Enteresan bir tespite şahit oldum geçtiğimiz günler, sizinle de paylaşmak istedim. Siyasetin sessiz izleyicileri, gelişmelerini bulundukları konumlardan kendilerini fazla belli etmeden, dikkatlice takip edenleri vardır. İşte onlardan birine denk geldim geçtiğimiz günler.
Oda, genel derken, söz döndü dolaştı yerel seçimlere geldi. Sohbet ettiğim kişi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da AK Parti'nin de seçimi tekrardan kazanacağından oldukça emin konuşurken, konuyu aksi bir durumda AK Parti'nin Silivri'de seçimi kazanacağına bağladı.
Yanlış anlamadınız; “Cumhur İttifakı kaybedip/dağılırsa, AK Parti Silivri'de seçimi alır” mealinde bir öngörü dile getirdi.
“Cumhur İttifakının sona ermesi durumunda AK Parti, MHP, CHP-İYİ Parti ortak adaylığında; son ikisi kapışırken AK Parti aradan çıkar, seçimi kazanır” dedi.
Adayın önemine dikkat çekecek oldum, “Aday kim olursa olsun AK Parti seçimi alır, çünkü MHP ve CHP-İYİ Parti aynı seçmen tabanını bölüşür” dedi.
Silivri seçmeninin yıllardır devam eden genel ile yerel iktidar siyasi uyumsuzluğunu, hatta zıtlığını düşününce ‘Olmaz öyle şey' diyemiyor insan. Ne olursa olsun her işin de bir aritmetiğe oturduğu aşikar. 2004 seçimlerinde Selami Değirmenci (Genç Parti) ile Yılmaz Kandemir (CHP) kapışmasından kazançlı çıkan Hüseyin Turan (AK Parti) gibi.
AK Parti için Silivri'de iktidar umutlarının tükendiği bir noktada ‘tırtıl için ölüm kelebek için yaşam'ın kıyısından bir öngörü.
Yine de siyasi hesap yapanların atlamaması gereken bir olasılık olarak, kayda geçmiş olalım, sahibine teşekkürlerimizi ileterek.
“ÇOK ÇALIŞIYOR AMA…”
İster desteklesin, isterse de Cumhur İttifakı, MHP'nin kıyısından geçmesin Silivri'de kiminle konuşsak Belediye Başkanı Volkan Yılmaz ile ilgili ortak kanı “Çok çalışıyor”. Söze böyle başlayıp “ama kazanamaz” diye devam edenlere bir paragraf açalım bugün %70'lerde memnuniyet ve %60'leri işaret eden “Oy veririm” anket sonuçlarının estirdiği rüzgara karşı bir uçurtma uçuralım gökyüzü renklensin, hareketlensin…
Neden oy vermeyi düşünmediğini açıklayanların dile getirdiği birkaç ortak nokta var… %60'ın üzerinde oy alarak tekrar seçilmek isteyen Volkan Yılmaz'a da faydamız dokunsun, destek arttırmayı kast etmiyorum (onu kendi başına da gayet iyi halediyor), eleştiriye tahammül kısmıyla ilgiliyim (bu konuda desteğe ihtiyacı var : )
“Belediyede işi olanlardan geçen dönemden daha yüksek bağışlar alınıyor…” deniyor örneğin.
Silivri Belediye gelirlerinin önemli bir bölümünü bağışların oluşturduğunu Başkan Bey de açıkça ifade ediyor zaten. Bu bağışların resmi bir şekilde belediye veznesine yatırılması, şikayet edenlerin aksine, kimi bağışçılar tarafından memnuniyetle de karşılık buluyor. Gider gösterilip, vergiden düşülmesi imkanı de cabası.
“Ulaşamıyoruz” sitemi, “Seçimde Başkan Bey cep telefonunu verdi iki kez farklı vesilelerle ulaşmaya çalıştık dönüş yapılmadı…” tarzında bir serzeniş var mesela…
Başkan Bey dönüş yapamayabilir ama asistan veya yardımcıları gün içinde arayana ulaşıp kim olduğunu, arama nedenini takip etseler iyi olur tabi. Haklı bir sitem midir? Sayılabilir…
Bir diğer şikayet; Kavaklı-Ortaköy-Selimpaşa ekseninde eksik terkler ile ilgili Yılmaz döneminde kalkışılan düzenlemelerin yarattığı rahatsızlık. Bu konuyu CHP Grubu ve Süheyl Kırkıcı özellikle bir kaç kez gündeme taşıdı.
Belli şartlarda yer satın alan kişinin daha sonra farklı bir tablo ile karşı karşıya gelmesi sıkıntı mı? Öyle görünüyor. %30'larda başlayan terk oranının bugün %45'e yasal olarak çıkartılmış olması, belediyelerin kaynak arayışı; eğrisinin doğrusuna ne kadar denk geldiği tartışılır. Bir de bunun vatandaşa izahat kısmında halka ilişkiler dilinin başarılı olması ile tarif etme şansımız olmayan Harun Akkan gibi imardan sorumlu başkan yardımcısına denk gelme şansızlığı var. Al başına belayı! Artık bir şekilde tolere edebilen eder, edemeyen seçim zamanı uygun gördüğünü yapar. Her şey de iktidarın lehine işlemez bir düzende biraz de muhalefet ekmek yesin taş diyetini bozup.
Son bir eleştiriyi daha ifade edip meseleyi kapatacağım… “Başkan Bey'in kalabalık gezmesi…” Koruma, özel kalem müdürü, asistan kasıt anlaşılan. “Yanına yaklaşılmıyor” deniyor, epey yaklaşan da var esasen. Ama eleştiri klasmanında yer alan bir tespit mi? Öyle. Muhatabı gerekli değerlendirmeyi yapar artık. Siz yine de kalabalık falan demeyin yaklaşın Başkan mutlu olur, yanındakiler de hiç rahatsız olmaz merak etmeyin.
Başkan Bey Silivri'de farklı bir hikaye yazma niyetini sıklık ve kararlılıkla dile getiriyor. Bu süreçte de eski hikayelerin kahramanlarını dinleyerek zaman kaybetmek belki de kafasının karışmasını istemiyor. Şahsen toplumun önde gelenleri, kanaat önderleri ile de vatandaşla zaman geçirdiği ölçüde fikir alışverişinde bulunmasının faydalı olacağına inananlardanım. Allah'tan fazla tökezlemiyor da bildiğini okumasına ses edemiyoruz.