Dün Emniyet Müdürlüğünün düzenlediği Huzur Toplantısında bir kez daha Silivri'nin hala suç ve suçlular açısından epey kurtarılmış bir bölge sayılabileceğini gördük çok şükür. Ülke geneline sirayet eden dolandırıcılık vakalarından ilçemizin insanları da payına düşeni ziyadesiyle almış olmakla birlikte, salgın ve ekonomik sorunların yol açtığı buhranın izlerini yaralama suçlarındaki artıştan açıkta görebiliyoruz.
Görmemekte direndiğimiz başka bir tehlikenin sinyalleri de narkotik suçlarda kendini hissettiriyor.
Bağımlılık tedavisinin kişinin rızasına bağlı tutulması, insanların hala bu konuda mahalle baskısı ile sorunlarını açık edememesi, kabullenememe durumu sorunun esasen çığ gibi büyüyüp son raddede ‘geç teşhis'ten kayıpların daha ağır olmasına yol açıyor. Bağımlılığın bir suç, ayıp değil tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlık olduğu gerçeği ile bir an önce yüzleşmemiz ve bu hususta ciddi adımların atılma zorunluluğu söz konusu.
Diğer meşhur meselemiz trafik…
Bu konuyu Emniyet açısından şöyle değerlendirebiliriz, önemli trafik akslarında zaten dar olan yollarda ikinci sıra parklama hususunda daha etkin tedbirler alınsa akış rahatlar. Özellikle iş ve okul çıkış saatlerinde özen gösterilse trafikte geçirdiğimiz zaman epey azalır.
Belediye Başkanımız üzerinde çok az durdu ama Sokak İyileştirme Projeleri kapsamında yapılan aydınlatma çalışmalarının sağladığı yararı asla göz ardı edemeyiz. Bunlar kentsel estetiğin ötesinde birçok noktada insanların, özellikle de çocuk ve kadınların güven içinde sokaklarda yürümesine yol açıyor. Güven içinde yaşadığınız şehrin sokaklarında yürüyebilmenin ne kadar önemli bir şey olduğunu yargı kararları ile ilgili bir İngiliz anekdotundan aktarmak isterim.
“Londralı genç bir İngiliz kızı, havanın iyice karardığı bir saatte, yolunu kısaltmak için Regent Park'tan geçerek evine gitmek istiyor.
Yalnız bizde değil, İngiltere'de de serseriler, magandalar, kötü niyetli yaratıklar var.
Genç kız, gece elektriklerin az aydınlattığı karanlık yolda yürürken, magandanın biri çirkin lâflar atıyor, önünü kesiyor, kızı çok korkutuyor.
Dehşete düşen genç kız çığlıklar atarak kaçmaya başlayınca, etrafta bulunan ve kızın sesini duyan İngiliz gençler koşup saldırganı yakalıyorlar.
Adam yargılanıyor. İngiliz hâkim ona “7 yıl ve 7 gün hapis cezası” veriyor.
Hâkime soruyorlar:
“Adam kıza elini bile sürmemiş, sadece korkutmuş. Bu 7 yıl, 7 günlük ceza çok ağır değil mi?”
İngiliz hâkimin cevabı hukuk tarihine geçecek düzeydedir. Şöyle diyor: “Kızı korkutmanın cezası sadece 7 gündür. 7 yıllık ilâve ceza ise İngiliz kızlarının gece parkta dolaşma ve parktan geçme özgürlüklerine saldırmanın cezasıdır!”
Adalet sistemimizin aksayışından söz etmek zorunda kalmadan, yargıya benzeri vakaların intikal etmesini önleyici tedbir açısından Silivri Belediyesi'nin Sokak İyileştirme ve aydınlatma çalışmalarına borçlu olduğumuz güvenliğe teşekkür edelim…
Ve son raddede Silivri'de huzur içinde yaşama sorumluluğunu emniyet, jandarma, adliye, zabıta, yerel yönetim ve idarenin yanı sıra kendi, vatandaş hassasiyetlerimiz ile de tesis etmemiz gerektiğini unutmayalım.
Sorunlar ile mücadeleye sıra gelmeden, oluşmasını önlemek her alanda olduğu gibi en mantıklı yaklaşım olarak aklımızın bir ucunda hep dursun.