Ataç, adaylık kararını soranlara da teyit etmiş.
2009 Yerel seçimlerinde CHP'nin 2. sıra meclis üyesi adayı olup meclis ve il genel adaylarını belirleyen Danışma Meclisi'nde görev aldığı gerekçesiyle adaylığının etik olmayacağını ileri sürerek istifa etti Ataç.
Siyasette etik kuralların görev aşkının üstünde durduğunu görmeye pek alışık olmadığımızdan Ataç'ın bu kararını algılamakta pek çoğumuz güçlük çektik.
Ataç, bugüne kadar CHP'de ilçe başkanlığı ve meclis üyeliği görevlerinde bulunmasının dışında her dönem adaylık süreçlerinde ismi gündeme gelen ilk adlar arasında. Niyet edilen ile gerçekleşen arasında uzun bir zamandır bağlantı kuramayan Ataç, siyasette sağlam zeminde hareket etmesiyle tanınıyor. CHP kulislerinde mevcut ilçe yönetiminin desteğini alarak Ataç'ın çıkacağı adaylık yolunda pürüzle karşılaşmasına tanınan olasılıklar çok düşük. Hele arkasına aldığı kesime belediye ve il genel meclis üyelerinin de eklenmesiyle seçilme şansı daha da artıyor.
Hakan Sefa'nın Ataç'ın yönetimine girme ihtimali kaybedilmiş olarak görülen safların bir B planı ile geri kazanımı olarak haklı yere yorumlanıyor.
Ataç'ın ilçe başkan adaylığını güçlendirecek diğer etkenler kuşkusuz parti tabanının da ısrar ettiği üzere yönetime alınacak, ilçe başkanlığı düzeyindeki isimler.
Yerel iktidarı kazanan CHP'nin her zamankinden daha güçlü bir ilçe yönetimine ihtiyacı var. İktidarın sessiz destekçisi değil, yanlışlarından geri çevirecek, hataya düşmesini engelleyecek düzeyde etkin isimlerin elini taşın altına koyma vaktidir.
CHP'nin yerel seçimlerde aday adaylarının etkisiyle yaşadığı parçalanmışlığı ortadan kaldıracak nitelikte bir ilçe başkan ve yönetimi pek çok sorunun bertarafı, yenilerinin oluşumunu engelleyen güvence olacak.
Yavuz Çengel ve ekibinin ilçe başkanlığı konusundaki tavrı da son derece önemli. Özcan Işıklar'ın desteklediği isme karşı mı, yoksa yerel seçim sürecinde Çengel ve ekibini parti içinde tutmak için en bariz çabayı harcayan Ataç'ın kendisinden yana mı desteklerini sunacaklar. Çengel'in adaylık süreci ile ilgili sıkıntısı, kızgınlığı henüz geçmiş görünmüyor. Yıldırım'a duyulan tepkinin, Işıklar'ın örgütü ismiyle özdeşleşen esaretten kurtarma çabasına Çengel'in yaklaşımı önem arz ediyor. Erdoğan Ataç'ın desteğini aldığı kesimlerden bağımsız olarak değerlendirilmesi halinde önemli sıkıntılar da atlatılmış olacak. Çünkü Ataç, pek çoklarının nazarında kendi rüştünü kişilik olarak da partili olarak da ispat etmiş durumda. Özgüven eksikliği partide aktif görev almadığı zamanlarda oluşmuş olsa da Ataç, arkasına aldığı destek ile cesur adımlar atmaya muktedir olacak pek çoklarına göre. Hayırlı olsun!
ESER, AKP'DEN İSTİFA ETTİ
Geçmiş dönem AKP Belediye Meclis Üyesi Şenol Eser, partisinden istifa etti. AKP açısından yerel seçimlerde yeniden değerlendiremediği bu ismi şimdi de tamamen kaybetmesi önemli bir kayıp. Silivri siyasetinin en düzgün isimlerinden biri. Hatta iktidar olduklarından sonra bile bu özelliğini koruyan ender kişilerden. AKP'nin yerel seçimlerden sonra klişeleştirdiği şekliyle ifade edersek; Eser değil, AKP kaybetti!
RİSUS GİTTİ, SİLİVRİ BEACH GELDİ
CHP'nin muhalefet döneminde beş yıl boyunca yasa dışı olduğu ve yıkılması gereken bir işletme olarak kamuoyuna lanse ettiği yerin açılışını iktidardayken yapması pek çokları gibi bana da ters geldi. Başkan Işıklar, gazetemize yaptığı açıklamada yerel seçimlerdeki söylemlerini hatırlatıyor, "Sermaye düşmanlığı yapmayacağız. Silivri'ye vizyon katan bu yapıyı yasal hale getireceğiz dedik". Işıklar tüm iyi niyetini kuşanmış vicdani olarak rahat olduğunu, işletmenin yasal hale getirildiğini savunurken, kamuoyunun ikna edilmesinin yerin yasal haline getirilmesinden daha zor olacağını göze almış görünüyor.
Mümin Tuğlu'dan tutun da Abdullah Yıldırım'ın CHP İlçe Başkanlığı dönemlerine kadar CHP'nin muhalefette işletme kurulduğu günden itibaren gündeminden düşürmediği bir Risus mücadelesi vardı. Şimdi de CHP'nin 8 aylık iktidarında bu yerin yasal hale getirilerek açılmasını sağlayan bir yapı. Risus veya Silivri Beach Clup, ilçe kamuoyu açısından turistik veya eğlence mekanından çok, siyasi bir malzeme!
Yasalar karşısında aklanmak kamuoyu nazarında aklanmaktan daha güçtür. Sıradan bir vatandaş olsanız bunun önemi biraz azalır ama siyaset yaptığınız sürece bu tür hareketler ne yaparsanız yapın insanların kafasına saf değişiklikleri zor yatar. Bazıları bunu zerre kadar umursamadığını sergilerken, Işıklar savaşçı ruhunu bu uğura kanalize etmeye kararlı görünüyor.
"Zaten bu yere hiçbir zaman karşı çıkmadım. Sadece yasal zemine oturtulması gerektiğini savundum" diyen Işıklar, yıkım, çözümsüzlük değil çare olma anlayışını benimsediğini söylüyor. Silivri Belediyesi AKP Grup Sözcüsü Metin Karakaş'ın gazetemizde yer alan "Silivri'nin belediye başkanı gibi bir başkanı yok" yorumuna da atıfta bulunarak diyor ki; "Evet, Silivri'nin Belediye Başkanı gibi bir başkanı yok. Çünkü ben bu halkın hammalığına talip oldum, hizmetkarlığına ve bunu yapıyorum. Tüm gelecek eleştirileri göze alarak, kanayan bir yaraya parmak bastım." Hayati önem taşıyan bir yaranın iyileştirilmesi sizi hayat kurtarıcı yapar. Ama ölümle neticelenen sonucun nedeni olmanız sizi katil yapar. Burada tabi yaşaması ve ölmesi söz konusu olan Silivri'nin umut olarak gördüğü kişiye verdiği destek ile duyduğu güvendir. Ne aldığınız desteği ne de size duyulan güveni boşa harcamayın! Buna değip deymediğini iyi hesap etmek gerek. Işıklar kendisi için mantıklı gelen neden ve sorunu çözdüğünü düşündüğü işlemleri kamuoyuna etkili bir biçimde anlatmalı. Yoksa kamuoyu hala CHP'nin karşıtlık noktasındaki görüşlerini bariz bir şekilde hatırlayarak, olup biteni anlamakta güçlük çekiyor. İyi haftalar!