AK Parti Silivri’den milletvekili adayı çıkarmanın rahatlığı ve avantajını sonuna kadar kullanıyor. Meclise temsilci göndermeyi garantileyen AK Parti bunun rahatlığından ziyade Silivri’de 1. Parti çıkamazsa, ya da en kötü ihtimal oylarında ciddi bir sıçrama kaydedemezse Genel Merkez’e bunu nasıl açıklayacağının stresi içinde. Oturup kara kara düşünmek yerine erken kalkıp yol almak hedefi gayet net anlaşılıyor. Hüseyin Turan, Tülay Kaynarca’yı işkolik olarak tanımlarken, Metin Karakaş’ın da geri kalır bir yanı olmadığını özellikle Referandum sürecinde yakından gözlemleme imkanı buldu çoğumuz sanıyorum.
AK Parti Silivri’de eski ruhunu geri kazandığı bir aşamaydı Metin Karakaş-Tülay Kaynarca-Hüseyin Turan… Bu üçlü saç ayağı ve CHP’nin bölünmesi üzerine kurulan zafer planları daha önce tuttu biliyorsunuz değil mi? İsimlerin önemi, niteliği, anlamı, hedefleri ve öncelikleri büyük ölçüde değişti. Bunu kabul etmek gerek. Ama bu üçlünün kuracağı birliği AK Parti Silivri’de yıkacak başka bir güç dün de yoktu bugün de yok.
Hüseyin Turan uzun bir aradan sonra yerel düzeyde daha bir faal, moralle programlarda yer alıyor. Turan, Kaynarca’nın başarısından kendine pay çıkarma konusunda haksız değil…
AK Parti halk üzerinde bu denli güçlü pres yaptıkça, gözler CHP’yi, MHP’yi arıyor… Onların ne yaptığı merak edilip, bilgiler, çalışmalar kıyaslanıyor.
CHP’nin aday adayları birlik deyip de henüz halkın karşısında beraber bile çıkamamışken, kat etmeleri gereken mesafenin ne kadar çok olduğu ortada.
MHP’de Yasin Muratal, 28. Sıranın çok üstünde bir çalışma gayretiyle takdir topluyor.
Devamı 18 Nisan 2011 tarihli Hürhaber Gazetesi'nde