“Adalet ve hukuk birbirinden ayrılmaz”
Silivri Kadın Girişimciler Derneği üyelerini konuk ettiğimiz yazı dizimizin bu haftaki konuğu 25 yıllık avukat Ender Unutan Ersözlü oldu. Derneğin kurucu yönetim kurulu üyelerinden biri olan Ersözlü ile avukatlık macerasını, adalet yollarında edindiği tecrübe, adalet ve hukuk hakkındaki düşüncelerini ve kadın girişimcilerle yollarının kesiştiği süreci konuştuk.
Sevginar UYGUN: Sizi tanıyabilir miyiz?
Ender Unutan ERSÖZLÜ: 1 Kasım 1967 İzmir doğumluyum. 1985 senesinde İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazanmam sebebiyle İstanbul’a geldim. Fakülte ve avukatlık stajı sonrasında, meslek hayatı başladı ve günümüze kadar da aktif olarak avukatlık mesleğini icra etmeye devam ediyorum.
"İNANILMAZ SEVDİM VE YAŞAM TARZIM HALİNE GELDİ”
Sevginar UYGUN: Avukatlık macerası nasıl başladı?
Ender Unutan ERSÖZLÜ: Aslında çok bilinçli ve isteyerek belirlediğim bir meslek değildi. Şimdi üniversiteye hazırlanan gençler çok şanslı. Sınava giriyorlar, puanları belli oluyor ve aldıkları puana göre meslek belirlemesi yapabiliyorlar. Bizim zamanımızda böyle değildi. Sınava girerdik ama puanımızın ne olduğunu bilmeden, tahmini olarak nereleri kazanabiliriz mantığıyla hareket ederek, kazanabileceğimiz yerleri tercih olarak yazardık. Hukuk Fakültesi de o günkü şartlarda meslek edinmek için yazdığım diğer tercihler gibiydi. Hukuk maceram böyle başladı. Fakülte bittikten sonra avukatlık dışında, hakim ve savcılık tercihlerimiz de olmasına rağmen, ben seçimimi avukatlık mesleğinden yana kullandım. Fakat burada itiraf etmem gerekir ki, çok bilinçli veya istekli başlamayan bir macera olmasına rağmen mesleğe başladıktan sonra inanılmaz sevdim ve yaşam tarzım haline geldi.
"ÖNYARGILARI FAZLA OLAN BİR TOPLUMDA YAŞIYORUZ”
Sevginar UYGUN: Avukatların toplum nazarındaki itibarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ender Unutan ERSÖZLÜ: Maalesef mesleğimizde hak ettiğimiz itibarı görmediğimizi düşünüyorum. Avukatlarla ilgili yanlış bakış açılarının sonucu herhalde. Burada bir şey anlatmak istiyorum. 2002 senesinde ilk defa ailecek yurt dışına çıktım. Almanya gümrüğünde pasaport kontrolü yapılırken gümrük memur pasaportumda avukat yazılı olduğunu görünce " Oğğ lawyer” dedi ve beni bekletmeden hemen işlemlerimi yaptı. Bu çok dikkatimi çekmişti. Avrupa’da mesleğimizin ülkemize göre daha itibar gördüğünü o zaman fark ettim.
Her meslek grubunda, işini eksik veya yanlış yapanlar olabilir. Bunların genele şamil olarak nitelendirilmemesi gerekir. Ama maalesef ön yargıları fazla olan bir toplumda yaşıyoruz. Avukatlık mesleği gerçekten itibarlı bir meslektir. Umarım mesleğimiz gün gelir hak ettiği itibarı görür.
"ADALETE OLAN İNANCINIZ DEVAM ETSİN LÜTFEN”
Sevginar UYGUN: Ülkemizde birçok kişinin adalete olan inancı sarsılmış durumda; siz ne düşünüyorsunuz, genel ve özeldeki deneyimlerimiz aksine inanmaya devam etmemiz gerektiğini söyleyebilir misiniz?
