AK Parti'de bir hareketlenme var. AK Parti bir şeyler deniyor. Elbette Silivri'den bahsediyorum, yani Silivri teşkilatından. Uzatmadan konuya gireyim. Cumhur İttifakı kapsamında Silivri'nin bir kez daha MHP'ye bırakılacağı, AK Parti'nin aday çıkarmayacağı, MHP'nin adayının da yine Volkan Yılmaz olacağı sağır sultanların bile malumu. Bu gerçek gün gibi ortadayken Sami Barlas'ın AK Parti'den adaylık müracaatı yapması da neyin nesi? Daha da komiğini sorayım; AK Parti'nin Silivri'den belediye başkan aday adaylığı müracaatı alması da neyin nesi?
Sizi 5 yıl öncesine götürüyorum. AK Parti, Silivri'den öylesine umudu kesmişti ki belki de harcayacakları seçim masraflarını bile “zayiat” sayarak teşkilat olarak fazla tatava yapmadan aday çıkarmamayı ve ilçeyi MHP'ye bırakmayı kabul ettiler. Volkan Yılmaz'ın da ilçede belirgin bir tanınırlığı yoktu. Başta AK Parti olmak üzere herkes MHP'ye “Zaten kazanmaları mümkün değil” gözüyle bakıyordu. Bu sebepten ötürü AK Parti, Yılmaz'la oturup kazandıkları takdirde neler isteyecekleri konusunda doğru düzgün pazarlığa bile girişmedi. Hâlbuki işi biraz sıkı tutsalar bence en az biri memur biri siyasi olmak üzere iki başkan yardımcılığı ve bolca personel kadro kontenjanı koparmaları işten bile değildi. Ancak dediğim gibi, ufukta bir zafer durumuna ihtimal dahi verilmediğinden bu pazarlıklar hiç yapılmadı ve işte bence bu sebepten ötürüdür ki 31 Mart 2019 gecesi AK Parti Silivri ilçe binasında ışıklar erken söndü.
Evet, seçim kazanılmıştı ama AK Parti moralsizdi. En çok onların oylarıyla kazanılan bir seçim söz konusuyken bu işten en az karlı çıkan yine onlardı. Ortada hiç hesapta yokken tamamen CHP'nin aday hatasından ötürü (bölünme bir bahane olamaz, bölemeyecekleri bir adayla çıkmak sizin elinizdeydi) MHP zaferiyle sonuçlanan bir seçim vardı. AK Parti elinde ne başkan yardımcılığı sözü ne de doğru düzgün kadro sözüyle ortada kala kalmıştı. Üstelik Yılmaz 2019'u kaybetse belki 2023'te kendilerinin aday çıkarma ümidi söz konusu olabilirdi ancak şimdi bu şansı da kaçırmışlardı. AK Parti karalar bağlamasındı da kimler bağlasındı?
Şimdi günümüze dönelim. Bugün yaşananlar işte tamda bu hislerin sonucudur. Ortada kalmışlık, karalar bağlama gibi hisler somut oldu, beden oldu, AK Parti'de Sami Barlas'ta vücut buldu. AK Parti'nin Silivri için adaylık müracaatı almasını ve Barlas'ın da müracaat etmesinin iki sebebi olabilir. İlk ihtimal; AK Parti'nin aklı başına geldi ve önceki seçimde yapamadığı pazarlıklarını şimdi yapıp el yükseltmek, kadro almak, başkan yardımcılığı almak istiyor ki bu noktada Barlas'ın bir şansı olabilir.
İkinci ihtimal ise şu; AK Parti Silivri'de dümdüz ‘keriz silkeliyor'. Bunun kibar bir tabir olmadığının farkındayım, amacım kimseye ‘keriz' diyerek hakaret etmek te değil, alınan varsa üzgünüm ama durum bana tam da bu terimi çağrıştırıyor. Peki, ‘keriz silkeleme' ne demek? ‘Keriz silkeleme' demek, bir yatırım aracının değerinin yapay olarak yükseltilmesi ve ardından bu yatırım aracının fiyatının düşmesiyle yatırımcıların büyük zararlarla karşılaşması şeklinde gerçekleştirilen bir çeşit para toplama yöntemidir. Şunu unutmayınız ki AK Parti'nin en az iktidar kadar sevdiği diğer bir şey varsa o da paradır.
Yani herkes Silivri'nin yeniden MHP'ye bırakılacağını şimdiden biliyorken AK Parti'nin Silivri'den hala müracaat alıyor olmasının bir diğer sebebi de aday adaylığı başvurusu yapacak masum siyasetçilerin başvuru paralarına konmak olabilir. Gerçi AK Parti'nin adaylık başvuru paralarını Filistin'e yardım için kullanacağını duymuştum ama bakacağız artık…