Ahmet Yücegök

Anlamakta zorlandım!

Her yerde olduğu gibi Silivri Belediye Meclisinin çalışma haftasıydı geçen hafta.
Bilindiği gibi, Pazartesi günü, genellikle komisyonlara havaleler yapılır…
Öyle de yapıldı…
Hafta içinde de, komisyonlarda tartışılıp bir karara bağlanmış halde Cuma günkü meclise geldi…
Meclise gelen komisyon raporlarından anlaşıldığı kadarıyla komisyonlarda epey tartışılmış. Konuların bazılarında oybirliği var, bazılarında oy çokluğu…
Ve…
Kararları iyi okuyunca, oybirliği sağlansın diye, orta yol bulunma için komisyon üyesi arkadaşlar epey zorlanılmış…
En çok tartışılan gündem maddeleri…
Bağış ve Kültürevi Maddesinin geçtiği maddeler…
Konu ilk önce bağış, sonra KÜLTÜREVİ…
Sözlüğe baktım…
Bağışın sözlük anlamı "para, mal veya hak olarak, bir değeri karşılıksız vermek” miş…
Ama, Muhalefet, konu olan bağışı "kamu” zararına dönüştürme gayreti içine girdi…
Başkan "bunun adı bağış, kamu zararı nasıl olur?” dedi. Soru da cevapsız kaldı ya neyse…
Kelimeleri iyi anlamak için sözlüğü, tekrar elime aldım…
İlk olarak "Bağış” neymiş,ona baktım…
Aynen başında söylediğim gibi "bir malı veya parayı isteyerek vermek” miş...
Türevi olan, "Bağışlamak” ise …
"Mal veya parayı bir başkasına karşılık gözetmeksizin vermek veya ceza verecek durumda iken hoş görüp cezalandırmamak” miş...
Ayni rapor tartışmasında geçen "Protokol” konusuna gelince;

Sözlükte;
1- Diplomatlar arasında oluşturulan anlaşma tutanağı.
2- Törenlerde, devletler arası ilişkilerde, devlet başkanlarının ve temsilcilerinin görüşmelerinde uyulması gereken kurallar, diyor.
Bir de "Sözleşme” lafı var…
O da "İki veya daha fazla kişi arasında bir konu üzerinde konuşulup kabul edilen, yapılması karar altına alınan, üslenilen şeylerin yazılışı. Akit. Mukavele. Kontrat” mış…
Ve…
"Kamu” demek halk demek.
Kamu yararı demek "halkın yararı” demekmiş…
Lakin…
Asıl üzerinde durulması gereken,en çok dikkat edilmesi gereken bir konu göz önünden uzaklaşıyor gibime geliyor…
Belediyeler yasası her ne kadar "Belediye Şartlı veya şartsız bağış kabul edebilir” diyor ise de, öte yandan, "bağışçıya, yapmış olduğu bağış karşılığında menfaat sağlamanın suç” olduğunu da söylüyor…
Türkçesi, "bağışçı, her kim olursa olsun, bana şu kadar rant sağlarsan, sana şunu yaparım” diyemez…
Ayni şekilde, yasa ilgili kurum için de "o kişiye, hakkı olan bir hizmeti verirken, bağışa zorlayamaz.” Diyor…
***
Şimdi…
Tekrar başa dönelim…
Bilindiği gibi adı geçen Kültürevinin bağış yoluyla yapım macerası, bu dönemden önce çok, çok başlamış...
O dönemlerde, firmanın biri, Silivri Belediye sınırları içindeki bir yerin imar durumu için, Silivri Belediyesi'ne müracaatta bulunmuş. Bu arada, nerde kiminle konuşmuş ise "İstediğim kabul edilirse, bağış olarak Silivri'ye bir kültürevi yaparım” demiş. Yani, "taahhütte bulunmuş” ...
Daha sonra…
Konu, konu bir protokol dahilinde meclise gelmiş ve Meclisten anlaşıldığı gibi geçmiş…
Sonra…
Bir sebepten protokol değiştirilmiş…
Sonra…
O da olmamış…
Tekrar değişikliğe uğramış v.s...
En son…
Adı geçen firma Taahhüt ettiği "kültür” evini zamanında yerine getirmemiş. Getirememiş v.s…
Bu defa …
Olay yargıya intikal etmiş…
Yargı da "bahse konu taahhüt, bağış olunca, yargı konuyu görüşmeye değer bulmamış.”
***
Şimdi…
Buraya kadar sözünü ettiğim birinci "bağışçı”…
Oysa…
Geçen haftanın gündem maddelerine konu olan ikinci bir bağışçı var. Aslında konuyu buraya kadar taşımamın nedeni ikinci bağışçı…
İkinci bağışçı meselesinde de elde bir "protokol” var…
Her ne kadar "imza benim değil”dese bile elde bir "protokol” var
Burada da bir "taahhüt” var…
Taahhüt eden…
Burada da "yapacağım” dediği şeyi yapmamış…
Neyse…
Konu Pazartesi günü Meclise geldi. Ve, ayni gün komisyonlara havalesi yapıldı. Hafta içinde komisyonlarda görüşüldü ve Cuma günü tekrar meclis gündemine geldi…
İki madde halindeki "KÜLTÜREVİ” meselesine ait komisyon raporu okundu. Raporda, olay, yargıya intikal etmiş, yargı sonuçlanana kadar "protokol” devam ediyor…
Lakin…
• "Protokol ve Kültürevinin Silivri Belediyesi'nin kendi kaynakları ile yapılması” maddesi Meclisten oy çokluğu ile geçti…
Hoş…
Oy çokluğu ile olsa bile Silivri'ye KÜLTÜREVİ yapılmasına, Silivri Belediye Meclisinde bulunan kimsenin karşı olacağını sanmıyorum.
Ne var ki…
Ret oyu ve çekimser oy kullananların neye hayır dediklerini anlamakta zorlandım.
İyi haftalar…

