Çağatay edebiyatının en önemli isimlerinden olan Ali Şir Nevai, önemli şairlerimizdendir. Geride son derece önemli eserler bırakan şairin edebiyat tarihimizde önemli bir yeri vardır. Ali Şir Nevai'nin Çağatay edebiyatının oluşmasındaki büyük rolü, çeşitli konularda yazılmış 30'a yakın eseri... Kaleminin kuvveti, eserlerinin fikir yönünden derinliği, dili kullanma becerisi... Eserlerinden bahsetmeden geçmeyelim. 5 adet Çağatayca Divanı vardır şairin. Farsça Divan (5 tane), Çihil Hadis (Kırk Hadis) ve Muhakemet'ül Lugateyn (İki dilin karşılaştırılması)... Beni de bugün yazmaya iten Muhakemet'ül Lugateyn oldu. Kütüphanemin önünde durmuş, acaba hangi kitabı karıştırsam diye düşünürken, Mesnevi'nin bir cildinin yerinin değişmiş olduğunu fark ettim. Hımmm, kütüphanemi kim karıştırdı acaba diye tam evde bir tahkikat yapacakken, üst raftan Muhakemet'ül Lugateyn avuçlarıma düşmesin mi? Kütüphanemi düzenlemenin zamanı gelmiş anlaşılan. Tevafuk oldu, bu hafta yazacak konu arıyordum. Avuçlarımdaki Muhakemet'ül Lügateyn'den işte bu yazı çıktı. Bu önemli eserimizi ve şairimizi anlatmak; elbette bana düşmez. Çok değerli hocalarımız, eski Türk edebiyatı profesörlerimiz, Çağatay edebiyatı uzmanlarımız var. Fakat benim bir iddiam yok. Bu çok kıymetli şairlerimizi, yazarlarımızı sevip okumaktan başka da bir meziyetim yok. Belki acizane bu yazı ile, birinin daha fark etmesine, okumasına vesile olabilirsek; biraz olsun tanıtabilirsek, bu da bizim en büyük mutluluğumuz olur.
15. yüzyılda Çağataycanın klasik bir yazı dili olarak kimlik kazanmasında Ali Şir Nevai'nin büyük önemi olduğu bilinmektedir. Nevai öncesinde ve Nevai'nin çağında Türkçe yazan sanatçılar azdır. Nevai, Türkçeyi edebi dil olarak kullanmayan, Farsça yazan çağdaşlarına kızan bir şairdir. Hatta onlara çatar. Çağdaşlarının Farsça'nın karşısında edebi dil olarak Türkçeyi yetersiz görmelerini eleştirir; eğer emek verilirse Türkçenin de Farsça kadar, hatta daha fazla anlatım inceliklerine sahip olduğunun görüleceğini belirtir. Bu görüşlerini Muhakemet'ül Lugateyn'de görüyoruz. Türk dili tarihinde Divânu Lügati't-Türk'ten sonra ikinci önemli kitaptır: Muhakemet'ül Lugateyn... Farsça'nın resmi dil olduğu, Türk aydınlarının bu dille eser vermeyi hüner kabul ettiği bir zamanda Nevai, Türkçe'nin Farsçadan üstün bir dil olduğunu savunmuştur. Bunu da eserleri ile kanıtlamış ve kendinden sonrakileri bu yolda eserler vermeye teşvik etmiştir.
Nevaî, edebî dil olarak Türk dilinin Farsçaya nazaran üstün olduğuna inanmıştır. Eserini, 1499'da tamamlanmıştır. Muhakemetü'l-Lugateyn'de de iddiasını kıyasıya savunmuştur. İki dilin karşılaştırmasını söz varlığından örneklerle yapar. Farsçaya üstünlüğünü kanıtlamaya çalıştığı kendi dilini Türkî, Türkçe şeklinde açıklar. Özellikle Türk dilinin hayvan isimleri ve fiil zenginliği yönünden Farsça'dan daha üstün olduğunu gösterir. Bu konuda çeşitli Türkoloji makaleleri mevcuttur. Burada filolojik açıklamalara girerek sizleri yormak istemiyorum. Sadece Türkçeye inanmış ve dilimizin güzelliğini ve büyüklüğünü kanıtlamış bir şairimizi anmak niyetimdir. Nevai, eserinin sonuç bölümünde Türkçenin Farsçadan üstün bir dil olduğunu ilan eder. Böyle davranmasında devrindeki Türk şairlerin Farsça yazma hastalığına duyduğu öfkenin etkisi büyüktür. Türkçe şiir dili olamaz, yanlış tezine karşı Türkçe'nin cengâverce savunuculuğunu yapan Nevai, savaşı da kazanmıştır. Birçok Türkçe kelimenin üç, dört ya da daha fazla anlamı vardır, lâkin Nevaî'nin ifadesine göre Farsça'da böyle bir genişlik ve esneklik yoktur. Böyle bir karşılaştırmaya ne gerek var? diye düşünebilirsiniz. Lakin dönemin Türk aydınlarının Türkçe şiir yazılamayacağı ile ilgili hükümleri ve Farsça şiir yazma takıntılarıyla beraber düşünürsek, Nevai'nin yapmak istediği şey daha güzel anlaşılabilir. Nevai'den sonra Türkçe şiir yazan şairler artmıştır. Türk dili ve bilhassa Türk şiiri gelişme göstermiştir. Ali Şir Nevai'yi rahmet anıyorum.
Hoşça Kalın.