Yeni tecrübe ettiğimiz bir konu değil ama defalarca karşı karşıya gelmemiz, içinde bulunduğumuz durumların gerçek anlamına eğilme zorunluluğu hissetmeyişlerimizin büyük hatırına anımsamak ve anımsatmak ihtiyacı hissettim…
Referandum ya da plebisit; anayasa değişikliği, yasaların kabulü gibi bazı önemli meselelerde halkın iradesini belirlemek amacıyla yapılan oylamadır. Referandumda halkın iradesi idareye doğrudan doğruya yansımakta olup doğrudan demokrasinin güzel bir örneğidir.
Hayır'ıma saygı bekliyorsam, başkalarının Evet'ine saygı duymak zorundayım… Bu bir seçenek değil demokrasilerde; olmazsa olmaz…
Evet veya Hayır diyenlere karşı cephelerden gelen eleştiriler olacaktır, olsun da… Ama hakaret olmamalı… “Her aslanın bir yoğurt yiyişi vardır” denir ya… İnsanların görüşlerini, inandıklarını savunma, anlatma şekline bakın size kişiliklerine dair muazzam bir bilgi verir… Hakaret ederek kendini anlatan veya görüşünü savunanın en büyük zararı kendine ve bulunduğu çevreyedir…
Anayasa konusu değil yalnız; aynı düşünmüyoruz diye birinin hakaretine maruz kaldığınızda şükredin ve geçin : ) Ya görüşünü saygı ve nezaketten yoksun biçimde savunan kimseyle aynı fikirde olsaydınız? “İyi ki değilim” çok güzel bir bakış açısı : ))
Hayırcılarda da Evetçilerde de işi çok ileri ve gereksiz boyuta taşıyanlar var… Hiç olmaması imkansız; ama nezaket ve hoşgörü içinde farklı düşüncelerimizle yaşayabilmeliyiz. Düşüncesinden dolayı hakaret ettiğiniz bir kimsenin inandığı şeye daha sıkı sarılmasını sağlar, azmini körüklersiniz… Doğru düşünmesini sağlayamıyorsanız en azından yanlışına daha körü körüne sarılmasına sebep olmayın!
Evet diyenler, Hayır diyenlerle anlamlı… Referandum bunun için var… Demokrasi bize sadece bugün değil sonsuza dek gerekli…
İletişim çağında yaşıyoruz güya… Binlerce km uzaktaki kimselerle görüntülü görüşebiliyoruz ama aynı toplum yapısı ve koşullarda birbirimizi yanlış anlamanın tarihini yazıyoruz… İnsanlık her alanda gelişim kaydederken ilkel iletişim ayarlarına dönüş hususunu bu kadar zorlamasa keşke...
Geçmişte belki aynı parti veya karar sürecinde defalarca birlikte olduğunuz, omuz omuza mücadele ettiğiniz yapılardan bugün bir noktada ayrıştık diye neredeyse ana avrat dümdüz gidilecek boyuta gelmenin özensizliği ne fena… Bugünün saygısızlığı, dünün saygısını da sorgulatan cinsten.
İnsanların düşünme özgürlüğünü, yargının bağımsızlığını, hakkı, hukuku önemseyelim kişilerin inisiyatifine bırakılan duygusal tepki ve manipülasyona açık bırakılan o süreçlerin yol açacağı tehditlerin değirmenine su taşımaktan daha önemli, acil, çözüm bekleyen konularımız var.
Demokrasinin giderek kan kaybettiği bir ortamda; “güzel bir örneği” olarak tanımlanan Referandumu yaşayacak olmamızı; ayağı olmayan birine ayakkabı hediye edilmesine benzetiyorum…
“TBMM'den teklifin geçmesi benim için yeterli. Anayasa referandumunu 2019 seçimlerinde halka oynatacağız şu anda daha önemli gündemimiz var” diyen bir siyasi iktidar görürsem açık oy kullanma sözü veriyorum… Tabi ki benim için değil ama memleketin istikbali için siyasi hırslarından bu fedakârlığı yapabilen politikacıları Türk halkı daha 15 sene iktidara, gerekirse de seve seve sırtında taşır diye düşünüyorum…
Son dönemlerde sıklıkla olduğu gibi endişelerimde, düşüncelerimde yanılıyor olmak istiyorum… Ama “Aldatıldık” diye ortaya kimin iki de bir çıktığı aşikar…
TEŞEKKÜR EDİYORUM
Doğum günüm dolayısıyla tutulduğum tebrik yağmuru için herkese teşekkür ediyorum. Yaşlandığım için mi, yoksa doğduğum için mi benimle doğduğum günün mutluluğunu paylaştınız fark etmez : ) hepinize gönülden, kocaman teşekkür ediyorum… Dönüş yapamadığım kutlamalar olduysa özür diliyorum...
Arkadaşlığımızın teşviki mesaisi az ama birbirimizi iyi anladığımızı düşündüğüm birinden gelen “Sen insanlara çok güzel bakıyorsun. İnşallah hayatın boyunca, her zaman karşına sana da öyle güzel bakan insanlar çıksın...” ne güzel bir dilekti öyle...
Amin!
İyi haftalar diliyorum herkese...
Yollarınız açık, umudunuz taze, hayatınız güzel olsun!