Engin Akın

Adanın ilahi kanunu

Silivri cezaeviyle anılmaya başladığından beri hızla yabancılaşıyor.
Yöresel ürünlerimiz yerel markalarımız her geçen gün azalıyor.
Yerine yenisini koyamıyoruz.
Yoğurdun, domatesin, kavunun, karpuzun festivali var ama kendileri yok.
İğde ıhlamur kokuları uçtu, balık Silivri’den kaçtı!

Balık denilince girişinde ve terasında Atatürk resimleriyle dikkat çeken sahilin en gözde, en güzel mekânlarından Kılçık da tarihe karıştı.
Silivri’nin yabancılaşan değişimi ve hızla yayılan kebap, lahmacun, çiğ köfte kültürüne daha fazla direnemedi ve Kılçık’ta son Cuma ile müdavimlerine veda etti.

Devir kılçıksız balık devri.
"Sizin bir şey yapmanıza gerek yok, biz her şeyi ayarlayıp bir hap haline getirdik, siz bu hapı yutacaksınız” diyenlere belli bir kesim yetmez ama evet dese de Kılçık önemlidir.
Aynı zamanda omurga anlamına gelir Kılçık.
Rakı, balık kültürüne sahip olup dik duranlar belki bu nedenle cezalandırılıyor.
Öyle olmasa Kılcık’ın önünden Öğretmenevinin bahçesine Atatürk Meydanı’na 10 yıldır akan kanalizasyona seyirci kalınır mıydı?

Veya adanın ilahi kanunu fıkrası seçim sloganı olur muydu hiç?

Gemi okyanus ötesinde batıyor.
Bir yolcu günler sonra ıssız bir adaya çıkarak kurtuluyor.
Karaya çıktığında bir yerli ile karşılaşıyor.
Yıllardır insan yüzü görmemiş yerli, yolcuyu görünce üstüne atlıyor.
Yolcu kaçıyor, yerli kovalıyor, derken yolcu mağara gibi bir yere girip saklanıyor.
Yerliyi atlatınca yolcu, "Oh be bu günü kurtardık” diye derin bir nefes alırken arkadan bir el omzuna dokunuyor ve yolcuya, "adanın ilahi kanunu, Apostol kovalar ben yaparım” diyor!!!

Birileri de "Onlar konuşur biz yaparız” diyor!
Ne farkı var?

YORUM YAP