Aynı dönemde Gençlik Kolları Başkanlığı yaptığı Berker Esen'in CHP'de ve Ülkü Ocakları Başkanlığı sonrası MHP İlçe Başkanlığına gelen Zafer Yalçın'ın durumu üzerinden “Taşların yerine oturması için sıra bende…” latifesini yapan Koç, siyasetteki gençlik hareketini yorumlarken, “Gençlik avantaj gibi görünür lakin ‘'İki kez başarılı olmak zorunda olduğu gibi bir gerçekte arka planda mevcuttur.” şeklinde konuştu. AK Parti'den kopmalar sonucu oluşumu gündemde olan Gelecek Partisi ve Ali Babacan oluşumlarını değerlendiren Koç, “Recep Tayyip Erdoğan başında olduğu sürece AK Parti'den kopmam” diyerek de söylentilere net bir yanıt verdi. AK Parti'nin ilçedeki kongre sürecini yorumlayan genç isim, birleştirici ve oluşturulan gönül kırıklıklarını telafi edecek yönetime duyulan ihtiyacın altını çizdi geçmişe gösterilen vefasızlığı eleştirdi.
AK Parti'nin genel durumunu değerlendiren Orhan Koç, yerel ile ilgili de dikkat çeken tespitlerde bulundu.
Sevginar SALİ: Orhan Koç kimdir?
Orhan KOÇ: 1987 Yılında Silivri'de doğdum. Aslen Bayburtluyum. Evliyim, iki tane erkek evladım var. İktisat Fakültesi mezunuyum. 2009 Yılından beri Muhasebe departmanı olarak özel bir Serbest Mali Müşavirlik Ofisi'nde çalışıyorum.
“SİYASETE AK PARTİ'DE BAŞLADIM VE 9 YIL DEVAM ETTİM”
Sevginar SALİ: Siyaset nasıl başladı?
Orhan KOÇ: 2009 Yılında üniversiteyi bitirdikten sonra Silivri'ye dönünce siyasete AK Parti'de başladım. Rıfat Kutlu, İlçe Gençlik Kolları Başkanıydı. Kendisinin daveti üzerine siyasete girmiş oldum. 2018 Yılına kadar dokuz yıl boyunca aktif olarak çalıştım. Son üç yıllında Gençlik Kolları Başkanlığı görevinde bulundum. Daha sonra görev almadım ve siyaseti 2018 yılında noktaladım.
“BU, SİYASETİN SON ZAMANLARDA ALDIĞI ŞEKİLLE ALAKALI”
Sevginar SALİ: Normalde Gençlik
Kolları'nda bu kadar yıl görev aldıktan sonra ana kademede göreve ve siyasete devam etmeniz beklenirdi. En verimli çağda niye bu ara?
Orhan KOÇ: Bizden kaynaklı olmayan sebepler de olabiliyor. 9 Yıl görev yaptım. Gençlik Kolları bir nevi yetiştirme sürecidir. Yetiştikten sonra siyasetin ihtiyaç duyacağı bir siyasetçi haline geldikten sonra neden böyle bir bırakış, vazgeçiş ya da bıraktırılma durumu oluştu? Bu sanırım siyasetin son zamanlarda aldığı şekille alakalı. Yorulduğunuzu da hissediyorsunuz. Biraz ara vermek istiyorsunuz. Hiç kimse sizi çok sevdiğiniz bir noktadan alıkoymuyor. Siz de buna alışıyorsunuz. Biraz ara vermeliyim, biraz ticari hayatıma yön vermeliyim diyorsunuz çünkü sonuçta ailemizin geçimini de sağlıyoruz. Siyaset gelir getiren bir kurum değil. Dolayısıyla hem işlerimize yönelmek, hem de biraz da uzaktan bakmak bence doğruyu, objektifliği getirir diye düşündüm. Ben öyle bir karar almıştım.