Ender Unutan ERSÖZLÜ: Kesinlikle evet. Genel ve özelde istenmeyen deneyimler yaşanmış dahi olsa adalete olan inancınız devam etsin lütfen. 24 yıldır aralıksız olarak mesleği icra ediyorum, bazen benim de ‘Bu niçin böyle oldu?’ dediğim, şaşkınlıkla karşıladığım sonuçlar olmadı değil. Ama süreç içerisinde adaletin tecelli ettiğini hep gördüm. Benim adalete olan inancım hiç sarsılmadı, olabilecek istisnai durumların da genele etkili olmadığını düşünüyorum.
Sevginar UYGUN: Seçme şansınız olsa başka bir meslek tercihinde bulunur muydunuz?
Ender Unutan ERSÖZLÜ: Bu soruya bugün hayır derim. Mesleğimi ve yaptığım işimi çok seviyorum. Ama üniversiteye girdiğim zaman hiç düşünmediğim bir meslekti, Rahmetli babacığım hukukçu olmamı çok istedi ve onu kırmamak için tercihlerimin arasına bir tek okuduğum bu bölümü yazmıştım. O gün seçme şansım olsaydı hukuk fakültesini asla istemezdim.
"KAGİDER AİLESİNİN BİR FERDİ OLMAK HARİKA BİR DUYGU”
Sevginar UYGUN: KAGİDER’e nasıl dâhil oldunuz, bu ailenin bir ferdi olma düşünce ve hisleriniz neler?
Ender Unutan ERSÖZLÜ: Bir gün telefonum çaldı. Arayan rahmetli Kadir Baran’dı. "Bugün bana bir uğrayabilir misin, senle konuşacaklarım var” dedi. Bende Kadir Bey’ in davetine o gün icabet ettim. Kadın Girişimciler ile ilgili bir dernek kurulması ile ilgili Aynur hanımın bir projesi olduğunu ve beni Aynur hanımla tanıştırmak istediğini söyledi. Aynur hanımla böyle tanıştık ve kendimi KAGİDER ailesinin Kurucu Yönetim Kurulu üyesi olarak buldum. Aynur Hanım, ne yaptığını çok iyi bilen, çok aktif, çok üretken bir hanımefendi. Kendisi yaptığı her işinde normalden çok fazla efor harcayan ve her şeyin en iyisini yapmaya çalışan bir karaktere sahip. Bizler de ona elimizden geldiği kadar destek vermeye ve yardımcı olmaya çalışıyoruz. Dernek içinde Aynur hanımın enerjisi bize de yansıyor.
KAGİDER içerisinde üye olan arkadaşlarımız hepsi yaptığı işinde ve mesleğinde çok başarılılar. Her bir KAGİDER üyesi, iş ve meslekte belli bir yol kat etmiş ve kendilerini ispatlamış insanlar. Bir araya geldiğimiz zaman birbirimizle yapmış olduğumuz bilgi alışverişleri inanılmaz keyifli oluyor.
KAGİDER ailesinde olmak beni çok mutlu ediyor. Bu ailenin bir ferdi olmak bence harika bir duygu.
"SORUNUN BAŞLANGICIAİLE İÇİ EĞİTİM”
Sevginar UYGUN: Bitip tükenmeyen bir "kadın sorunu” var ülkemizde. Bir kadın ve hak/hukuk temsilcisi olarak bu sıkıntının giderilmesi yönünde yapılması gereken ne var sizce?
Ender Unutan ERSÖZLÜ: Her alanda "Kadın Sorunu” mevcut. Kadın şiddet görüyor, kadın darp ediliyor, kadın az ücretle çalıştırılıyor, kadın çocuk doğurur ve izin hakkını kullanır diye istihdam alanında erkekten sonra değerlendiriliyor, kadın küçük yaşta evlendiriliyor. Kadının ülkemizde trafiğe çıkması bile bir sorun.
Bence sorunun başlangıcı, aile içi eğitimden kaynaklı. Hangimiz bebek bekleyen birini gördüğümüz zaman "Cinsiyeti nedir” diye hepimiz soruyoruz. Bilinçaltımızda o cinsiyet ayırımını hep yapıyoruz ve bunu dışa vurmaktan da hiç rahatsızlık duymuyoruz. Çocuklarımızı yetiştirirken kız çocuklarına yüklediğimiz misyon ile erkek çocuklara yüklediğimiz misyon kadın sorununun başlamasındaki ana sebep bence. Ailede başlatılan ayrılıklar zaman içerisinde toplum tarafından da devam ettirilmesiyle önümüze kocaman bir ‘kadın sorunu’nu getiriyor.
