1980'lı yıllardı... Boluspor'dan yetişen Rıdvan Dilmen ligin altını üstüne getiriyor, oynadığı futbolla herkesi kendine hayran bırakıyordu. Hem gol atıyor hem de attırıyordu. Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş Dilmen'in peşindeydi. Beşiktaş sonradan devreden çıktı. Kaldı mı Fenerbahçe ile Galatasaray başbaşa.
Sarı-kırmızılı takımın becerikli futbol şube sorumlusu Ergun Gürsoy Rıdvan'la buluşmuş ve kendisine (sanıyorum) 50 bin Türk lirası avans vermişti. Bütün Galatasaray camiası ayağa kalkmış ve havaya girmişti. Ancak ligin bitmesinden birkaç hafta sonra Rıdvan birden kayboldu. Türkiye'de herkes Rıdvan'ı arıyordu. En başta tabiiki Galatasaray. Ancak Rıdvan'dan ses yoktu. Daha sonra Fenerbahçe'nin Rıdvan'ın kaçırdığı ortaya çıktı.
Rıdvan bir süre sonra Bodrum'da bulundu. Fenerbahçeli bir yöneticinin evinde yönetici Ercan Aktuna (vefat etti) ile kalıyordu. Adeta hapsolmuştu. Sonra ortaya çıktı ve Fenerbahçe ile sözleşme imzaladı. Galatasaray'dan aldığı avansı da iade etti. Bir de özür diledi.
HASAN VEZİR OLAYI
Fenerbahçe'de bir Hasan Vezir vardı. Her maçta mükemmel futbol oynuyor ve trıbünleri ayağa kaldırıyordu. Ancak artık sıkılmıştı. Transfer sezonunda yönetici Yurdeşen Karahasan tarafından kaçırıldı. Bilinmeyen bir yere götürüldü. Galatasaray ile Fenerbahçe birbirine girdi. Ancak sonunda Hasan Vezir sözleşmeye imza attı ve Galatasaraylı oldu. Bu kez gollerini Galatasaray için sıraladı. Ama futbol hayatını bitirdikten sonra ortadan kayboldu ve bir daha da futbol piyasasında pek gözükmedi.
Daha bunun gibi çok transfer kulüplerin alış-verişlerinde heyecan yarattı. Bu yıllarca daha devam edecek. Ama bizim konumuz bir yılı aşkın bir süredir Galatasaray'başında bulunan yöneticiler. Ve yöneticilerin beceriksiz davranışlarıyla zor durumda bıraktıkları takımın hocası Fatih Terim.
İKİ AYDIR BEKLENEN SANTRFOR
Geçen yıl sezon başında 30 gollü santrfor Gomis'e 3 milyon vermemek için yol gösterilmişti. Başkan Mustafa Cengiz ve meşhur Asbaşkan Abdurrahman Albayrak takımın hocası Fatih Terim'e söz vermişti. İki santrfor alacaklardı. Bir de Eren Derdiyok vardı. Ama olmadı. İki santrfor da havada kaldı.
Galatasaray geçtiğimiz Eylül ayından itibaren herkes santrfor demeye başladı. Gomis'in gitmesi Galatasaray'a tam 130 milyon TL'ye patladı. Tam beş ay ''o geliyor -bu geliyor'' diye geldi-geçti. Aralık ayını başında Çin'de oynayan Brezilyalı Alan Carvalho ismi gündeme çıktı. Tam bugüne kadar Alan Carvalho ismi manşetlerden düşmedi.
Geçtiğimiz günlerde Meşhur Abdurrahman Albayrak ile çalışan personelden Şükrü Hanedar Carvalho'yu getirmek için Çin takımının kamp yaptığı Dubai'nin yolunu tuttular. Albayrak'ın demesine göre Brezlyalı bir başka oyuncu Pato ile de masaya oturdular. Ama o da ''fos'' çıktı. ''Kös kös'' Türkiye'ye döndüler.
Şimdi Galatasaray taraftarı bu olaylardan sonra ''zıvanadan'' çıktı. Sosyal medyada kıyamet kopuyor. Transferin bitmesine tam 6 gün kaldı. Henüz ne Carvalho ne de bir başkası gündemde yok. Konu büyük bir açmaza doğru gidiyor. Nereye varacağını ben de tahmin edemiyorum. Eğer Galatasaray 6 günün sonunda bir santrfor transfer etmezse bu kez santrforsuz kalacak ve yöneticilerin ''sabote'' ettiği ilk takım olarak tarihe geçecek.
