Sıkıntılı. Silivri gündemine bakalım, aynı konuların tartışılmasından beslenen benzer duygular. Yılan hikayesine dönen arsa satışı; Yok efendim niye 92 arsa aynı anda çıkıyormuş! Çıktı da ne oldu satıldı mı hepsi? İlk gün 31 taneden 1 adet satılmış. 153 Bin TL bedelle!!! 2. gün 75 bin TL’lik bir arsa daha satılmış. Bu kadar şamata bunun için miydi? Bu gidişle, taş çatlasa 10 tane ancak satılacak. Kahinlik yapmayayım ama...
Hani bazı konular ülke gündemimizde günlerce, haftalarca tartışılır da nedenini anlamakta güçlük çekeriz ya bu arsa satışı da galiba bizim ilçemizin suni gündemi. İlk etapta borcun miktarını kimse tartışmıyordu şimdi ödeme yolu belirlenince tartışmaya başladık.
Kimse kusura bakmasın, kendimi ne kadar zorlarsam zorlayayım, ödenmesi konusunda arıza çıkartanların asıl sorumluları olduğu düşüncesinden sıyrılamıyorum. AKP bu borç konusunu uzatarak iktidardan ziyade kendisine verdiği zararın nasıl farkına varmıyor anlamıyorum?! Ve düşünüyorum bu borcu gündemde akıl almaz şekillerde tutarken dikkatimizden başka şeyleri mi kaçırıyor? Bu böyleyse mevcut iktidar niye bunlara alet oluyor? Hüseyin Turan göreve geldiğinde, "Geçmiş dönemi tartışmak istemiyorum" demişti. CHP'li meclis üyelerinin ret ettiği Selami Değirmenci dönemi faaliyet raporunu onayladı, onaylattı. Yerel seçimler öncesinde Değirmenci karşısına potansiyel rakip olarak çıkma sinyallerini verip, bu durum giderek ciddiyetini arttırınca her bir şeyini sorgulamak aklına geldi. Işıklar, muhalefetin bir adım üzerine giderken iki adım geriye çekiliyor. "Devri sabık yaratmak istemiyorum" diyor.
Giderek farkına varıyor olmalı... Onun üzerine gitmediği eski yönetim, elini kolunu bağlamak için var gücüyle mücadele ediyor.
Ve işin tuhaf tarafı hemen hemen herkes nedenini tahmin ediyor. Eski dönemin resmi kadar gayri resmi de bir mirası var.
Işıklar bunu kabul etmemek için direndikçe muhalefet Metin Karakaş güdümünde karşısına engel olarak dikiliyor. Dürüstlük ve şeffaflık nidalarını işittikçe kendimden şüphe ediyorum. Bir evhanımı düşünün. Evin ihtiyaçları için eşinin bıraktığı belli bir para var. Alınan miktar güya ihtiyaçların karşılanması kadardır ama hepimiz biliyoruz ki evin hanımının bunlardan ayırarak biriktirdiği, kötü günde ve ihtiyaç halinde ortaya çıkartan şaşırtıcı miktarda parası bulunur. Ne mi demek istiyorum? Küçücük bir evde bile bir şekilde 'gayri resmi' birikimler, borçlar varken, koca kurumlardan tamamen şeffaflık beklemek ve gerçekleştiğini iddia etmek ancak bir hayal olabilir.
Kimse üstte sözünü ettiğim evhanımının yaptığı şeyi evine ve ailesine döndürdüğü sürece ayıplamayı aklının ucundan bile geçirmez. İyi bir şey yapıyorsanız bunu yapma şeklinizde belli ölçüde gayri resmi durum olsa da kimseyi rahatsız etmez, etmemeli.
Neyse nereden nereye geldik!
Işıklar, 1 Nisan 2009'da Silivri Belediyesi’ni (beldelerle birlikte) 38 Milyon TL borçla teslim aldığını açıkladı. 7 aylık görev süresi içerisinde 25 Milyon tahsilat yaptığını ve bunlardan 9'unun personel giderleri, 2 Milyon'un da yatırıma ayrıldığını açıkladı. 14 Milyon TL ile de borç ödediğini ifade etti. 38 Milyon TL'lik borcun 7 aylık zaman zarfında arttığını tahmin edersiniz. Bunun için mali müşavir veya avukat olmaya gerek yok. Bir vatandaş olmanız yeterli. Borç içinde yaşayan bir TC vatandaşı!
Silivri'nin yüzde 20'si planlı, yüzde 80'lik alanı planlanacak ve bu süreçte Silivri Belediyesi yeni arsalar kazanacak. Mevcut arsa stokunu zor zamanlarda değerlendirmeme-sinin hiç bir anlamı yok. Daha önce ifade ettiğim gibi elde edilecek gelirin (Ki öyle ahım şahım bir gelir de ufukta görünmüyor) doğru şekilde değerlendirilmesi esas alınmalı.
