Putin'in Sovyetleri canlandırma hayali NATO tarafından kuşatılma endişesiyle birleşince Ukrayna topraklarını işgal etmesinin zemini hazırlanmış oldu. Bu yazıyı kaleme aldığım dakikalardaysa bu işgalin 22. gününü geride bırakıyoruz. Putin'in ne zaman duracağını ise kimse kestiremiyor. Rus lideri durdurmak içinse çeşitli yollar deneniyor. Örneğin ülkenin gayri safi milli hasılasının %80'ini elinde bulunduran Rus oligarklara diğer ülkeler tarafından yaptırımlar yapılarak stratejik adımlar atılmaya çalışılıyor. Rus lideri durdurmaya yönelik bu adımlar ne kadar etkili olacak bunu zaman gösterecek.
Öte yandan Ukrayna ordusu Batının ve NATO'nun kendilerini sahada yalnız bırakmasına rağmen pes etmedi ve beklenmedik bir şekilde direniş göstermeye devam ediyor. İki ülke arasındaki müzakerelerse devam etmekte. Antalya Diplomasi forumunda iki ülkenin Dışişleri Bakanlarının Türkiye'nin kolaylaştırıcılığıyla bir araya gelmesi uluslararası ilişkilerde diplomasinin önemini bir kere daha göstermiş oldu. Türkiye ise bu süreçte tıpkı 2. Dünya Savaşında olduğu gibi tarafsızlık politikasını ülkeler arasında diplomatik mekik dokuyarak başarıyla sürdürüyor. Atatürk'ün başarıyla uyguladığı ve ülkemize vasiyeti de olan uluslararası ilişkilerde “tarafsızlık” politikasının sürdürülüyor olunması kıymetli. Ukrayna-Rusya arasındaki savaşta da tarafsız kalmayı şimdilik başardık. Bu doğrultuda Rusya ve Ukrayna arasında ateşkesi sağlamaya yönelik Dışişleri bakanlarının Antalya'daki görüşmelerinden bir sonuç çıkmasa bile Türkiye'nin girişimleriyle masaya oturarak masada bir bardak suyumuzu içmiş oldular.
Ülkeler arasında ateşkes görüşmeleri devam ederken yukarıda da bahsettiğim gibi Rusya'yı durdurmaya yönelik Amerika başta olmak üzere Batılı ülkeler tarafından siyasi ve ekonomik yaptırımlar uygulanmaya devam ediliyor. Atılan bu adımların iki amacı olduğunu belirtmekte fayda var. Birincisi Rus ekonomisini çökertmeye yönelik. Diğeri de Rus liderin çevresindeki oligarklar üzerinden Putin'e baskı yapıp kendisini durdurmak. Öte yandan da Avrupa Birliğine üye olup Amerika'nın etkisinde olan bazı ülkelerse örneğin Almanya, Fransa ve İtalya bu yaptırımlardan ciddi anlamda zarar görüyor ve görmeye de devam edecekler.
Tam bu noktada Rus diplomasisinin Uluslararası İlişkiler boyutunda önemli bir taktiğini/stratejisini hatırlamakta fayda var. Rusya kriz anlarını fırsata çevirmeyi çok iyi başarıyor. Yıllardır uyguladığı stratejiye göre tam tabiriyle bir taşla birden fazla kuş vuruyorlar. Nasıl mı? Hemen açıklayalım. Örneğin saldırıları durdurmak için Ukrayna'yı her platformda bağımsız bir ülke olarak görmek istedikleri şartını öne sürüyorlar. Bunu yüksek sesle dile getiriyorlar fakat ateşkes koşullarına baktığımızda bu ülkeyi tamamıyla kendilerine bağlı ve bağımlı kılmak istedikleri çok açık. Öte yandan da bu krizle birlikte Avrupa Birliği içinde ve hatta NATO'da görüş ayrılıkları yaratmaya çalışıyorlar. NATO başkanı düzenlediği son basın toplantısında bu durumu açıkça dile getirdi. Diğer bir amaçlarıysa Avrupa Birliği ve Amerika arasında sorun/kriz yaratmaya çalışıyorlar. Bu taktikleri ve stratejiyi yıllardır gerek ikili ilişkilerde gerekse farklı platformlarda farklı yollarla denemeye devam ettiler. Yine aynı stratejiyi uyguluyorlar. Başarılı olup olamayacaklarını ise önümüzdeki günlerde göreceğiz.