Amerikan Ajanı

Bu ara çok fazla yerel siyasetin üzerine düştüm, ülke gündemi hakkında bir şeyler yazamadım. Fakat söylemek lazım, yazmak lazım. “Rahip Brunson” mevzusunu hepimiz izledik, takip ettik. Bu kişinin misyonerlik faaliyetleri adı altında, Amerikan ajanı olduğu, terör örgütlerine destek sağladığı istihbaratçılarımız tarafından ortaya çıkartıldı. Bu ülkenin başına ilk kez mi böyle bir olay geliyor? Tabi ki hayır! Osmanlının çöküşü ile birlikte başlayan bu misyonerlik faaliyetleri Cumhuriyetin ilanına kadar hep var olmuştur. Takribi 150 senelik bir faaliyetten bahsediyoruz. Cumhuriyet ilan edilmesine yakın bu faaliyetler hızlanmış. Gazeteci kimlikleri ile ülkeye sızılmış, hatta bu kişiler Mustafa Kemal Atatürk' e suikast düzenlemek istemiş ama tabiî ki suikasti kullandıkları maşalar ile gerçekleştirmeye çalışmış, fakat Atatürk'ün kuvvacıları bu durumu fark edip olaya müdahale etmişlerdir. Maşa diye kullandıkları kişiler bizim insanımız bizim vatandaşımız. Sağcı, solcu diye böldükleri bu ülkenin evlatları. Bunların zararı hep bize, bu ülkenin evlatlarına. Bugün de bu rahip görünümündeki ajanlar destekledikleri Fetö, Pkk gibi örgütler. Amaç yine bizi bölmek yine bizi parçalamak.
Rahibin yargılanıp gönderilmesini tartışmak bence önemsiz bir konu. Diplomatik olarak çekilen restlerden sonra o rahibi göndermek bana göre zaten bir kayıp üzerine konuşulsa çok kelime sarf edilir lakin değmez. Fakat bu millet şunu aklından çıkarmamalı “Brun-SON” değildir hiçbir zaman bu topraklar da. İçeride olanları temizlemek lazım, halen fetö nün siyasi temsilcileri mecliste görevlerine devam ederken bitmez bu misyonerlik faaliyetleri. Misyonerlik faaliyetleri adı altında kurulan okullar ve buna akıtılan paraların kaynakları sorulmazsa bu adamlar bizi bölmeye devam edecektir.
Anlattıklarımızın toplamında çıkan bir sonuç var ki her şeyden önce birlik olmamız lazımdır. Daha sonra milletin kendi benliğinde gerçekleştirdiği eğitimdir. Gelecek kuşakları kurtarmak istiyorsak eğer eğitimi sonuna kadar desteklememiz, gençleri cemaat vb. dernek kuruluşlarından uzak tutmamız lazım. Yakın geçmişin örnekleri hepimize örnek teşkil ediyor uzaklarda aramaya gerek olmadığı gibi bunları görmezden gelerek varamayacağımız sonuçlar var. Gelecek kuşakların eğitimi yabancı kişilerin ellerine teslim edilemez. Bu kişiler maşası oldukları ülkelerin güdümü altında verecekleri eğitim bölücülükten başka bir şey olamaz. Bu konuda iktidarı eleştirmeden edemeyeceğim çünkü iktidar bu zamana kadar 4 kez baştan sistemi değiştirdi. Eğitim sisteminin dibine dinamiti ne yazık ki bu iktidar koydu. Şuan eğitimde yapılan değişiklikleri zevkle izliyorum çünkü işinin başında işini layığı ile yapan bir bakan var. Şahsen takdir ediyorum.
Geleceğini çaldığımız bu gençlere durumu nasıl ve ne şekilde anlatabiliriz bilemiyorum, fakat artık çok çalışmamız gerektiğini daha iyi anlıyorum. Biz çalışmazsak birileri bizim yerimize çalışacak ve bizlere bölücü faaliyetlerini dikta edecek. Biz çalışmaz isek kendi bağımsızlığımızı kazanamaz isek birileri bizim bağımsızlığımıza göz dikecektir.
Mustafa Kemal Atatürk'ün sözleri, ön görüleri bizler için, bu millet için en iyi yol göstericidir. “Eğer bir gün benim sözlerim bilim ile ters düşerse, bilimi tercih edin.'' diyen bir insanın sözleri ne kadar yanlış olabilir ki? O yüzden tekrarlamak isterim ki Brunson bu ülkede “Son” değildir. Bizim bunları ne kadar temizleyip ne kadar önlem aldığımız önemlidir.
Mutlu, huzurlu haftalar dilerim...

YORUM YAP