Bize sıradan gibi gelen hayatlarımız, solunum cihazına bağlı, sabahı etmeye çalışan bir covid-19 hastasının veya bombalar altında titreyen masum Suriyeli bir çocuğun HAYAL'idir belki de?..
Şükredecek o kadar çok sebebimiz var ki!.. Sabah kalktığında nefes alabiliyorsan, aynaya baktığında gözün görüyor-kulağın işitiyorsa, bir lokma ekmeği çiğneyip öğütebilecek sağlam bir miden varsa, merdivenleri kimseye muhtaç olmadan çıkabiliyorsan, hastanede değil de sevdiklerinle geçiyorsa zamanın, kötü bir haber yerine bir doğum günü daveti duyuyorsa kulakların, deprem sonrası bir enkazın altından ‘sesimi duyan var mı?' diye haykırmıyorsa dillerin şükredecek oldukça sebebimiz var demektir!..
Çok değer verdiğim bir dostum vardı; yıllarca kanserle mücadele etmiş. Hem de bu, hastalığın son evresinde, yaşam ile ölüm arasında çabalayan güleç yüzlü biri!.. Onunla ne zaman sohbet etsem bana hep umut verirdi, yumuşak bir ses tonu ile konuşur, kimseyi kırmamak için elinden geleni yapardı. Hastalığını hiçbir zaman ciddiye almaz, üzerinde durmazdı tabi tedavisi için elinden gelen gayreti de gösterirdi. Ben kanser hastayım deyip ne dünyadan vazgeçerdi ne de ahiretinden; dünya için hep çalışır çabalardı, kimseye muhtaç olmamaktı onun gayesi. Ahireti için de hep bir çırpınışı vardı, kendini hiç bırakmadı dimdikti ruhu... Yıllarca kimseye minnet etmeden, ağlayıp isyana düşmeden, umutla sarıldı geleceğe. Kanser onu sardıkça o da umuda sarıldı!..
Sonra ne mi oldu?..
Hastalığını yendi, o zorlu mücadeleyi arkadaşım kazandı! Ne zaman konusu açılsa, cıvıl cıvıl, o içten gülümsemesi ile anlatır bu çetin hikayesini...
Elimizdekine kanaat ederken bizden çok daha acımasız şartlarda mücadele verenleri gözümüzün önüne getirmek gerekiyor.
Bize sunulan bu yaşam öyle veya böyle geçiyor, zamanın akışını durdurmak gibi bir maharetimiz de yok maalesef.
Bu yüzden her anımızı son dakikamız gibi yaşamalı, basit şeyler için çürütmemeli nadide gönlümüzü!..
Bugün kıymetini bilmediğimiz pek çok şey için belki çok uzaklarda mücadele veren insanlar vardır.
Değerini çok geç anladığımız en kıymetli hazine de SAĞLIK ...
Ne demiş ünlü yazar Honore de Balzac: Ayakkabılarım olmadığı için üzülürdüm, ta ki sokakta ayakları olmayan adamı görene kadar!