Kişi…
Durmadan yalan söylüyor…
İlginçtir…
Burnu uzamıyor…
Yüzü kızarmıyor…
Yalnız…
Birkaç saniye sağa sola bakıp başını emme basma tulumba gibi aşığı, yukarı yapıyor bu arada gözlerini yana doğru belİrtiyor …
Neden acaba ?.
***
Kişi…
Karşısında bulunan dinlemeye hazır kitlenin sorgulamayacağını bildiğinden aynı yalanı tekrarlamakta sakınca görmüyor…
Ve…
Hitabeti güzel…
Cümleleri istediği gibi eğip, bükebiliyor …
***
Kişi…
Eğer işine geliyorsa …
Bir olayı, doğru olup olmadığına bakılmaksızın istediği kadar köpürterek kitlelere servis edebiliyor sonrasını düşünmeden …
Örneğin…
• "Esed. Gittiğin yol, yol değil. Bu yol çıkmaz sokaktır. Daha fazla kan akıtmadan, daha fazla masum sivilin canını almadan bu yoldan dönmesin, bir kere daha tavsiye ediyorum. Ey Beşşar, men Dakka duka. Ey Beşşar, eden bulur.”
• "Suriye’deki uygulamayı şu anda bir diktatör uygulaması olarak görüyoruz.”
• "Suriye’de kanlı halk hareketinin olmaması için çeşitli reformlar gereklidir.”
• "Kendi halkına zulmeden bir yönetimle işimiz olamaz.”
***
Kişi…
Öncesinde söylediklerini unutur …
• "Camiye ayakkabılarla girdiler, içerde bira içtiler” diye tekrar, tekrar söylemiş , Cami imamı "yok öyle bir şey” demesine rağmen.
• "70-100 kişi kadar kişi başı örtülü kardeşimi tartakladılar,üstüne işediler.” demiştir günlerce .
• "Görüntüler elimizde” demiş, lakin görüntüleri kimseye gösterememiş .
• Yapanları bulup çıkarmak başkasının göreviymiş gibi avazı çıktığı kadar bağırmış meydanlarda...
• Gezi Parkı direnişini "finans çevrelerinin” üstüne yıkmaya çalışmış kendine arka çıkanları kandırmak için…
• (20) Günlük Gezi Parkı direnişinin zararlarını afaki rakamlarla ifade etmiş günlerce ölen insanlardan hiç bahsetmeden…
• Polisin orantısız güç kullanmasından hiç bahsetmemiş. Tüm dünya bahsederken…
• Yaralılara yardım eden sağlık görevlilerini ve sığındıkları otelin sahiplerini "yardım ve yataklık” ettiler diye suçlamış Doktorların "Hipokrat” yeminini aklına getirmeden…
• "Burası İBB’den oybirliği ile geçti” dediğinde ayni gün esas "Sorumlu Belediye Başkanı” öğle bir şey yok o henüz Meclise gelmedi” demesine rağmen günlerce aynı şeyi tekrarladı…
Büyük bir cesaretle …
Kim olduğunu yazmıyorum…
Adı bende saklı…
Sorana söylerim…
GÖRÜNTÜ BÖYLE
Henüz …
Çok Partili döneme geçilmemiş…
1950 Yılı öncesi…
Tek parti dönemi…
İlçede …
Kaymakamı …
Ayni zamanda Parti yöneticisi ...
Partinin mutat toplantıları onun başkanlığında yapılıyor…
Keza …
Belediye Başkanı …
O da ayni partiden…
Dolayısıyla o ilçe de ne olursa olsun o parti sayesinde yapılmış sayılır. Eksi veya artı onun hanesine yazılır …
Son yıllarda …
Ülkenin neredeyse her yerinde olduğu gibi, Silivri’de buna benzer görüntülere tanık olmaya başladık…
Önce şunu söyleyeyim…
Silivri’ye ne yapılırsa …
Kim tarafından yapılırsa yapılsın…
Teşekkür edilmeli…
***
Dediğim gibi…
"Teşekkür”
Yalnız…
Genel iktidarın ilçe başkanına değil…
Kim yapmış ona edilmeli...
