Aile şirketlerinde uzun yaşamın sırları

Aile şirketlerinde uzun yaşamın sırları

10.11.2016 10:17:59

Silivri Sanayici ve İş Adamları Derneği, aile şirketlerinde çatışma yönetimi konusuna katkıda bulunmak amacıyla bu hafta Çayın Yanında Simit sloganlı toplantısında Yönetim Danışmanı Bülent Alkaya'yı ağırladı.

Silivri Sanayici ve İş Adamları Derneği hizmet binasında yönetim kurulu üyelerine yönelik Aile Şirketlerinde Sorunlar ve Çözümleri başlığı altında bir sunum gerçekleştirildi. İşletmelerin büyümesi, sürdürülebilirliği ve verimliliği için yapılan maddi manevi yatırımlar sonucunda, kurumsallaşma ve insan kaynaklarına olan bakışın rasyonel bir tedaviyle iyileştirilmeye gereksindiğinin altını çizen Yönetim Danışmanı Bülent Alkaya, “Doktordan korkmayın, doktorsuz kalmayın, mutlaka bir danışmanınız olsun. Şirketinizi kurumsal şeffaflığa ulaştıramadığınız takdirde başınıza gelecek olanların haddini hesabını bilemezsiniz” dedi. Aile anayasının temel amacını aile ve işin birbirleriyle etkileşim içerisinde olmasını düzenleyen işlevler bütünü olarak tanımlayan Alkaya, iş insanlarına işletme yapılarını kurumsal bir kimliğe kavuşturarak aile anayasası danışmanlığı ile güçlendirmeleri yönünde tavsiyede bulundu.

KURULUŞ
Aile şirketlerinin ancak rasyonel gerçeklere dayalı bir planlamayla ayakta durabileceğinin üzerinde duran Alkaya, yöneticilerin işletmelerin ekonomik hayatını alt üst edecek tsunamilere karşı neler yapabileceği hususunda şu ipuçlarını verdi: “Dar bir bütçe ve hatta yokluklar ile kurulan küçük işletme, tamamen iyi tesadüflere denk geldi ise gelişme yolunda ilerler. Aksi durumda varlığı sona erer ve belli zararlar ile işletme kapanır gider. Gelişme sürecinde yapılan çalışmaların tamamına aile fertleri büyük destek verir ve birçoğu da bizzat görev alır. Gelişme sürecinde oluşan bu olumlu algı, tüm üyeleri olumlu etkiler. İlk kurucu liderin dayanılmaz yükselişi şehir efsanesine döner. Çevresinde bulunan yakınları dahi desteklerini esirgemezler. Ancak bu gelişme bazı yakın akrabalarda fesatlık duygularının uyanmasına ve kabarmasına da yol açabilir.

İŞLETMENİN BÜYÜMESİ
İşletmenin büyümesi genelde zaman alır. Zira işletme işe başlarken genelde dar bir bütçe ile yola çıkmıştır. İyi yönde ilerleyen bu oluşuma, bu zaman diliminde tüm üyeler yüksek özveri ile destek vermektedirler. Zira sahip olunan mali imkanlar standardın üstünde ve sıra dışıdır. İşletme sayesinde sahip olunan mali imkanlar, aileye sosyal bir statü kazandırmış, çevresi onlara gıpta ile bakmaktadır. Bu konumdan geri adım atmak, aile üyelerinde maddi ve manevi büyük bir çöküş yaratacağı için tüm aile üyelerinin uyumu, davranışları, destekleri her türlü takdire şayandır. Lider adeta bir idol haline gelir ve ailenin tüm üyeleri onun emir eri gibidir. Kendine nasip olmayan eğitime, çocuklarının sahip olması için onları teşvik eder. Özellikle buluğ çağını bitirmiş, eğitimine devam eden çocuklar babanın vazgeçilmez, güvenilir iş ortaklarıdır. Ancak bu aşamada ortaklık resmi değil, sadece kuru bir iş ortaklığından ileriye geçmez. İşletmenin yönetimi yalnızca liderdedir. Çocuklar karar sürecine dahil edilmezler. Her ne kadar üniversiteyi bitirmiş olsalar da onlar hala çocukturlar. Gelinen bu noktada çocukların iç dünyalarında çelişkiler aslında başlamıştır. Fakat itiraz etmek kimin haddinedir? Lider tarafından aforoz edilip, organizasyonun dışında kalmak işten bile değildir. Bu yaşların büyük çoğunluğunda henüz kendilerine olan özgüvenleri dahi oluşmamıştır. Ancak yaklaşık 18 yıl dirsek çürüterek okulda öğrendiği mesleki bilgiler ne olacaktır? İşletmesinde bunları uygulamak istemektedir. Fakat lider bunları kabul etmez ise lider ile fikir ayrılığına düşecektir. Henüz söz hakkı olmadığı için genelde içine atma yolunu seçecektir. Ancak nereye kadar? İşte geldiği bu nokta, genç üyeyi karar vermeye iter. Bu iç çatışmaların ilk fitilinin ateşlendiği noktadır. Yıllar önce lidere sağlanan sınırsız destek, bu nedenlerden dolayı isteksiz desteğe dönüşür. Olumlu diyaloglar yerini monoloğa bırakır. Bu sorunun temelinde yatan, yaş farkı, eğitim farkı ve çağ farkıdır. Halbuki zaman faktörü babanın aleyhine gelişmektedir. Lider çocuklarına yaşlarının genç, tecrübelerinin az olması sebebiyle güvenememektedir. Aslında tamamen de haksız değildir. İş dünyası, liderlerin çok genç yaşta çocuklarına devir ettiği şirketlerini, çocuklarının iflas ettirdiği örneklerle doludur.

