Tülay Kaynarca, dün akşam milletvekili adaylığı konusunda sağladığı başarıyı teşkilat mensuplarıyla paylaştı. Başbakan, “Belediyeyi kaybettik, Silivri’den milletvekilimiz olsun” diye düşünmüş olmalı. Belediye Ak Parti’deyken, Silivri’den milletvekili çıkarmamız yüzde 50 daha az “önemsenmişti”. Eğri oturup doğru konuşmak gerek; Ak Parti her durumda ilçemizi önemsediğini hissettiriyor. Sahiplenmesini de dışlanmamızı da hissediyoruz.
Silivri önemli bir konuma geldi.
Bu düne kadar İBB nazarında bakir topraklarımızla bize atfedilen değer açıklarken, bugün Ergenekon Davası ile farklı bir misyon da yüklendi Silivri’nin ismine.
Kipa olayları üzerinden sürdürülen Ak Parti ile CHP kapışmasının tarihi konumuna vurguda bulunmama bile gerek yok.
Ak Parti yerel seçimlerin rövanşını hedef seçti.
Ak Parti Silivri’nin, 12 Haziran’da Kaynarca’yı TBMM’ye göndermek birincil hedefi değil. Esas meseleleri ilçe bazında oylarını arttırmak ve mümkün olursa CHP’nin üstüne oy alarak yerel seçimin rövanşını sağlamak.
29 Mart yerel seçimlerinin ardından geceleyin CHP’lilerin ve kendinden saydıkları birçok kişinin kalabalığa katılarak Atatürk Anıtı’nda attığı zafer çığlıklarını Ak Parti unutmamış. Bunun için kim onları suçlayabilir ki!? Kaybetmiş ve ihanete uğramış insanlar genelde bu duygularını kolay kolay unutmaz. Kaldı ki ihanet o gece yaşanıp bitmedi. İki yıldır kendi iktidarlarında kapılarından ayrılmayanların yeni iktidarla kaynaşmasını izlemek hiç de kolay bir şey değildir.
Bu bir intikam meselesi değil ama mücadele eden taraflardan biri olunca kazanmak istiyor insan.
Kaynarca zaten % 99, 12 Haziran’dan sonra TBMM’de.
Ak Parti’de yapılan konuşmalar ve esen havaya bakılırsa “genelde iktidar çantada keklik” yereli almak tadından yenmeyecek bir zafer.
Ak Parti Silivri için Kaynarca’nın garanti adaylığı çok büyük bir moral. CHP’deki moralsizlikle kıyasladığınızda etkisi daha da güçlü. Bunun yanı sıra “hak eden kazandı” algısının hakimiyeti çok önemli bir avantaj. Kaynarca’nın sadece sıralama bakımından değil seçmen açısından da şansı bu kez 2007’den daha büyük.
Dün akşamki toplantıda Karakaş’ın da Kaynarca’nın da Vural Sönmez vurgusunu çok manidar bulduğumu belirtmek isterim. Sönmez ne söylese haklı durumda çünkü kimse elini taşın altına koymazken, o bunu göze aldı. Temelden girdiği yapıda gözardı edilemeyecek bir üstünlüğü var her durumda.
Özetle, Ak Parti Silivri’de yerel seçimlerin rövanşına hazırlanıyor. CHP ve Özcan Işıklar bundan gerekli anlamı acilen çıkartıp, gereğini yapsa kendi açılarından iyi olur.
Zirvede kalmak için bir mücadeleyi kazanmak yetmiyor! Sürekli kazanan olmak gerikiyor.
YILDIRIM HEDEFİNE
DOLU DİZGİN
Abdullah Yıldırım, dün aday adaylığı startını vermediği partisinde milletvekilliği rüyasına noktayı koydu. Ama siyasi kariyeri açısından bir virgüldü çizdiği.
Birçoğuna göre Yıldırım, yeni siyasi hedefini belediye ve Işıklar ile yol ayrılığında belirledi. Bence yerel seçimin kazanıldığı andan itibaren aklına koydu. Partiye bağlılık, her durumda sadakat önemli bir değer. Sahip olanı da değerlendirir.
Yıldırım, Genel Merkez’e her ne kadar kırgınlık ve kızgınlık duymadığını ifade etse de ilçe başkanına yönelik çağrılarını yenilemeyişi seçim sürecinin sorunsuz atlatılması bakımından önemli bir özveri olarak dikkat çekmekte.
CHP’de çizilmeye çalışılan bu hoşgörü, birlik ve beraberlik tablosu beni ürkütüyor. Herkes düşüncelerini doğrudan söyleyince olabilecekleri ve olup bitenleri anlayarak hareket etmek daha emin geliyor.
SIRDAŞ İLKÖĞRETİMDE
NELER OLUYOR?
İrfan Sırdaş İlköğretim Okul Müdürü düzenlediği Çanakkale gezisi için öğrenci ve velilerden 30’ar TL ücret toplamış. Ancak edindiğim bilgilere göre Müdürümüz, gezinin otobüsünü de yiyecek ve içecek teminini de belediyeden yapmış.
Bu durumda gezi için toplanan ücretlerin akıbeti merak konusu.
İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nden konuyla ilgili açıklama bekliyorum.