 yaşındaki minik çocuk gelene bakmadan kapının mandalını çekmiş içeri koşmuş. Bizim dayı girmiş eve ilk gördüğü kanepeye 1.69 uzanmış. Evin hanımı da Allah kabul etsin bütün gecikmiş kaza namazlarını kıldığından gelenin kim olduğunu fark etmemiş. Akabinde evin reisi gelip bizim Dayıyı kanepede uzanmış horluyor görünce bir güzel dövmüş ve kapının önüne atmış. Demem o ki, komşuluk da kalmadı. Köşe yazısı yazmak isteyenler 39Y ile Alibeyköy'e seyahat etsin, yanına kâğıt kalem alsın ve yazmaya başlasın, bolca vakitleri olur.
Ali Kemal Demir