Dün bir arkadaşım uğradı, “CHP'yi yazmışsın, AK Parti'yi ne zaman yazacaksın?” diye sordu…
Nasıl yazayım ki AK Parti'yi?
Bundan bir gün önce de AK Parti'nin geçmiş dönem ilçe başkanlarından biri misafirimdi; “Tam zamanında bırakmışım. Hiç tasvip etmiyorum ilçe başkanları ve belediye başkanlarına bu süreçte yapılanları” dedi istifa ettirilmeleri ile çalışmak zorunda bırakıldıkları güvensizlik ortamını kast ederek…
Evet, AK Parti'nin 2019'a nasıl erişeceği bile ciddi muallakta olan bir konu oluştururken, bunun içinde işlendiğinde eşsiz değere sahip olacak pırlanta değerinde fırsatlar yok mu? Var tabi ki… İşlenmeden piyasaya arzları sakıncalı sadece…
İlçe başkanı, İl Başkanı, İBB Başkan adayı belli olmadan ilçe belediye başkanlığına dair durumun değişmediği isimler söz konusu AK Parti'de, tıpkı CHP'de olduğu gibi…
Ah ne kadar çok bilmece gibi konuşmak zorunda kaldım…
Herkesin bildiği, düşündüğü, tartıştığı şeyleri ben yazınca kıyamet kopuyor da hiç ortalığı karıştırasım yok bugün…
Bir yandan “AK Parti Referandumu iptal ettirecek” iddiaları almış başını gidiyor, diğer yandan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “Kanıtla istifa ederim” diyen Tayyip Erdoğan'a karşı kutu kutu dosya ile çıkıyor…
Ortalık böyle alevli şekilde almış başını giderken “Silivri'de filanca partinin belediye başkan adayı kim olur?” sorusu dışımızdakiler için devede kulak olabilir ama bizim için hala günün en mühim meselesi…
Meclis üyesi listesine yazılmamanın rövanşını belediye başkan adaylığı ile alıyorsa biri; Allah'ın pek sevdiği kuludur diye düşünüyorum… Seçildiği taktirde gireceği ateşten gömleği de kendisi düşünür kazanmak için gerekenleri yaptıktan sonra bu sürece epey hazırlanmış olur zaten…
Sözünü ettiğim kişi adayım diye ortaya çıkmaz, gösterilecekse pek yakında hepimizin haberi olur zaten…
Hayırlı kandiller…
GÜNÜN SÖZÜ
Ama hâlâ öğrenmek istiyorsanız, korkunun sevgi olmadığını, bağımlılığın, kıskançlığın ve hükmetmenin sevgi olmadığını, sorumluluğun ve görev duygusunun sevgi olmadığını, kendine acımanın, sevilmemenin acısının sevgi olmadığını, alçak gönüllülük nasıl kibrin zıddı değilse sevginin de nefretin zıddı olmadığını göreceksinizdir.
Demek ki bütün bunları zorla değil, yağmurun günlerin tozunu bir yapraktan sıyırıp atışı gibi içinizi yıkayıp onu atarak ortadan kaldırırsanız, belki o zaman insanın hep açlık duyduğu bu çiçeğe rastlarsınız.
*Krishnamurti