Akın Karabağ

Bugünkü yazımda kendisini çok kısa bir süre önce tanıdığım; fakat yıllardır tanıyormuşum gibi hissettiğim bir büyüğüme yer vermek istiyorum: Akın Karabağ. Akın Karabağ, yıllarca devletine, milletine hizmet etmiş çok başarılı bir emekli okul müdürü... Çizgi dışı çalışmalarıyla, projeleriyle idealist bir öğretmen. Müdürlüğü sırasında kendi makam odasını, kaymakamlık oluru alarak özel eğitim sınıfı yapacak kadar mütevazı bir insan... İstanbul'da, bölgemizde TKY denilince belki de akıllara gelen ilk isim. Birbirinden başarılı projelerin mimarı...

Akın Karabağ, eğitime adanmış örnek yaşamı ile karşımızda dururken, biz öğretmenlere de çok şey öğretiyor aslında. İdealist öğretmen nasıl olur? Nasıl çocukların yüreklerine dokunulur? İşimizi severek nasıl yaparız? Canlı bir örneğini görüyoruz onun yaşamında. Akın Hocamın hayatını anlatan bir belgesel çalışması sırasında, yazılan metinleri redaksiyon çalışması yaparken, bu değerli hocamızın hayatına dair de birçok ayrıntıyı öğrenme fırsatı yakaladım. Bir öğretmen olarak, bir insan olarak bu ayrıntılarda emekli, tecrübeli bir eğitimciden öğrenilecek o kadar çok şey vardı ki... Öğretmenler günü yaklaşırken böylesine başarılı ve idealist bir eğitimcinin hayatını bir ders gibi okudum.

Çemberimde Gül Oya Sergisi sırasında tanıştık Akın hocayla... Ama zaman bazen dostlukları ve sevgiyi ifadede acizdir. Yani yıllarca tanıdığınız birini hiç sevmezsiniz, sevemezsiniz. Yıllar belki de içinizdeki sevgi kırıntılarını bile yok eder. Ama çok kısa bir süre içinde tanımışsınızdır, ama çok sevmişsinizdir. Çünkü bu kişilerle aynı dili konuşuyorsunuzdur. Dil sözcüğünün iki anlamı vardır. Alışılmış anlamının dışında, Farsçada dil, gönül, yürek demektir. İşte bazı insanları çok kısa bir süre içinde dahi tanısanız aynı dili konuşur, aynı dili; aynı yüreği taşırsınız. O uzun ve meşakkatli öğretmenlik yıllarında o kadar çok öğrencinin yüreğine dokunan başarılı işler yapmış ki... Akın Karabağ bir okul öğretmenleri için. Sadece bir müdür değil, bir üniversite eğitimi daha almak onunla çalışmak... Çok kısa sürede, ÇİZGİ KOLEJLERİ ailesiyle tanışmamı sağlaması bir kenara, böylesine büyük bir eğitimcinin bilgi birikiminden ve tecrübelerinden yararlanma fırsatı yakalamam ne büyük bir şans oldu bana. Tebeşir kokusuyla, çocuk sesiyle, inandığı değerlerle dolu eğitime adanmış bir ömür… Bu ömürden ders alabileceğimiz sayısız güzel anekdot... Akın hocanın hayatında onlarca belki yüzlerce anekdot arasından biri o kadar dikkatimi çekti ki... Bahsetmeden geçemeyeceğim: Okul müdürü iken, kendi makam odasını özel eğitim sınıfı haline getirmesi yok mu? ....
Bazen sözcükler güzellikleri ifadede aciz kalır. Bu da öyle bir durum... O, özel eğitim öğrencisi ve ailesi için bu ne kadar büyük bir onurdur. Kim bilir kendilerini ne kadar değerli hissetmişlerdir. Ayrıca Akın hocanın odası bir hayırsever dostu tarafından özel eğitim sınıfı olacak şekilde yaptırılmış, düzenlenmiş... Odaya özel eğitim öğrencisinin adı verilmiş... Devleti temsil eden bir müdür olarak, şefkate belki de en muhtaç bir dezavantajlı çocuğun başını okşamış, bu çocuğun ailesine ülkemiz için ne kadar değerli olduklarını hissettirmiştir. Sizi tanımak bir şans hocam. Öğretmenlik mesleğine öğrenci merkezli böylesine duygu dolu ve güzel anılar, anekdotlar katabilmemiz dileği ile...
Hoşça kalın...