Muhalefetin “ortak akılla yönetmeme” eleştirilerine şiddetle karşı çıksa ve geçmiş dönemdeki uygulamalara işi dayandırıp kendi haklılığını savunmaya kalsa da Başkan Volkan Yılmaz, eksikliklerini giderme konusunda çabaladığını hissettiriyor. Geçtiğimiz haftayı SİAD ile istişarede kapatan yenisini muhtarlar geçidi ile sürdüren Başkan Bey, eleştirildiği hususlardaki haksızlık değirmenine yer yer su taşımaktan çekinmese de dikkate aldığını ortaya koyuyor.
Geçmişte Silivri'nin gündeminde giderilmeyi bekleyen, hatta kronik hale dönüşen pek çok sorun birikti zaman içinde; o veya bu sebepten. Yeni dönem ve sahip olunan koşullarında çözüm konusunda her zamankinden daha hızlı yol alsak da şehir de durduğu yerde beklemiyor. Bir sorun çözülürken yenileri varlığını hissettirmek için yarış halinde adeta; hızla büyüyen ve göç alan bir ilçe, dev bir metropolün geriye kalan ender bakir bölgelerinden birindeyiz. Dün yemek yedik diye bugün acıkmadığımız zaman hayatta olmadığımızı anlamamız gerekiyor.
Bugün sıkıntısını çektiğimiz pek çok sorunun en son sorumlusu Volkan Yılmaz'dır ancak çözüm bekleyen vatandaşları da suçlayarak bu işin içinden çıkamayız. Üstün bir gayretle çalışan ve en iyi şekilde hizmet etmek için uğraş verdiği konusunda (resmiyette ne söylemek zorunda olduklarından ayrı özelde ifade etmekten çekinmiyorlar) hakkını muhalefetin dahi teslim ettiği, bir belediye başkanına sahip olduğumuz ortada. Bu sonsuza kadar böyle mi devam eder? Bilmiyoruz ama gidişatın iyi olduğu ve kısa sürede oldukça büyük mesafeler kat ettiğimiz ortada.
Silivri'de sadece sorunların çözümü için değil, eksik olan şeylerin tamamlanması için de Belediye Başkanının ciddi bir çaba içinde olduğu dikkat çekiyor. Engellenmesinin hiçbir muhalifine üstünlük sağlayamayacağı noktasında da ikna olmayan kalmadı gibi bir şey. Ya Yılmaz ile birlikte, İBB ile Hükümetin etkisinde esen hizmet rüzgarına dahil olunup katkı sunulacak ya da tümden siyaset gündeminden düşüleceğinin farkına varmayan kalmadı diyebiliriz. Tabi ki herkes kendi sınırları ve gücü nispetinde söz konusu sürece dahil oluyor… Hizmet etmemek, katkı sunmamak da tercihler arasında beraberinde belli sonuçlar getiren…
Silivri'nin yakaladığı güzel havayı bozmak çok kolay, muhafıza etmek oldukça hassas bir denge işi. Yönetim kısmındaki başarısını idare noktasında da büyük soğukkanlılıkla sürdüren Belediye Başkanımızın omuzlarında saklanacak gibi olmayan kocaman siyasi (özelde MHP, ittifaktan kaynaklı AK Parti) kanatları var üstelik. Heybesinde kendisine emanet edilen başkaca partililerin kıymetli oyları, desteği, güveni, umudu eşliğinde…
CHP'nin ağzından liyakat kelimesini düşürmeden yaptığı yanlışları, en ağır perdeden yargılarken, bin beterini yapan ittifak ortağı AK Parti'ye ses edememek dün akşam Silivri'de etkili olan fırtına gibi bir etki yaratmıyorsa Başkan Bey'in içinde biz ne diyebiliriz ki?! Adaleti geçtim, hadi eşitlik uygulayalım… Uygulayamıyoruz! En iyi kral tebasından yapamayacağı şeyi istemeyenmiş; bir yerde okumuştum. Ne amaçla, kim tarafından söylendi bilmiyorum… Ama tersini düşünmek de mümkün demek… Başkanımızdan yapamayacağı şeyi istemeyelim o zaman biz de; öyle mi?
Bazen düşünüyorum da siyasi kimlikleri ortadan kaldırsak, İBB'de de Silivri Meclisinde de çatışmalar buhar olup uçacak.
Süheyl Kırkıcı'nın bir süre önce çıkan bir tartışmada “Boyunduruktan kurtularak siyaset yapın” çağrısının barındırdığı acı gerçekten kim azat ki toplanan ilçe meclisimizde… Hatta tüm ‘meclislerimize'; aile, arkadaş, iş aynı ‘pranga' ile katılmıyor muyuz? Düşünce özgürlüğü, ifade hürriyeti : ) Allah nasip ettirmeyeceği şeyin hayalini kurdurmazmış... (Hz.Osman…) Âmin diyelim…
Doğruya doğru, yanlışa yanlış deme özgürlüğümüz olmadığı sürece ne işimiz kolaylaşır, ne de gündemimizdeki sorunların kaynağı tükenir... Hatırlatayım istedim...