Silivrispor bölgemizde futbolun lokomotifidir.
İlk göz ağrımız, ilk hedefimizdir.
Meseleyi yine onun üzerinden ele alalım…
Silivrispor'un 83'te başlayan profesyonellik dönemi 10 yıl sürdü.
18 yıl aradan sonra tekrar profesyonel lige döndü.
Yaklaşık 30 yıllık bir süreç söz konusu.
Bugün bile profesyonel düzeyde antrenörümüz olmadığı için antrenör boyutundan bakalım…
30 yıl önce başlayan altyapı çalışmaları rahmetli Necati Öney (Mekânı Cennet olsun) sayesinde gerek Silivrispor'da gerekse başka kulüplerde forma giyen oyuncular üretiyordu. Profesyonel liglere gidemeyen oyuncular civar kulüplere köy takımlarına gidiyor amatör liglerde iddialı olmak isteyen kulüpler Silivrispor altyapısından yetişen oyuncularla yola çıkıyordu.
Silivrispor çevredeki tüm kulüpleri besleyen bir kaynaktı.
Amatöre düştüğü zaman gönderdiği oyunculardan kurulu köy takımlarını yenmek için büyük paralara transfer yapıp takım kurmaya başladı.
Rahmetli Necati hocadan sonra alttan gelen oyuncu azaldı olanlarda forma bulamadı…
Yaklaşık 10 yıldır amatör kümede şampiyonluğa oynamak isteyen kulüplerimiz hatırı sayılır paralara dışarıdan oyuncu transfer ediyor Silivrispor altyapısından yetişenleri tercih etmiyor. Olabilir aslında tercih ve bütçe meselesidir ama aslında durum daha vahim. Köy takımlarını besleyen kaynak kurumuştur artık…
Bunu da tartışalım kimler geldi-kimler geçti.
Kim ne üretti, kim ne tüketti.
Silivri'de gelinen noktanın açıklaması ekonomik değildir herhalde…
30 yıllık yatırımın oyuncu profili böyleyken antrenör profili farklı mı sanki?
O zaman şunu da soralım kendimize birileri dönemin Belediye Başkanı Hüseyin Turan ile mevcut Başkan Özcan Işıklar'ı kandırdı mı acaba?
Antrenörün kitabında “antrenörün kişiliği takıma yansır” deniyor demiştik ya bakın başka daha neler deniyor… Antrenörlük sadece maç kazanmak değildir…
Antrenörler karakterli ve prensipli insanlardır. Gençlere ne söylediğimiz ardından ne yaptığımız karakterimizle ilgili bazı bilgiler vermektedir. Söyledikleriyle yaptıkları tutarlı olmalı gençler için örnek oldukları unutulmamalı.
Söylediklerimi yapın ama yaptıklarımı yapmayın anlayışı olması iyi bir karakter örneği değildir…
Karakter sahibi antrenörler ne olursa olsun kendi çıkarlarının peşinde koşarak sporcularını ve onurlarını feda etmezler…
Antrenör akılcı, azimli, adaletli, ahlaklı, nitelikli, net, önsezili, önder, gerçekçi, özverili olmalı…
Teknik-taktik, toparlayıcı beceriye sahip, eleştiri, espri yapabilen, empati kurabilen, ne, neden, nasıl, niçin, ne zaman problemlerini çözebilen liderlik vasıfları olan biri olmalı.
Lidersiz bir takım dümensiz bir gemiye, pilotsuz bir uçağa benzetilebilir.
Liderlik olabileceklerle ilgili diğer insanlara görüş ve yön vermeyi gerektirir.
Kısaca antrenörler aldıkları kararlarında güven ve saygı uyandırırlar.
Ben kimseye bir şey demiyorum, antrenörün el kitabı böyle yazıyor.
Peki, pratikte işler buna uygun yürüyor mu?
Mesela sahtecilikten sicili bozuk antrenör!!!.
Oyuncunun bonservis bedelinin üstüne yatan antrenör!!!.
“Bedava çalışırım” diyen ama “yardımcısı için para isteyen” antrenör!!!.
Siyasetin, protokolün rezervasyon yaptığı nöbetçi antrenör!!!.
Diplomasını kiralayan antrenör!!!.
“Ne iş olsa yaparım abi” diyen antrenör modellerinin kriterleri bu kitaba uyuyor mu?
Işıklar altında çalışan antrenörlerle ampul yardımıyla çalışan antrenörler varken, taş gibi, sımsıkı, dimdik duran antrenörlerin esamesi okunur mu be, sorarım sana okunur mu?
Rahmetli NECATİ hoca nurlar içinde yatsın silivrispora çok emekleri oldu sadece futbolcu değil insan olmayıda öğretti bizelere zamanında silivrisporun yöneticileri ve ileri gelenleri NECATİ hocaya biraz sahip çıksalardı Silivrispor Şimdinin altınordusu olabilirdi.