TAVAN YAPMAK
Ailenin tüm fertlerinin desteği ile gelişmiş ve büyümüş bir işletme, geçen süre içinde maddi kazanımlar elde etmiş ve birikimlerini gayrimenkul veya menkul değerlere yatırarak gücü tavan yapmıştır. Çocuklar bu sürecin ortalarına doğru kendi aile düzenlerini kurmuşlar, aileye gelin veya damat sıfatı ile yeni üyeler eklenmiştir. Ailedeki bu sosyal değişim, genellikle pek hayra alamet değildir. Hatta çoğu aile şirketlerinde sonun başlangıcıdır. Farklı kültürden gelen yeni üyeler, aileye uyum göstermek için çaba sarf ederler. Hiç sesi çıkmayan gelinin, çocuk sahibi olduktan sonra diğer aile üyelerine olan davranışları farklılaşır. Hele ki ailede birden çok erkek çocuk var ve hepsi evlenmişler ise aile farkında olmadan saatli bombanın üzerinde oturmaktadır. Kuruluştaki destek en güzel çağda yerini çatışmaya bırakmaktadır.

GERİLEME DÖNEMİ
Sınırsız ve sorumsuzca yapılan harcamalar, zamansız gayrimenkul edinme duygusunun ailede yarattığı infial, mutlak cezalandırılması gereken olumsuz davranışlar olarak değerlendirilecektir. Bir tarafta her türlüğü zorluğu yenerek işletmesini büyütmüş ve sektörde büyük yer edinmiş bir lider, diğer tarafta hiçbir zorluk çekmeden hazıra konarak harcamaları dizginlenemeyen gelinler. Bu arada kendilerinden iş yerinde çalışmaları ve sorumluluk almaları istenmelerine rağmen tercihlerini çalışmadan kazanmak yönünde kullanmaları adeta meydan okuyarak sorumluluktan kaçmaları dayanılmaz bir hal alır.

AİLE ŞİRKETLERİNDE KURUMSALLAŞMA
Zamanla büyümüş bir işletmeyi eski düzenle ve sistemsiz ereye kadar götürebilirsiniz? İşletme şeffaf olmadan, ortaklarını ciddiye almadan, onlara saygı göstermeden, onlara bilgi vermeden, planlama ve bütçe yapmadan hiçbir iş denetlenmeden, profesyonel hizmet almadan kurumsallık istemek, iktidarı kaybetmemek ve ortakların sesini kısmak adına zaman kazandırıcı, tutucu istekten öte bir şey değildir. Bu konuda gösterilen direnci aşmak pek de kolay olmaz. Aile öğretileri ön plana çıkar ve eski düzenin onları daha fazla koruyacağına inanırlar. Halbuki aile şirketi büyümüş ve profesyonel yönetimlere teslim edilmesi gerekmektedir. Başka bir deyişle şirket kurumsal niteliğe kavuşturulmalıdır. Peki, nedir kurumsallaşma? Kurumsallaşma, sistemler bütünüdür.

BAŞARI ZİNCİRİ
Amaç, hedef, vizyon, aile anayasası, kurumsallaşma, profesyonel kadrolar başarıyı getirecektir.

AİLE ŞİRKETLERİNDE SORUNLAR ÇÖZÜME ULAŞMADIĞI TAKDİRDE ŞİRKETİ BEKLEYEN TEHLİKELER
Sınırı yoktur. Başlıklar halinde vermek gerekirse özetle şöyledir:
İç çatışmalardan dolayı ortaklar konsantrasyonunu kaybederler ve asli işleri ikinci plana düşer.
Bu nedenle tam rekabet piyasasında rakipler şirketin hazır olan müşterilerini daha kolay elde ederler.
Ortakların ayrılmasıyla şirketin hem mali gücü azalır hem de personelin moral motivasyon değerleri zaafa uğrar.
Eğer şirket yüksek mali güce sahip değilse kapanabilir.
Azınlık hisse sahibi ortaklar hukuk savaşı başlatabilir ve şirketin çalışmasını bloke edebilirler.
Servet paylaşımında anlaşma sağlanamaması ve mahkemeye gidilmesi durumunda tüm varlıklarından 1/3 oranında kayba uğrarlar.