HAFTA
SONU
Değirmenköy Domates Festivali kapsamında tüm Silivri, Değirmenköy'e gittiği gün, tam tersi Gerçek Orman Köyleri yollarına düştüm. İki gün dolaştım…
Bu ara…
Gezdiğim bu yerlerde…
İki düğün ve bir cenaze vardı…
Her biri…
Uzaktan da olsa akraba sayılır….
Düğün sahiplerini kutladım
Cenaze yakınlarına "başsağlığı ve sabır” diledim.

ZABITA HAFTASI
Herkesin bir haftası olur da Zabıta'nın olmaz mı?.
Polis haftası.
İtfaiye haftası.
Muhasebeciler haftası v.s. nasıl kutlanıyorsa o da kutlanacak gayet tabi.
Kutlandı da…
Bana göre Belediyenin en zor görevi yürüten birimi ZABITA MÜDÜRLÜĞÜ…
Geç de olsa…
Kutluyorum…

HAYVANLIK ÜZERİNE
Adamın biri son olaylar nedeniyle "geçmiş olsun” demek için garnizon komutanını ziyarete gitmiş… Ancak komutan yokmuş. Nizamiye nöbetçisine "Evladım, komutanına Aslan Kurtoğlu'nun selamı var dersin.” Demiş. Gitmiş… Komutan akşama dönmüş, nizamiye nöbetçisi er tekmil vermiş.
"Komutanım, adamın biri sizi ziyarete geldi. İsmini unuttum. Ama, şunu hatırlıyorum adı hayvan, soyadı hayvan oğlu hayvandı!”

BUNU…..
CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran;
"Silivri'de Furkan Eğitim ve Kültür Derneği adlı derneğin” Sıbyan Medreselerinde, 4-5-6 yaş grubu için Osmanlı'nın sıbyan talebelerine İslami Eğitim verilmektedir” şeklindeki duyurusu hakkında bu konuda ne işlem yapıldığını Başbakan'a sormuş..
DUYDUNUZ MU?
KISA-KISA…
• Aylar önce yıkılacak denmesine rağmen yıkılmayan, bu gün köprüden geçen her kişi "Boğluca Deresi kenarında yıkılmadan kalan, eski polis karakolu karşısında ki, Alipaşa Apartmanı, çok tehlikeli hal almış. Olası bir yıkım sonrası İstanbul Büyük Şehir Belediyesi sorumluluktan kurtulamaz.” diyormuş...
• Başbakan, AKP'nin, genişletilmiş grup toplantısında BDP'yi PKK ile özdeştirerek "Yargıya zaten gerekenleri söyledik, yargı da gerekeni yapıyor, biz de parlamentoda gereği neyse yapacağız” demiş.
• 25 Askerin şehit düştüğü, Afyonkarahisar'daki patlama için Genel Kurmay Başkanı "konuşmayacağım her şey ortada” demiş…
• CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes "Diyanet'in, TSE ile birlikte Helal Gıda Damgası Basılmasının da kabul edilemeyeceğini, toplum mühendisliği taşeronluğu yapıyor, Ülkenin değil AKP'nin Diyanet'i olma yolunda hızla ilerliyor.Diyanet ne kadar helal yiyor ki millet için helal gıda önersin” demiş…

YORUM YAP