Geçtiğimiz sezon yeni bitmiş ve Fenerbahçe ligi kıl payı ikinci tamamlamıştı.
Olağan kongre vardı.
20 yıldır kulübü yöneten Aziz Yıldırım son dört yıldır yorulmuştu.
Ama devam etmek istiyordu.
Yapacaklarını birer birer anlatıyor ve oy bekliyordu.
Rakibi Ali Koç'tu.
Ali Koç kulübün gelir-gider tablosunu istemiş ancak alamamıştı. Sonra kulübün üye listesini talep etmiş, ona da yanıt ''Hayır'' olmuştu. Ortam gergindi. Ali Koç pek fazla konuşmuyor, ancak Aziz Yıldırım gerektiği yerde çıkışını sürdürüyordu.
Beklenen oldu ve Fenerbahçe Stadı'nda seçim gerçekleşti. Aziz Yıldırım büyük bir hayal kırıklığına uğradı. Zaten seçim sona ermeden stattan ayrıldı. Ali Koç 16 bini aşkın bir oy potansiyeliyle başkan seçildi.
Kadıköy'de büyük sevinç vardı.
Ali Koç seçim konuşmasında ''Şampiyonluk '' sözü vermedi. Ama iyi bir takım ve başarılı bir sezon vaat etti. Ali Koç düzgün bir insandı. Babam üst düzey bir Koç yöneticisi olduğu için rahmetli Mustafa Koç ve Ali Koç ile yıllardır tanışıklığım ve dostluğum vardı.
Bundan yıllar önce Mustafa Koç ile bir sohbetimde ''Herkes konuşuyor. Ali yönetime girer mi?'' dediğimde Mustafa kısa bir yanıt vermişti ''Bize sormadan olmaz". Aradan zaman geçti. Ali yönetime girdi. Gene rahmetli Koç'a sordum ''Sordu mu?'' Yanıt beklediğim gibiydi ''Hayır. Bizi dinlemedi...''
Ali Koç çok düzgün bir insandı. Futbol aşığıydı. Ailesine çok düşkündü. İşi, ailesi ve futbol arasında gidip geliyordu. Onu bu derece Fenerbahçeli yapan kişi eski bir Koç mensubu olan ''Kırk yalan Orhan'dı. Orhan abi onu küçük yaşlarında okuldan alıp Dereağzı tesislerine götürmüş ve Ali iyi bir Fenerbahçeli olmuştu. Ancak Ali kendi özgüveninden kimseyi dinlemezdi. Aşırı gerginlik onu ciddi ''mide hastası'' yapmıştı. Duygusaldı ve ''içine'' attıkları da olurdu.
Tek amacı Fenerbahçe'yi yeniden zirveye çıkarmaktı. İşe başlarken iddialı bir hocayı Cocu'yu takımın başına getirdi. Üstüne de Fransız futbol adamı arkadaşı Comolly'yi koydu. Comolly Meksika, Brezilya, Cezayir, Fas demiyor, nereden oyuncu bulursa getiriyordu. Fenerbahçe adeta kalitesiz bir futbolcu çöplüğüne dönmüştü. Yenilgilerde art arda gelince takım aşağı doğru uçuşa geçmeye başladı. Haftalar geçtikçe küme düşme sınırına kadar geldi.
Ersun Yanal'ın takımın başına geçmesi de bir şeye değmemişti. Ali Koç devre arası yapılan transferlerden de fayda sağlayamamıştı. Ali Koç artık neredeyse ''içine kapanmış'' ortalıkta gözükmemeye başlamıştı.
Çözüm mü?
Tabii ki vardı.
Ama Ali Koç öyle bir yönetim kurmuştu ki içinden çözüm bulabilecek insan sayısı hemen hemen hiç yoktu. Asbaşkan Semih Özsoy basketbolcuydu. Burhan Karaçam bankacılık duayeniydi. Simla Türker, Mutlu Akü'nün sahibiydi. Erol Bilecik TÜSİAD'ın eski başkanı sanayiciydi. Şaban Erdikler iş adamıydı. Fethi Pekin hukukçuydu. Ömer Okan eğitimciydi. Diğer yöneticiler arasında Koç çalışanı olanlar da vardı. Bir tek futbolla ilgili Metin Şen'di. O da küstürülmüştü.10 aydır ortada yoktu. Kabuğuna çekilmişti. Babası Ali Şen'de kendini çekmişti. Bu yüzden Ali Koç aslında danışmayı sevmiyor ve ''kafasına'' göre takımı yönetiyordu. Bu da bir tarzdı ve tarzı devam ediyordu.
Ancak gidiş böyle devam ederse önümüzdeki sezondan da bir şey çıkmayacağı belliydi. Ali Koç'un yapması gerekenler vardı.
Onları da şöyle sıralayalım.
1- Comolly'yi hemen yolla. Yollayamıyorsan ona Marmaris'te güzel bir yazlık al, bol bol güneşlensin,
2-ErsunYanal ile el sıkış. Ona da bir yazlık Bodrum'da alabilirsin. O da güneşlenmeyi sever.
3-Benzıa, Slimani gibi oyuncuları kadroda tutma. Slimani 4,5 milyon yıllık alıyor. Bedavadan geçiniyor. Sonra yardım kampanyaları Slimani'ye mi çalışıyor derler.
4-Volkan'ı sarıl -öp gönder.
5-Yabancı hoca getirme. Getirirsen Mourinho, Wenger gibiler gelmeli. Gelmiyorsa Tayfun Korkut gibi isimler Fenerbahçe'ye yetebilir.
6-Türk oyuncu alırken dikkat et. Sadık Fenerbahçe'nin oyuncusu değil.
7-Berke gibi bir kıymet yedekte. Ya oynattır ya da Avrupa'ya gönder.
8-Menajerlere dikkat. Para kaptırma. Volkan Ballı'dan vazgeçme.
9-Yönetimini yenile. İçine futboldan anlayan isimleri getir. TÜSIAD görüntüsünden uzaklaş. Fenerbahçeli eski futbolculardan bir danışma kurulu yap. Gönüllerini al.
10-İki-üç kaliteli futbolcu transfer edip seyirciyi coştur. Yoksa seneye 5 bin kişiye oynarsın.
Evet, söylediklerimiz bunlar. Bunu sadece ben söylemiyorum, herkes söylüyor. Âmâ Ali Koç dinler mi onu bilemiyorum...