Silivrispor sonunda en akılcı yatırımını yapıyor. Akılcı yatırımdan kastım altyapıyı ehil ellere teslim etmekten geçiyor. Şimdi bundan sonraki satırlarımı iyi tahlil ediniz. Futbolu keşfetmek için Amerika'yı keşfetmeye gerek yok...
Alt yapıyı bilen adamı keşfedeceksin ilk olarak! Ahmet Çelik ile olmayacağını sezon başından beri yazıyorum ve bu da bilinen bir gerçek! Görmek istersen Silivri Stadı’nda bir tane hazırlık maçı yaparsın, kimin ne olduğunu görürsün! Taç atmasını santra yapmasını dahi bilmeyen bir neslimiz oluştu bir sene içinde. Yoksa o vizyon, ileri görüşlülük, gelecekteki Silivrispor maçları sonunda "Amerikan Rüyası"ndan uyanırsın! Diye düşünürken Davut hoca ile ön anlaşma yapıldı. Artık kongre sonrasını bekliyoruz. Bu hocamın yaptıkları ortada. Şu anda Beşiktaş’ın alt yapısından yetişerek ülke futbolunda önemli isimler arasında yer alan birçok futbolcunun yetişmesini sağlamıştır. Bundan sonrası da darısı Silivrispor’un ve Silivrili gençlerin başınadır. İyi bir karar diyorum. Altyapıda özellikle de kaleci antrenörlüğü konusunda bana göre değerlendirilmesi gereken isim de Gürkan Uzun’dur.
Kimdir Gürkan Uzun? Bölgemizin yetiştirdiği bana göre en önemli kalecilerden biridir. İlçemizde hemen her mevkide oyuncu yetişirken en önemli sorun olan kalecilerimiz yetişmiyor, yetiştirilemiyor. Kalitesini ispatlamış bir isim olan Gürkan hocamın bu konuda değerlendirilmesi gerekmektedir. En basit bir örnek size; Görkem Uzun, Gürkan Uzun’un oğlu. Bu ismi babası özel idmanlarla yetiştirdi. Şu anda Görkem Uzun Beşiktaş’ın B Gençleri’nin değişmeyen kalecisidir. Bu örnek yeter sanırım. Yeter artık dışarıya bağımlılık, kendi öz değerlerimizi kendimiz yetiştirelim.
Geçenlerde hiç izlemem ama TV’de bir film seyrettim. O sahneler… Müthişti... Gerçeklik ve inandırıcılık anlatılamazdı… Böyle komandolar gemilere atlıyor, elinde sopa ve sandalye olan insanlara silah ve füze atıyorlar, yaralılara kelepçe takıyor beraberinde tekmeliyorlar falan...
Her şey 1 dakikada oluyor... Filmdeki limanın ismi de anımsadığım kadarıyla ya Aşdod ya da Arschloch gibi bir şey...
Her ne hikmetse izlediğim filmin ismini unuttum. Rambo değil. Onu seyrettim. Platoon değil. Eziklerin Günü de değil. Onu da izlemiştim.
Ya hani Murat Saraçoğlu yönetmişti.
Sarp Apak, Demet Akbağ falan oynamıştı… Hatırlayamadınız mı hala? Du bi dakka ya geliyor aklıma.
Ahanda, buldum filmin ismini.
O... çocukları.