“CAHİL CESARETİ OLURDU”
2018 yılında görev sürem dolacağı zaman İl Başkanlığımız ve Genel Merkez Gençlik Kollarımız bana “ilçe başkanlığına aday ol” dediler. Bu şiardır, böyledir. Siz döneminizi tamamlıyorsunuz, o dönemde ilçe başkanlığında bir değişiklik olacağı, görev devrinin olacağı söz konusu olmuştu. ‘Hiç kimse yoksa biz varız' mantığıyla İl ve Genel Merkez Başkanlıkları bu cesareti göstermemizi istedi. O dönemde sadece bunun arkasına sığınarak bir adaylık söz konusu oldu.
O süreçte bana “İlçe Başkanlığına hazır mısınız?” diye sorsanız ana kademede görev alma noktasında hazırım desem yalan olurdu. Bu cahil cesareti olurdu.
“MAKAMLAR NASİP İŞİDİR”
Hiçbir kulis, hiçbir çabaya girmeden takdir delegelerimizin ve parti üyelerimizin dedik ve girdik. Tabi o zaman siyasetin içinde olduğumuz için teşkilatımız bize teveccüh göstermişti. Evet, ‘bu kardeşimiz yapar' algısı doğmuştu ama makamlar nasip işidir. Allah nasip ederse oluyor. Nasip Mutlu kardeşimizinmiş. Kendisine başarılar diliyorum.
“MECLİS ÜYELİĞİ ADAY ADAYLIĞIMI GERİ ÇEKTİM”
Akabinde 2019 yerel seçimlerinde Meclis Üyeliğine aday adaylığım vardı. Kendi arzumla geri çektim. Cumhur İttifakı adayımız Volkan Başkan o dönemde açıklanmak üzereydi. Bununla ilgili olmadığını söylemek için bu noktaya değiniyorum çünkü o zaman ‘başkan adayı AK Parti'den olmadığı için Orhan Koç geri çekildi' algısı doğdu. Bu doğru değil. Biri yalanı yukarıda atıyor, aşağı mahalleye kadar kendisi de inanıyor. Dolayısıyla böyle bir şey yok. Bunun sıkıntısını yaşadım. Tamamen şahsi kararımdı. Meclis üyeliği vazgeçilmez, çok özel bir görev değil. Ben kademe başkanlığı yaptım. Seçilmiş arkadaşlarımızın bir tık üzerinde, üstünlük değil ama teşkilat önemli. Orada kademe başkanı olmak on tane meclis üyeliğinden değerli.
Hazır hissetmedim. Sıra değişikliği, hayatımı daha farklı organize etmeliyim düşüncesiyle; hayatımın bu döneminde meclis üyeliğine yer olmadığına karar verdim.
“BİR JEST OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM”
Sevginar SALİ: 31 Mart seçimlerine gelmişken, AK Parti'nin Silivri özelinde Cumhur İttifakı sürecine dahil olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Ve tabi bir de seçim sonucunu nasıl yorumluyorsunuz?
Orhan KOÇ: Cumhur İttifakı, çok değerli bir yapı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 15 Temmuz'dan sonra bu ülke için elini hatta gövdesini taşın altına koymuş bir yiğit siyasetçidir. Bir jest olduğunu düşünüyorum. Volkan beyin Bahçeli tarafından tavsiye edildiğini, Cumhurbaşkanımızın da bu tavsiyeyi kırmadığını ve bunun son günlerde gelişen bir durum olduğunu düşünüyorum. Emanete nasıl muamele edilmeli sorusunun cevabı da sanırım belediye başkanlığı makamının sahibi ile açıklanmış oldu.
“VOLKAN BEYİN ŞAHSİ OYU OLUŞTU”
Kazanma durumuna gelince Volkan beyin şahsi oyu oluştu. İnsanlar çok kısa sürede birini sevebiliyor. Hatta ‘namus' diyebileceğimiz oyunu derhal teslim edebilecek kadar sevebiliyor. Volkan beyin bu noktayı iyi yakaladığını düşünüyorum.
