Son sözümü ilk söyleyip başlayayım.
Eğer bir çocuğun gelişiminde anne baba arasında uyum ve iş birliği olmaz ise evdeki yaşamın herkes için kâbus olma ihtimalini yükseltir.
Peki neden?
En değerli varlıklarımız çocuklarımız için her şeyi yapmaya hazır bir anne baba zamanında yaşıyoruz.
Neredeyse ultra her şey dahil bir hayat tatilin de çocuklar.
‘Yedikleri önlerinde, yemedikleri arkalarında'yı geçtim, paket edip yanlarında, yani o derece.
Birçok evde çocuk ile ilgili tüm süreçleri anne babanın bir tanesi daha çok sahiplenir.
Her ayrıntıyı bilir, gün gün saat saat takip eder.
Ebeveyn midir yoksa çocuk yönetici asistanı mı, kafada kavram karışıklığı vardır emin olabilirsiniz.
İşte bu süreçte anne baba arasındaki denge ya da dengesizlik, yapılan işlerin faydasını ve sürekliliğini de direk etkiler.
Hemen bir örnek vermek gerekirse, evde anne kızının bale yapmasını istiyor baba illa voleybol oynasın diye diretiyor ve ebeveynler birbirinin fikrini reddediyor ise, maalesef çocuk iki etkinlikte de mutlu olamaz.
Bu durum akademik yolculukta da farklı değildir.
Ebeveynlerden biri genelde çocukların eğitimini daha çok üstlenir.
Anne veya baba sürekli çocuğun dersleri ile ilgili yol gösterici ve takipçisi olurken diğer ebeveyn hiçbir sorumluluk almaz ise çocuk bu durumda da inanın ki işine geldiği gibi davranacaktır.
Bu durum ebeveynleri çocuk üzerinden maalesef karşı karşıya getirecektir.
Peki çocuk gelişiminde bu farklı yaklaşımlar sergilemesi, çocuğun kişisel, duygusal ve sosyal gelişimini nasıl etkileyebilir?
Bu durumun çocuğa yansıması nasıl olur?
Önce bu soruların cevabını bulalım, sonra da ne yapmamız gerekiyor ondan bahsedelim.
Çocuk, anne baba arasında ki ikilemi yakaladığı an bunu kendi lehine kullanma eğilimine girecektir.
Otoriter ebeveyne karşı tepkisel davranışlar sergileyip, rahat ebeveynin sınırlarını test etme yönteminde bulunabilir.
Bu durum farkında olmadan çocuğun disiplin ve özgürlük arasındaki dengeyi kurmamasına yok açabilir.
Eğer anne ve baba birbirinden tamamen farklı, hatta çelişkili yaklaşımlar sergiliyorsa (örneğin biri çok disiplinli, diğeri çok esnek), çocuk hangi davranışın doğru olduğunu anlamakta zorlanabilir.
Bu da çocukta kafa karışıklığına ve kararsızlığa neden olabilir.
Anne ve baba arasındaki görüş ayrılıkları, hiç istemesek de çocuğun önünde sık sık tartışmalara dönüşüyorsa, çocuk kendisini suçlu hissedebilir.
Hatta, ebeveynlerinden birinin tarafını tutma eğilim gösterebilir.
Bu durum, çocuğumuzun psikolojik sağlığını olumsuz etkileyecektir.
Farklı yaklaşımlar, çocuğun ebeveynler arasında bir “denge kurucu” rol üstlenmesine de yol açabilir.
Bu aslında hiç istemediğimiz bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır.
Çocuk böylesi büyük bir yükün altına itilmemelidir.
Sürecin daha da vahim sonucu olarak şunu da görebiliriz, çocuk, anne veya babadan birine karşı kendisini daha yakın hissedebilir, onu memnun etmeyi öncelikli olarak düşünebilir ve diğer ebeveynle ilişkisini zayıflatabilir.
Ortaya çıkan zayıflık, anne baba arasında giderek büyüyen bir sorun halini alacaktır.
Bu nedenle, ortak bir ebeveyn tarzı benimsemek çok ama çok önemlidir.
Anlayacağımız üzere anne babanın aynı dili konuşması çocuk gelişiminin olmazsa olmazıdır.
Büyükler birbirlerini kararlarını ortak akıl ile desteklemelidir.
Anne ve baba, kendi yaklaşımlarını birbirlerini tamamlayan bir şekilde sunmayı başarırsa, örneğin biri destekleyici, diğeri yönlendirici olma yolunu seçerse, çocuk her iki ebeveynin güçlü yönlerinden faydalanabilir.
Bu durumda çocuğun güven duygusu artar ve farklı bakış açıları geliştirme becerisi kazanır.
Ebeveynlerin birlikte hareket etmesi, çocuğun tutarlı ve sevgi dolu bir ortamda büyümesini destekler.
Ortak kararlar almak, fikirleri önemsemek ve uyumlu bir şekilde hareket etmek, çocuğun sağlıklı bir özgüven ve kimlik geliştirmesine katkı sağlayacaktır.
Unutmayalım.
Anne baba olmak demek, ortak dil üretebilmek demektir.
Bu sağlıklı çocuk gelişiminin olmazsa olmazıdır.