Bayram sonrası memleket yangın yeri… Adı üstünde yangın işte… Bir kere başladı mı kurusu da yaşı da yanıyor… Cayır, cayır hem de… Söndürmesi gerekenler, yani görevi bu olanlar ya yangına körükle giderse diye ödümüz kopuyor bir yandan da…
Allah’ın sen bu insanlara ve bizleri yönetenlere, dünyayı idare ettiğini sananlara insanlık ver, sonumuzu hayır eyle… Yoksa bizi bize bırakırsan gidişimiz gidiş değil…
Gelelim bizim çarşıya…
Dün bir misafirim vardı… "Sen Hüseyin Turan’ı destekliyorsun ama biz Bulut Banazılı’yı ilçe başkanı yapacağız” dedi… Vallahi de billahi de hiçbir karşılığım yok… Kendisi ile de defalarca yaptığımız görüşmelerde olup/olmaması yönünde bir kişisel tercihten ziyade artı ve eksilerinin bu görev talebinde neler olabileceğini sohbet şeklinde değerlendirdik. Her görüşmemiz de hemen hemen yazılarıma konu oldu zaten. Onun olmayıp, Hüseyin Turan’ın olmasını istemem ancak kişisel tercih olur o da benden başka kimseyi bağlamaz. İstekten ziyade siyaset ve AK Parti’nin durumundan yola çıkarak belli bir öngörüyü öne sürmek yaptığım şeyi daha doğru ifade ediyor bence…
Birbirimizi yanlış veya olumsuz anladığımız bir mesele olduğunu sanmıyorum. Banazılı anlaşılmayacak bir adam değil. Kendini ve konumun, aday olduğu şeyin ziyadesiyle farkında. Başkan Işıklar, İlhan Uygun’u anma programında konuşurken çok anlamlı bir şey söyledi; "Belli bir yetki ve imkanlarınız varken insanların size inanması ve destek sunmasından ziyade bunlar yokken size duyulan güvendir.”
Turan veya Karakaş, hatta Şişman belli şeylere sahip ve adaylık potansiyellerine inanılması daha kolay kişiler ilçe başkanlığında. Banazılı’ya sunulan destek hem nitelik hem de koşulları açısından çok daha değerli ve anlamlı bence. Bazı siyasetçiler vardır sahilde turlarken yanlarındaki kişi sayısı, ofislerinin ziyaretçileri dönemsel olarak değişiklik gösterir ne demek istediğimi bunu düşünerek daha iyi anlarsınız…
Konuya ideolojik bakanların görüp düşündükleri pek tabi çok farklı. Ben asla o yönde meseleye yaklaşmıyorum, böyle bir şey söyleyip, iddia etme durumum yok. Konunun Silivri boyutu ile ilgileniyorum bunun dışında tutamam olaylar hakkındaki değerlendirmemi ama, her şeyi bırakıp da, AK Parti’nin istikbali hakkında kaygılar üzerine kafa patlattığımı kimsenin düşündüğünü sanmıyorum.
Girişteki konuyla alakası var diye yeri gelmişken belirtme ihtiyacı da hissediyorum; "Ne olacak bu memleketin hali?” diye kendi aramızda sorup, sorgulamamızın fazla bir yararı yok bence. Bunu düşünmek için tonla para ve imtiyaz hakkı kullanan insanlarımız var; milletvekilleri, bürokratlar, bakanlar… Yönettiklerini yangının içine sokup orada bırakıp yok olmalarını kayıtsız, izlemek için almıyorlardır o kadar yetki ve parayı. İnsanda biraz olur da, bizi yönetmekle ve adımıza karar almakla yetkilendirdiğimiz kişilerde daha fazla görev sorumluluğu olmalı.
AK Parti’nin ilçe başkanı kimin olmasını istediğim konusuna gelince… Düşünüyorum da Vural Sönmez’inden, Tülay Kaynarca’sına, Halit Girgin, Ender Gezici, Metin Karakaş ve de Dilek Demiral’ı da gördük.
Her durumda göreceklerimiz bitmedi bence. Sadece şundan eminim artık bana gösterilenin, karşılığı aynı ölçüde olacak : ) İyilik gerçekten sadece onu hak edende değerli olabiliyor, yoksa külliyen zarar ziyan...