5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü dolayısıyla meclis toplantısında konuşan CHP'li Meclis Üyesi Figen Yıldız, Türk kadınının yüzyıllardır özlemini çektiği haklara sahip olmada en güçlü desteği Atatürk'ten aldığını ancak bugün gelinen süreçte kadın hak ve özgürlükleri konusunda tehlikeli bir geriye gidişin söz konusu olduğunu ileri sürdü.
Gündem dışı söz alarak 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü ve Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verilişinin yıldönümü kapsamında bir konuşma gerçekleştiren CHP'li Meclis Üyesi Figen Yıldız, Atatürk'ün kadını yurttaşlık temelinde eşitleyen devrimlerinden uzaklaşıldığını belirtti.
“ÜLKEMİZ KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ UYGULAMALARI AÇISINDAN BUGÜN VARILAN NOKTADA NE YAZIK Kİ ÇAĞDAŞ DÜNYANIN ÇOK GERİSİNDE KALMIŞTIR”
Kadınların toplumsal yaşamın her alanında eşit haklara sahip olması gerektiğinin altını çizen Yıldız, konuşmasında şunları kaydetti: “Sayın meclis başkanım, meclis üyesi arkadaşlarım ve meclis toplantısını onurlandıran siz değerli katılımcılarımız, hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Türkiye Cumhuriyeti, eşit yurttaşlık temelinde insan hak ve özgürlüklerine alan açarak çağdaş medeniyete ulaşma çabasını başlatmış ve başarıyla sonuçlandırmıştır. Bu süreçte toplumsal yaşamın temel direği olan kadınlarımızı ön plana çıkararak kadın-erkek eşitliğini hayata geçirmiş ve devamında Türk kadınına pek çok çağdaş ülkeden önce seçme ve seçilme hakkı tanımıştır.
Mustafa Kemal Atatürk, 1925'te Kastamonu'da yaptığı konuşmada şöyle der: “Toplumu kalkındırmak istiyorsak, izlememiz gereken daha emin ve daha etkili bir yol vardır. O da Türk kadınını çalışmalarımıza ortak etmek, hayatımızı onunla birlikte yürütmek, kadının, bilimsel, toplumsal ve ekonomik hayatta erkeğin ortağı, arkadaşı, yardımcısı ve koruyucusu yapma yoludur.
Türk kadınına verdiği değeri sosyal yaşamın her alanında gösteren Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde yapılan hukuki düzenlemelere ve alınan onca yola rağmen; ülkemizde kadın-erkek eşitliği uygulamaları açısından bugün varılan nokta ne yazık ki çağdaş dünyanın çok gerisinde kalmıştır. Türkiye'de; kadın istismarı, kadınlara uygulanan şiddet, erken yaşta evlilikler, cinsiyet ayrımcılığı vb. durumlar hala kanayan yara olmaya devam etmektedir.
Oysa nüfusumuzun yarısını oluşturan kadınlarımızın yaşamın her alanında eşit koşullarda yer alması çağdaş dünyanın olmazsa olmazıdır. 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü ve Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verilişinin 82. yılında kadın erkek eşitliğinin sosyal ve siyasal hayatta tam ve koşulsuz gerçekleşmesini diliyorum.”
Hazal BAŞARAN