“31 MART SEÇİMLERİNDE KAYBEDEN YOK”
AK Parti'nin Silivri'de zaten sabit bir yüzde 40'lık oyu var. MHP'nin de genel seçimler üzerinden gittiğinizde yüzde 10 oyu söz konusu. İkisini birleştirdiğimizde totalde zaten rakam yakalanıyor. Kişisel durumlar, şahsi veya toplu kızmalar oluşabilir. Bunu Volkan bey çok güzel bertaraf etti ve kazandı. 31 Mart seçimlerinde Cumhur İttifakı noktasından bakarsak kaybeden yok.
“BİR OY'UN RENGİNİ İKİYE ÇEVİRMEK SİYASETTE ÇOK DEĞERLİ”
Ancak şöyle bir durum da var; Volkan beyin Silivri'de aldığı oya baktığımızda Ekrem İmamoğlu başkanın aldığı oyla arasında dağlar kadar fark var. Binali Yıldırım'la İmamoğlu'nun aldığı oylar arasıyla Volkan beyle Özcan beyin aldığı oy arasında ciddi farklar dikkat çekiyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı için Ekrem İmamoğlu başkana oy veren seçmen, Silivri'de aynı şartlarda Özcan Başkana vermesi gerekirken tercihini Volkan Başkandan yana kullandı. Bu, CHP'deki durum, bu tarafı bağlamaz ancak Volkan başkanın bu oy'ları alabiliyor olması kolay değildi. Bir oy'u iki renge çevirmek kolay değil. Siyasette bu çok değerli bir nokta. İmamoğlu'nun da, Volkan beyin de hakkını vermek lazım. Alışılmışın dışında bir pozisyon oluştu. Ancak İstanbul için Binali Yıldırım gibi bir değeri ve tecrübeyi yaşama fırsatını tepti diyebilirim.
“AK PARTİ, KAYIP YAŞADI”
AK Parti üzerinden değerlendirirsek, küçük de olsa gözle görünmeyen bir kayıp yaşadı. Buna aradaki oy uçurumunu ekleyebiliriz. Böyle olmamalıydı. AK Parti, MHP, CHP de hak ettikleri noktalarda oylarını almalıydı ancak kazanan yine Volkan başkan olmalıydı. Volkan başkanı destekleyen, çalışmalarına bizzat katılmış biri olarak bunları söylüyorum. Şu anda bir boşluk var.
Sevginar SALİ: Hangi partinin ne kadar oy aldığını anlayamıyoruz gibi…
Orhan KOÇ: Aynen öyle.
“BEN GENEL OLARAK SİYASETİN ŞU ANDA HİÇ BİR YERİNDE DEĞİLİM”
Sevginar SALİ: Son dönemde AK Parti'de yaşanan kopmalar, oluşan yeni partilerle ilgili, sizin de isminizin geçtiği süreçler oluyor. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz? Ahmet Davutoğlu'nun kurduğu parti, Babacan'ın hazırlıklarının devam ettiği siyasi oluşum ve siz bunların neresindesiniz?
Orhan KOÇ: Ben genel olarak siyasetin şu anda hiçbir yerinde değilim. Uzun yıllar siyaset yaptığım için bu tarz payeler veriliyor olabilir. Buna hiçbir zaman karşı çıkmadım. İnsanlar belki gönüllerinde bir yerlere yerleştiriyorlardır. Böyle bir düşünce oluşmuş olabilir. AK Parti'den farklı bir siyasi partiye geçecek değilim ama geçen arkadaşlarımıza hayırlısı olsun.
“KARAKAŞ'IN PARTİSİNİ DEĞİŞTİRMİŞ OLMASI ONU ÖCÜ YAPMAZ”
Silivri siyasetine ve Silivri sosyal ortamına mal olmuş bir isim Metin Karakaş başkan geçiş yaptı. Onun siyasi partisini değiştirmiş olması onu öcü yapmaz. Topluma mal olmuş bir isimdir. Düğünlerde, cenazelerde toplumla beraber olan bir adamın kolay kolay partisinden dolayı eleştiremezsiniz. Hakkında hayırlı olmasını demekten başka bir şey dedirtmiyor.