AKİL KİŞİ GEREKLİ
Sorunun çözümü hiç de kolay değildir. Yönetim danışmanları özellikle bugünler için çok önemli görevler üstlenirler. Yönetim danışmanı aynı zamanda akil kişidir. Tüm ortaklara eşit mesafede duran, hissesi büyük ya da küçük tüm ortakların hakkını savunan, eğitimine, sözüne ve tecrübesine güvenilen kişidir. Böyle bir kişi mutlaka sonuca gider, taraflar huzura kavuşur, şirket kurtulur. Zira ortaklar asla ve asla bu tür sorunları kendi kendilerine çözemezler. Çünkü sahip oldukları duygular ve hırsları buna müsaade etmez. Biri doğruyu söylese bile diğeri kandırıldığını zanneder. Birbirlerine inanmazlar çünkü güven ve saygı kaybolmuştur.

AİLE ANAYASASININ HAZIRLANMASI
Bir lider ve kurucu olarak, ciddi bir aile içi sorun sizin başınıza gelse bunu kabullenir misiniz? Ailenin uzun yıllar el birliği ile kurup büyüttüğü bir şirketin dağılması veya küçülerek rakiplerine pazarı terk etmesine kimin gönlü razı olabilir? Halbuki düne kadar her şey güllük gülistanlıktı. Yok olan sadece kurucu ortakların emekleri değil, bir sonraki neslinde geleceğidir. Sorun yaşayan her aile şirketi dağılmak veya küçülmek zorunda mıdır? Daha köklü sorunlar yaşamalarına rağmen dağılmamış aksine daha da büyümüş şirketler olduğuna göre bu şirketler bu başarıyı nasıl yakalamışlardır?

AİLE MECLİSİ
Hazırlanan aile anayasasının uygulanmasını aile meclisi denetler. Aile anayasası, haksızlıkları bertaraf ederek eşitlikçi ve demokratik kuralları yerli yerine koyması ile aile meclisi üyelerinin rızalarıyla hazırlanır. Sadece anayasanın hazırlanması sorunu tek başına çözmeye yetmeyecektir. Kurulan aile meclisinin en önemli işlevi üyeler arasında iletişimi sağlamak, monoloğun önüne geçmektir. Büyükler küçüklerden saygı, küçükler de büyüklerden sevgi beklerler. Bu ortamın sağlanmaması durumunda aile içi kavgalar, sürtüşmeler kaçınılmazdır. Bu iki kavram ailede yerleşince huzura kavuşan üyelerin iş hayatındaki performansları üst seviyeye çıkar ve tüm aile kazanır. Aile meclisi toplantılarının verimli olması için en temel şart demokratik kuralların tavizsiz uygulanmasıdır.


AİLE ANAYASASI NELER SAĞLAR?
Ortaklar ve aile üyeleri arasında kaybolan diyalog yeniden başlar. Anayasaya uyulması ile şeffaflık sağlanır ve çifte standartlar kalkar. Yönetim kurulu toplantısı dahi yapılamayan toplantılar başlar ve her ortak olan bitenden haberdar edilir. Yapılacak yatırımlar ve idari tasarruflara oylama ile karar verilir. Oldu bitti kararları biter, her ortak patronluk sıfatını hisseder. Şirket lider sultasından kurtulur, demokratik ortam sağlanır, yıldırma uygulamaları sona erer. Liderin vefatı ile varislerin sahip olacağı haklar belirlenir. Ortaklıktan çıkma şartları, hisse devir kuralları belirlenerek, şirket yönetiminin dış etkilerden etkilenmesinin önüne geçilir. Ortakların birbirlerine olan güveni artar, saygı mecburi, sevgi ihtiyari hale getirilir. Aile şirketlerindeki en önemli sorun olan iletişimsizlik sona erer. Kimin pastadan ne ölçüde pay alacağı, kar paylarının ne şekilde dağıtılacağı net olarak belirlenir. Şirkete borçlanmalara kural getirilir. Ortaklar kişisel bütçelerini yapma imkanına kavuşur.”
Dernek Başkanı Hakan Kocabaş ev sahipliğinde kaydedilen toplantı başından sonuna katılımcıların ilgisiyle takip edildi. Görüş ve sorular yanıtlanarak sunum tamamlandı.

Hazal BAŞARAN

YORUM YAP