Sevginar Sali

Attığınız tohuma dikkat!

Silivri Kadın Girişimciler Derneği ile ilgili yazı dizimizin bu haftaki konuğu DEMKO Demosgb’nin güzel kalpli patroniçesi Eda Ziko oldu…
Bu yazı dizisinin amacı Silivri’nin değerli girişimci kadınlarını tanıtmaktı… Yani Silivri KAGİDER Başkanı Aynur Süleymanoğlu ve Nursel Erel’e bunun için söz vermiştim işin başında… Ama kendimi de tanımama vesile        olacağına, akrabalarımla tanışıp kaynaşacağım hiç hesapta yoktu : )) Tekrar memnun oldum sevgili Eda          Ziko : )))
Biz başkalarını tanıdığımızı sanırken aslında kendimizi daha iyi anlama yolculuğunda önemli mesafeler kat ediyoruz; bilmiyorum kaçımız bunun farkındayız… Karşınızdaki insanın anlattıkları aslında sizin hayatınızı gözden geçirmek için mükemmel birer fırsat. Ve genelde de bu yazı dizisinin özelinde de ben daha yakından tanıdığım her kişiyle aslında kendimi keşfetme noktasında bir adım daha ileriye gittiğimi ciddi şekilde hissediyorum…
Eda Ziko… Göçmen kadınlarının çalışkanlığı, evcimenliği, titizliği, özeni, misafirperverliği, mükemmeliyetçiliği, duyarlılığı hepsini toplamış o su yeşili gözlerinde : ))) O kadar çok benim gibi bakıyor ki hayata, göz göze gelmeye çekindim…
İnşallah her şey gönlünüzce olsun… Siz ve güzel ekibinize özel ve de iş hayatınızda sonsuz başarılar diliyorum… Sağlıklı bir şekilde Ziko ailesinin yeni ferdiyle tanışmanızın tamamlanmasını da dileklerime eklemeden geçemeyeceğim…

***

Her insan ve olayın, iyi ya da kötü hayatımızda bir rolü var… Tıpkı şekerin yediklerimizi tatlandırdığı gibi, tuzlu, ekşi ve acı yemekten de keyif aldığımız, aradığımız, ihtiyaç duyduğumuz zamanların varlığını düşünün. Hayatta hep yüzümüzü güldüren insanların olmasını isteriz ama bunun bir süre sonra çok sıkıcı bir hal alacağını, yaşantımız böyle bir süreçte anlamlarını kaybeder diye inanıyorum… ‘Yaşadın mı böyle sorunsuz bir hayatı nereden biliyorsun?’ diyenleriniz olur… İçimde şeytanın avukatlığını üstlenen bir ses de aynısını söylüyor… Haklı! Yaşamadım… Sahip olduğum her şey için mücadele ettim, öyle ahım şahım bir hırsım olmadığı için onun yerine çokça çalışkanlık ve emeğe dayalıdır başarı namına elde ettiğim her ne var veya yoksa : ) Çok şükür, asla kıymetlerinin zerresini inkar edemem temellerimi güçlü atan bir aileye sahibim... 60’ını aşmış olmalarına rağmen bağlasan çalışmadan durmayacak, hayatım boyunca kimsenin kötülüğünü isteyecek veya öyle bir duruma mutlu olduklarına şahitlik etmediğim, herkesin acısını da mutluluğunu da içtenlikle paylaştıklarını gördüğüm, kıskançlık ve hasetliğin kalplerinde yer bulamadığı bir anne ve babaya sahibim : )) Kime çektiğimin anlaşılmayacak bir tarafı yok : )) Allah başımızdan eksik etmesin; sizi de bize öğrettiklerinizi de...
Bilerek ve isteyerek kimsenin kalbini haksız yere kırmadığımı düşünüyorum. Üzdüklerim olmuştur; sebebi bunu hak ettiklerini düşündüğüm, haksızlık karşısında sesiz kalamadığım içindir…  
Konu dağıldıkça dağılıyor, özetle anlatmak istediğim ise şu; Öyle önemli mevkilerde ve mühim başarılar ile anılan insanları kıskandığımız kadar anlamaya çalışmakta fayda var… Genel müdür, fabrika sahibi, patron, şirket ortağı, belediye başkanı, ilçe başkanı, oda başkanı, daire müdürü vs… Toplum skalasında her yükseliş toplum nazarında yaptıklarınıza yönelik artı ilgi ve de irdeleme demektir… Her hatanızın binlerce kişi nazarında çarpılarak çoğalması imkânını taşır. Başarılı kişiler kazanımı paylaşmayı bilir, başarısızlığını tek başına üstlenir… Faturasını da çoğu zaman yalnız öder… O büyük makamların, insanı duygular ve özelliklerinden arındırarak gözümüzde büyüttüğümüz kişileri sizin benim gibi etten kemikten faniler…
Hayatın denge felsefesini anlatmak için öyle şaşalı teorileri masaya yatırmamıza gerek yok… Ne ekerseniz onu biçiyorsunuz! Hasattan memnun değilseniz toprağa attığınız tohumlara dikkat edin : )
İyi haftalar Silivri…

YORUM YAP