Sadece kanunları değiştirerek ve yenileyerek bu sorunun giderilemeyeceğini, bu sıkıntının giderilmesinin tamamen eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarıyla olabileceğini düşünüyorum. Bence sorun çok ciddi ve ciddiliğinin farkında olunarak çözüm yolunda hızlı adımlar atılması gerekiyor.
OLMAZSA OLMAZLAR
Sevginar UYGUN: Olmazsa olmazlarınız neler?
Ender Unutan ERSÖZLÜ: Aslında kuralcı biriyim. Belki de mesleğin getirisi. Olmazsa olmazlarım çoktur. Mesela disiplin ve kurallarım olmazsa olmaz. Kuralların dışına çıktığım zaman ödün verdiğimi düşünürüm. Sevgi ve saygı olmazsa olmaz. İnsanların sevgi ve saygının olmadığı bir ortamda yaşaması bence çok can acıtıcı bir durum.
"ÜRETTİĞİM ZAMAN MUTLU VE HUZURLUYUM”
Sevginar UYGUN: Mutluluk ve huzurunuzun kaynağı nedir?
Ender Unutan ERSÖZLÜ: Mutluluk ve huzurumun asıl kaynağı ailemdir. Ailemin her ferdi bana güven duyduklarını ve beni sevdiklerini hissettirdiler. Çalışma hayatıma hiç kısıtlama getirmediler. Kendimi çalıştığım zaman iyi ve mutlu hissediyorum. Sadece mesleğimi yapmak anlamında çalışmaktan bahsetmiyorum. Aslında ürettiğim zaman mutlu ve huzurluyum. Mesleğimle ilgili o anda bir işim olmasa bile boş oturamam. Muhakkak oyalanacak bir şeyler bulurum. Mesela hafta sonları dahi işe gider gibi erken kalkarım ve günlük programımı yaparım. Üretmek beni mutlu eden en önemli faktördür.
"ADALET VE HUKUK BİRBİRİNDEN AYRILMAZ”
Sevginar UYGUN: Birini tercih etme şansınız olsa "adalet” mi, "hukuk” mu işlesin dersiniz?
Ender Unutan ERSÖZLÜ: İki çocuğumuz olsa birbirinden ayırabilir miyiz? Aslında ikisi birbirinden ayrılamaz, ayrılmamalı. Hukuk, adaleti sağlamaya yönelik bir kurumdur. Hukukun içinde veya hedefinde adalet olmak zorundadır. Hukuk, adaleti sağlamak için vardır. Ama adalet sadece hukuk kurallarıyla sağlanmaz. Adalet hakkın gözetilmesi ve yerine getirilmesi anlamına gelir. Haklı ve haksızın ayırt edilmesi adaletle sağlanır. Adalet hayatımızın her alanında olması gerekir. Çalıştığımız işyerinde çalışanlarımıza karşı, evimizde çocuklarımıza karşı, çevremizde komşularımıza karşı, arkadaş ve dostlarımıza karşı veya hayatın her alanında birlikte olduğumuz kimselere karşı adil olmamız gerekir. Nasıl ki, başkalarının da bize adil davranmasını istiyor isek biz de aynı şekilde adaleti sağlamakla yükümlüyüzdür. Bu hallerde adaleti sağlamak için hukuk kurumuna başvurmak zorunda da değiliz zaten.
Ama şayet adaletin hukuk kuralları ile tecelli etmesini istiyor isek, adaleti olmayan bir hukuk istemeyiz herhalde. Ben hukuk ve adaletin aslında bir bütün içinde olması zorunlu olan iki unsur olduğu inancındayım.
Sevginar UYGUN: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Ender Unutan ERSÖZLÜ: Bu keyifli sohbet için sana ve Hürhaber ailesine çok teşekkür etmek istiyorum. Bu arada seni KAGİDER ailesi içinde görmek, bizim gücümüze güç kattığını da belirtmek isterim. Ne iyi yaptın ve KAGİDER ailesine katıldın, hoşgeldin…