“İÇİNDE BEN YOKUM AMA DAHA BİRÇOK İSİM GEÇECEK”
Duyduğum kadarıyla daha birçok isim geçecek. İçinde ben yokum. “Allah Allah o da mı ya” denecek bir sürece doğru gidiyor. İnşallah durdurulur. Bunu durdurmak mevcut AK Partili yöneticilerin elinde. Arkadaşlarımız isterlerse durdurabilirler. Hamaset duygularından arınmış olarak, kucaklayıcı ve birleştirici olmaları yeterli olacaktır. Dolayısıyla ben geçişleri bekliyorum, inşallah akıbetleri de hayırlı olur.
“GELECEK PARTİSİ, BİR SİVİL TOPLUM KURULUŞU GİBİ”
Ahmet Davutloğlu'nun kurduğu Gelecek Partisi'ni takip ediyorum. Bütün siyasi partilerin grup toplantılarını zaten izlerim. Sanırım alışkanlık olmuş hala takip ediyorum. Gelecek Partisi bana iddiası olan bir parti gibi değil de sanki daha çok her konuda fikri olabilecek, her konuya hakim, özel isimlerin seçilerek kurulduğu bir sivil toplum kuruluşu gibi geliyor. Örneğin Kanal İstanbul Projesiyle alakalı yahut farklı bir proje veya Libya, Suriye meseleleri hakkında kendi içerisinde çalıştaylar yapıp neticesini vatandaşlarımızla paylaşan gönüllüler hareketi gibi. Bunun sonu ne olur? İktidara talip olur mu? Teşkilatlanır mı? Bilemem ama şu ana kadar bendeki algısı bu. Bunun ötesine henüz geçemedi. Her kesimden oy ve destek alabilecek potansiyeli yakaladıklarını düşünmüyorum. Seçim sandığı gelmediği için ben böyle düşünüyor olabilirim ama farklı siyasi partiler de var bu konulara hiç el atmayan… Gelecek Partisi'nin biraz sanki ‘Biz demiştik'çi bir yapısı var.
“BİR TEZAT GÖRÜYORUM”
İhraç edilenler olarak kurduğunuz partiye şu an gönüllü olarak istifa edilip başkalarının gelmesini istiyorsunuz. Bu bir tezat. ‘Bizi tercih edin' diyorsunuz. Ben buna karşıyım.
“AK PARTİ'NİN BAŞINDA RECEP TAYYİP ERDOĞAN OLDUĞU MÜDDETÇE AYRILMAM”
Ben AK Partiliyim, bu partinin başında Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olduğu müddetçe buradan ayrılmayı düşünmüyorum. Ancak ihraç noktasına kadar gelmiş, böyle bir tutum sergilemiş bugün ‘gönüllü olarak gelin' diyecek hale gelmiş. Ben buna kızıyorum.
“AK PARTİ, DOĞRU DEĞİŞİMİ YAPARSA, ONDAN KOPACAK HER HAREKET ÖLÜ DOĞAR”
Babacan'ın partisiyle ilgili hiçbir fikrim yok. Kurulacak mı? Ne aşamada? Kimler teveccüh gösteriyor? Duymadım ve görmedim. Sosyal medya hesapları üzerinden bazen denk geldiğim oluyor. Ancak sahte bir hesap olabilir diye ciddiye de almıyorum. Babacan, AK Parti'de yapılacak değişimi bekliyor olabilir. AK Parti, doğru değişimi yaparsa bu partiden kopacak her hareket ölü doğar.
“AK PARTİ HALA TÜRK SİYASETİNE YÖN VEREBİLECEK TEŞKİLAT YAPISINA SAHİP”
Sevginar SALİ: Umudunuz var mı? AK Parti'de kötü giden şeyler değişir mi?
