Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927
***
Biz yarını göremezken, Türk Ulusu’nun eşsiz Lideri sadece bu satırlarla 83 sene ilerisini ne kadar net gördüğünü ortaya koyarak dehasını kanıtlıyor.
83 yıl ve öncesinde değişmeyen gerçekler yarın bir farklılık arz edecek mi? Sanmıyorum. Ama şanslıyız ki, yolumuzu çok önceden aydınlatan bir lidere sahibiz. Yolumuzu aydınlatan ışıkları karartmak isteyenlere rağmen dikensiz bir gül bahçesine sahip olduğumuzu söyleyemeyiz. Emek sarf etmeden, uğruna mücadele etmediğimiz hiçbir şeyin anlamı olmadığı gibi değeri de olmaz.
Bunun için çalışmaya devam.
***
CHP’de hafta sonu yapılacak kurultay sürpriz gelişmelere gebe olmakla birlikte, sonucu netlik kazanmışa benziyor. CHP İstanbul İl Başkanı şimdiye kadar temkinli davranırken, dün artık ilçe başkanlarından aldığı görüş doğrultusunda Kemal Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlığına adaylığına destek verdiğini açıkladı. Tekin ile birlikte 77 il başkanı da Kılıçdaroğlu dedi. CHP’de değişim sürecinin temel taşları konuldu. Genel seçimler öncesinde bu beklenmedik gelişmeleri CHP kendi lehine çevirmeyi başarırsa, bu sürecin kaybedeni parti içinde olmayacak.
Bundan sonrasını AKP düşünmeli çünkü iktidara alternatif giderek belirginleşiyor.
Son günlerde yaşananların ışığında CHP Silivri’nin Kılıçdaroğlu’nun adaylığına destek verdiğini belirtmeye bilmiyorum gerek var mı. Başka bir sonuç da zaten bekleyen yoktur. Selami Değirmenci, eskiye nazaran değişimini hissettiriyor. Kaset olayından istifa kararına kadar Deniz Baykal’a karşı içinde biriktirdiklerine rağmen, olgunlukla ve tecrübeli bir siyasetçiye yakışacak şekilde örgüt başkanlığı tutumunu sürdürürken, kayıplarının farkında olduğunu gösterdi.
Bazen çok istemeniz ve hatta zorlamanıza rağmen olmayan şeylerin, koşullar olgunlaşınca adeta kendiliğinden gelişmesi önemli bir derstir. Bir meyve olgunlaşmadıysa onu ağacı sallayarak düşürme şansınız yok. Çok isterseniz ağacı kesersiniz. Bir daha da o meyveyi rüyanızda görürsünüz. Senelerin emeği boşa gider vesaire ama olgunlaştıktan sonra en ufak bir rüzgar veya sarsıntı bile istediğiniz meyveye ulaşmanızı sağlar.
Daha da özetlemek gerekirse; Zorla güzellik olmaz.
CHP’de genel merkez düzeyinde oluşan değişim koşullarında ne Kemal Kılıçdaroğlu’na desteği ihanet sayılmalı, ne de Deniz Baykal’a vefasızlık yapılmalı. CHP yaşadığı koşullarda birlik ve beraberliğini muhafaza etmek adına geçmişi ile geleceği arasında güçlü bir bağ oluşturmalı. CHP’nin geleceğine yönü geçmişini yok sayarak veremezsiniz.Vefasızlık ekenin biçeceği farklı birşey olamaz.