Ve de kendi dönemine bile ait olmayan bir borcu, sahiplenip de bu denli ödeme gayretinde olan bir adamın elini kolunu bağlamak değil, AKP'ye destek çıkmak yakışırdı. Silivri'yi yönetme yetkisini AKP'den alıp CHP'ye vermek halkın kararı. Ama bu karara AKP'nin henüz kendini alıştırmadığı anlaşılıyor.
Size birşey söyleyeyim; borcum çok, bunu ödeyecek param olmayınca asabım, moralim çok bozulur. Her gün kapıma icraalar gelse, hesaplarıma hacizler konsa daha da kötü hissederim. Biraz empati yapın! Mevcut yerel yönetimin durumunu düşünün.
Birileri bizlere kötü bir oyun oynuyor galiba...
Yoksa kaybettikleri imtiyazların, gerçekleşmeyen hayallerinin acısını mı çıkartıyor?!
Bence ne notere ne mali müşavirlere ihtiyaç var. Merak eden gitsin Hesap İşleri’nden borç dökümünü alsın! AKP'lilerin durum hakkında en iyi bilgi alacağı isim ise Metin Karakaş'tır. Bence Işıklar'dan bile daha iyi biliyor Silivri Belediyesi'nin maddi durumunu. Ama nedense daha doğrusu tahmini güç olmayan nedenlerle aklındakilere karşın, dili başka şeylerin savunuculuğunu yapmakta.
Özcan Işıklar da sadece muhalefete karşı değil, tüm Silivri halkına karşı sorumluluk sahibinin olduğunu düşünerek gündemini belirlesin!
Silivri Belediyesi'nin borç miktarı konusunda Maliye Bakanlığı bile açıklama yaptı. Borçlu belediyeler listesinde Büyükşehir Belediyeleri ile yarışır durumda olduğumuza dikkat çekildi. Daha neyi tartışıyoruz anlamak mümkün değil. Işıklar'ın veryansın etmesi beklenirken AKP'nin isyanı niye?! Kendi kendilerine kızıyorlar bence! Ama acısını kendilerini iktidardan eden sembol; Özcan Işıklar'dan çıkartıyorlar! Art niyetle yapılan hiç bir hareketin oluru olmaz, olamaz! AKP Silivri'de bir şeyler kazanmak istiyorsa bol miktarda iyi niyet takviyesine ihtiyacı var. Bu anlayışla iktidarı kaybetmekle kalmayacak, sahip olduğunuz tabanı da yok edeceksiniz!
Bu borç türküsü bitsin artık! Madem bıraktınız, ödemeye uğraşanlara da engel olmayın!
AKP'li muhalefetin iktidara borç üzerinden yapacağı her türlü eleştiri kendi hanesine kayıp olarak yazılmakta. Üzerine gidip de prim kazanacağınız ve Silivri'ye kazandıracağınız o kadar konu varken 10 tanesi bile satılıp satılmayacağı belli olmayan arsalar üzerinden spekülasyona son verin.
SONBAHAR'DA HOŞ BİR NEFES
Bu sıkıcı siyaset ve yerel yönetim gündeminden sıyrılarak bizleri sanatla yoğrulan, 10 Kasım'da ayrı bir anlamla etkisini arttıran, eş, dost ortamına çekerek nefes almamızı sağlayan Sonbahar Atölyesi ressamlarına gelelim. Ve sanatla buluşmalarını bizlere yansıttıkları etkinlikle anlamlandıran, güzel insanların, hoş bir ortamda biraradalığını sağlamakla kalmayıp, herkesin bu durumdan memnun ve mutlu olmasına katkı sunan etkinliğin baş mimarı; İnci Aydar. Arkadaşları fırçalarıyla bizlere kendini anlatırken, onu Silivri'nin sosyal hayatında aktif bir sima olarak tanıdık, ezberledik. Sanat ve sosyal yaşamda zarif tutumları ve nazik sözleri, siyaset alanında kendini keskin virajlar ile dik yokuşlara bıraktı (Bunları uğruna göze aldığı kişileri gözler aradı son etkinlikte de ama yoktular... Yoksa iyi ki de yoktular mı demeli!?).
Valla kimse kusura bakmasın; sanat aşkından ziyade o güzel topluluğun bir arada bulunma nedenini İnci Aydar'ın kişisel nüfuzuna dayandırdım ben. Nedeni ve sebebi kim olursa olsun güzel olduğu kadar anlamlı bir açılıştı. Yüreğinize, emeğinize sağlık eserlerini bizimle paylaşan sanatçılar, Sonbahar Atölyesi, Homoğlu Holding ve iştirak eden herkes!
HAFTANIN KAZANANI
CHP Silivri Kadın Kolları Başkanı Dilruba Önal; Her ortamda partisini temsil eden, insani ilişkileri, özeni ve zarafetiyle siyasetin penceresinde güzel bir çiçeğin yeşermesini andıran tutumları. İyi haftalar!