Yavaş yavaş önemli bir eşiğe, yeni yerel yönetimin birinci yıldönümüne yaklaşıyoruz.
Ne olacak bu eşik atlatılınca biraz ipucu vereyim…
Belli değişim ya da farklı türden şeyler ile oluşan beklentiler nedeniyle insanların içine attığı tepkiler, eleştiriler artık açıkça konuşulmaya başlanacak. Kimse “Daha yeni” deyip sizi kayırmaya çalışmayacak böyle davranana hoşgörü azalacak. Sonuçta insanların içine atma konusunda belli bir kapasitesi var; o iç dolar… Taşması biraz sevimsiz olabilir.
Artık cak, cek'ler kurtarıcı değil batırıcı eklere dönüşecek görev başındakiler için…
Sizin kendiliğinizden yapmanız beklenenler konusunda baskılar artacak…
En önemlisi de zaman presi fazlalaşacak…
***
Anlattıklarından anlaşılan; yeni dönem iktidarımız çarşısı pazarı dağılmış bir belediye yapısı devraldı. Seçimlerin etkisinde, ekonomik durum ve belki de dönemsel koşulların sonucunda idare ve mali durumun hiç parlak değildi…
Tasarruf ve gelir arttırıcı konulardaki gayret beklediği alkışı görememiş olabilir ama Başkan Bey de bunu bilerek hatta, “Seçimlerde bütün köyleri gezdim kimse de bana belediyenin borcunu sormadı” şeklinde itiraf ederek yolunu çizdi.
Bir Roman Mahallesinde düzenlediği gece bir de geçenlerde Aksaraylılar ile buluşmasında isyanını içine bastıramayışlarına şahitlik ettik. Sinir sistemi çelikten değil o da bir insan sonuçta…
Ne kadar gizlemeye çalışırsa çalışsın olmak istediğinden daha duygusal, göründüğü kadar otoriter de değil özgüveni tam ve yönettiği duruma gerektiği kadar hakim de sayılmaz… Olup biteni anlaması seçimler öncesinde eleştirildiği kadar uzun zaman almaz ama doğal olarak o süreç işliyor tabi ki… Yılmaz'ın üzerine dikilmiş bir elbise gibi oturmadı Silivri'nin Belediye Başkanlığı daha…
Niye kişisel özelliklerini tartışıyoruz?
Çünkü ne söylerseniz söyleyin, ne yaparsanız yapın sonuçta insanlara hissettirdiğiniz kadarsınız onların nazarında. Ve de MHP ya da Cumhur İttifakının adayından bile daha çok Volkan Yılmaz olduğu için oy aldığından seçilmiş bir kişi söz konusu.
Sizi destekleyen insanlar bilemediğiniz, yapamadığınız konular ile karşı karşıya kaldığınızda sizden yüz çevirirse bu demek oluyor ki zaten hiçbir zaman gerçekten sizinle değillermiş. Bir şeyi başaramamak mesele değildir, sorunlar kendimiz gibi, samimi olamamaktan doğar ve alır başını büyür…
Volkan Yılmaz iyi bir insan, başkan olduğundan bu yana şaşkın, kafası epey karışık, tanımadığı bir ortamda etkilere açık. Aklı önüne çıkan tüm güçlükleri bertaraf etmesi için yeterli ama duygusal iniş çıkışları konusunda ayın şeyi söyleyemem, söyleyene de mani olmam.
Birinci yılını doldurmasına ramak kala belki işine yarar birkaç hatırlatma yapayım;
Kimse onu mükemmellik abidesi diye seçmedi…
Hatasız kul olma kategorisinde bir yarışın galibi diye taç yok başında…
İnsan üstü gayreti ve fedakarca çalışmasını görmemek için kör olmak lazım ama o da bazı gerçekleri sinirinin etkisinde delip geçmek yerine idrak etmeli… Dinlemek yetmiyor, duymak gerek! Anlatmak da yetmez, anlamak lazım…
Tepesindeki hengame, ayağının altındaki karmaşa, çevresinde dönüp duran dünya sadece kendisine aşikar değil.
31 Mart'ta seçenekler arasında en iyisi olduğu için seçildi, gelişi böyle gidişatı ya da gidişi kendi belirleyecek…
Volkan Yılmaz çok güzel şeyleri, duymak istediğimiz şekilde söyleyerek beklenmeyen bir başarıya imza attı. Bir yılla yakın belediye başkanlığında da halen ağzından kötü ya da yanlış bir söze şahitlik etmedik. En önemli sıkıntısı; söyledikleri ile yaptıkları arasında açılmaya başlayan makas. Bu sorun zaman içinde uçurum olup kimleri yuttu… Aynı hatayı yapıp farklı sonuç bekleyenler kaybeder ve kaybettirirler maalesef… Bunu Silivri'ye de kendinize de yapmayın…
Dipnot: Geçen dönem kedinin siyah ya da beyaz olmasının değil fare yakalamasının önemli olduğunu dinledik, önümüzdeki 4 yıl daha Volkan Bey'i pergelin sabit ucu olarak gözümde canlandırmaya çalışmak hiç cazip gelmiyor söylemek zorundayım. Pergel dediğiniz cansız bir nesne, yüksek müsaadenizle, bir gazeteci olarak olmasa da vatandaş olarak seçtiğim belediye başkanının aklı ve duygularıyla hareket eden bir canlı olarak düşünmek isterim…