Orhan KOÇ: Kesinlikle var. AK Parti'de bir şeylerin değişmesi değil, hala daha Türk siyasetine yön verebilecek teşkilat yapısına sahip. Bunu es geçmemek lazım. Şu anda gücü kırılmış gibi görülüyor. Bunun sebebi bende kalsın. Tahmin ettiğiniz sebepler, tahmin ediyorsunuz çünkü burada siz de yaşıyorsunuz. Gençlik Kollarından örneklendireyim siz genel olarak düşünün; Türkiye'de gençlik adına en büyük sivil toplum kuruluşu AK Parti Gençlik Kolları'dır. Onun üzerine çıkabilecek bir yapı bugüne kadar kurulmadı. Aynısı Ak Parti için de geçerlidir.
“YERELDE ÖNLEM ALINMAZSA İNFİAL OLUR”
Sevginar SALİ: Davutoğlu'nun
kurduğu Gelecek Partisi'ne geçişler olacak ve tedbirlerin alınması gerektiğini söylediniz, peki Silivri'ye indirgediğiniz zaman partiden kopmaların yaşanmaması için
ne değişmeli?
Orhan KOÇ: Gelecek Partisi ile ilgili geçişler şu anda Genel Merkez düzeyinde. İl ve İçe teşkilatları henüz kurulmadı. İstanbul İl Başkanının ataması yapıldı. İl Başkanı 39 İlçe Başkanlarını atar. Silivri'ye bir Gelecek Partisi tabelası asılır. İlçe Başkanı atanır ve işte o zaman yerelde kopmalar başlar. Elbette ki her kesimden birileri olacaktır ancak AK Parti'de siyaset yapmış birçok ismi de orada yönetici olarak görebiliriz. Şu anda Silivri'de yaşamış, burada doğmuş büyümüş, siyasi hayatını idame ettirmiş bir ismin Genel Merkez düzeyde geçişini gördük. Parti kurucular kuruluna geçti. Dolayısıyla yerelde önlem alınmazsa infial olur.
“GEÇMİŞE VEFA GÖSTERMEMENİN PİŞMANLIĞI HİÇ YAŞANMAYACAK MI?”
Önlem noktasına gelirsek, biz ne yapıyoruz? Geçti mi? artık o tü kaka oldu. Hakkaniyetli olmak lazım ben hiçbir eleştirisini görmedim, duymadım; başka bir partiye geçen Metin Karakaş'tan söz ediyorum. Ancak diğer taraftan bir dizi ağır itham. İnsan şunu soruyor doğal olarak; geçmişe vefa göstermemenin pişmanlığı hiç yaşanmayacak mı? Bu parti çok büyük bir hareket, bir dizi önemli şeyi başardı, yetki verdiği insanları yüceltti. Ama bugünün emanetçilerinin bu geçişlerde hiç mi suçu yok? Evet, herkes kendi arzusuyla gitti ama durdurmak, toparlayıcı, birleştirici olmak, hak ettiği payeyi vermek bugün görevde olan insanların sorumlulukları arasında hiç mi yok?
***
“GÖNÜL KIRIKLIĞI OLUŞTURDULAR”
“HAMASİ DUYGULARA KAPILAN HERKES KAYBETMEYE MAHKUM”
“AK PARTİ'DE TOPLARLAYICI BİR İSME İHTİYAÇ VAR”
“ARTIK ORTAYA NET BİR ŞEYLER KOYMALI”
“TAŞLARIN YERİNE OTURMASI İÇİN SIRA BENDE…”
“GENÇLER İKİ KERE BAŞARMAK ZORUNDA”“AŞAĞIDAN YUKARIYA HİÇBİR ŞEY SİRAYET ETMEZ SİYASETTE”
Ara başlıklarıyla devam eden söyleşimizin ayrıntıları bugün Hürhaber'de...