Sanma ki fitne gönüller olur bahtiyar, insanın kötüsü iyi olmaz, olsa bile ihtiyar! 'Fitne uykudadır' buyurmuş Peygamber Efendimiz uyandıran onu, iki cihanda tarumar...
Maalesef bazı insanlar var ki yaşı ilerlese de huyundan vazgeçmiyor, hobilerinden, zevklerinden! Hobi dediğimde hani akıl kârı işler değil; nerede kalp kırmak, gönül yıkmak hep işgüzarlık... Olumsuzluklardan beslenen, kaos seven, huzurlu ortamların gerilim hattına dönmesi için yoğun çaba harcayan kişiler yok mu?.. Var! Her yerde, her zaman ve her yaşta...
Karşısındaki insanın zor durumda kaldığını görmekten haz duymak, en güzel anlardan bile cımbızla çeker gibi bir kötülük bulup çekmek, bu da aklı kesat-gönlü fesat insanlar için bir meşgale aslında?.. Beyni oldukça yoran bir meşguliyet, kalbi de karartan... Bu tarz kişiler, özünde çok mutsuz ve yalnız insanlardır; çevresi kalabalık ama ruhları yapayalnız. Hayatta bir işin ucundan tutamamış, kendisiyle bile kavgası olan sürekli emecek ruh arayan, “sığ” insanlardır.
Başarıyı kıskanırlar, mutlu bir evlilik varsa haset eder, zenginin malında hırsızlık, yiğidin sözünde namertlik ararlar. İyi olmak veya iyilik yapmak zor bir şey değil aslında ama onlar kötü olmayı seçer.
Sevinmeyi bilmeliyiz, neye mi?.. Meselâ komşunun çocuğu üniversitede güzel bir bölüme girdiyse, kirada oturan bir akrabamız ev sahibi olduysa, yıllardır çocuk sahibi olmak için can atan bir çift doktordan o müjdeyi aldıysa veya işyerinde terfi alan bir arkadaşımız varsa gibi, bunlara sevinebiliyorsak eğer layığıyla ‘insan'ız demektir! İşte, gerçekten insan olamadığımız kısımsa çok acı; bu saydığım haberlere ve bunun gibi daha birçoğuna sevinmeyi bırakın üzülen kişiler oluyor. Akraba, komşu, arkadaş, tanıdık, eş-dost ne derseniz ismine...
Allah güzeldir ve güzel olanı sever; her şeyin güzeli makbuldür bu yüzden! Madde değildir her güzellik bazen bir bakış, bir içten tebessüm belki bir hatır ya da sadece birkaç satır!.. Güzel olan her şey kalbimizde bir maden, bize düşense, ışığı yakıp bu cevheri gün yüzüne çıkarmak.
Niyetimiz halis değilse görüşümüz de halis olmaz, biz ne denli temiz bir gözle bakarsak o kadar berrak görürüz etrafımızı. Siyahlardan çok beyazlar biriksin anılarımızda hiç olmazsa griler üstün gelsin karanlıklara... Ölüp gidersek bir gün; heybemizde kötülükle, hasetle değil de gönül dolusu yücelikle terk-i diyar edelim. Ne değerli biriydi denilsin ardımızdan ne umman gönüllü... Kötülüğü herkes becerir, muktedir olan iyi olmak. Bu dünyaya rağmen, zalimlere rağmen, haksızlığa rağmen, Hakk'ın hatırı için hakkın yanında olmak!..