Peki…
Öyle mi oluyor ?.
Öyle mi görünüyor ?.
Bakalım, bakalım…
Okulu Bakanlık tamir ettirmiş. İl Özel idaresi ek bir derslik yapmış...
Sayın, okul müdürümüz elinde bir çiçek doğru Genel İktidarın İlçe Başkanının makamına …
***
Tekrarlıyorum…
Bir ilçede…
Bir şey yapılmış…
O şey İlçe için yapılmıştır …
Kim yapmış ?. Önemli değil …
Yapana veya yaptırana teşekkür edilebilir…
İnsani bir şeydir…
Bu…
"Teşekkür” …
İster…
Bizzat makamına giderek yapılır…
İster "telefonla”...
İstenirse …
Basın aracılığıyla …
Nitekim …
Bu güne kadar da böyle yapılıyordu…
Ta ki …
AKP iktidar olana kadar…
***
İlçe Belediye Başkanının yapmış olduğu işlerle ilgili olarak böyle bir incelik hoş görülebilir. Yapılan her ne ise Belediyenin bütçesinden yapılıyordur. Belediye Başkanı da o yapılan işle ilgili olarak tercihini lehte kullanmıştır. Teşekkür ondandır.Anlaşılır…
***
Devlet memurunun, yerelde muhalefet olan bir Partinin ilçe Başkanını ziyaret etmesi "sık rastlanan bir şey” değildi son zamanlara kadar…
Peki…
Bu Memur veya Amirler bunu "bilmiyorlar mı?.
Gayet tabi ki "biliyorlar” …
Da…
Sanırım…
Şunu da biliyorlar …
İktidardaki parti, onları "Devlet Memuru”olarak değil de "AKP’nin Memuru” olarak görüyor. Tayinlerde, terfilerde ölçü bu gibi davranışları etken. Kısaca, yeme içmeden tutunda yaşamın tüm alanında davranışları "AKP Memuru” olup , olunmadığına bakılıyor ...
Ve…
Şunu da biliyoruz…
Herkesten de "Dolmabahçe Bezmi Âlem Valide Sultan Camisi müezini Fuat Yıldırım” davranışı beklemek yanlış...
***
Evet…
Görüntü…
"Tek Parti” dönemi …
Kişi…
"Devlet Memuru” değil de AKP’nin Memuru...
UNUTMADIK
Sayın Başbakan Mayıs ayı içinde Gazze’ye gideceğini söylemişti. Araya Amerika ziyareti girdi…
Olmadı…
Aynı söylem "Gazze” yöneticileri tarafından bu günlerde dillendirilir oldu…
Bakalım ne olacak ?
HOŞ SÖZLER
"Efsane hizmetler Saadet’le gelecek”
(Mahmut Hamdemirci Saadet Partisi Silivri İlçe Bşk.)
İSTER İNAN / İSTER İNANMA
"Bizim işimiz size hizmet etmek. Silivri için dört koldan çalışıyoruz.”
(Metin Karakaş AKP Silivri İlçe Bşk.)
GAYET DOĞRU BİR SÖZ
"Silivri Devlet Hastanesindeki Hekim yetersizliği konusunda; Hekim yetersizliği ülke genelinde bir sorun, çözmek için çalışıyoruz.”
(Mehmet Müezzinoğlu Sağlık Bakanı)
VE, BÜYÜK BİR YALAN
"İstanbul Büyük Şehir Belediye Meclisi’nde, Taksim Meydanı’na CHP’nin Meydan Düzenlemesine oy birliği ile oyu var….”
(Mehmet Müezzinoğlu Sağlık Bakanı)
YANLIŞ ANLAŞILMIŞ
"Otobüs durağını bile halka soracağız, derken orada mecaz vardı. Metro Yaparken inşaatı soracak değiliz. Yapacağımız her işi halkımıza sorarsak iş yapamayız.”
(Kadir Topbaş –İBB Başkanı)