Ahlak düşünce tarihinde çeşitli açılardan tartışılmıştır. Ahlaklı olmanın temelinde hangi ilkelerin bulunduğu ya da bulunması gerektiği ya da hangi davranış türlerinin ahlaklı ya da ahlakdışı olduğu gibi sorular yanıtlanmaya çalışılmıştır.
Bu eski Yunandan beri felsefenin konusu olmuştur.
Rönesans ve Aydınlanma'yla başlayan gelişme içinde Batı medeniyetleri daha doğrusu ile Hristiyanlıkta ahlak bazı değişimlere uğramış ve katı kurallardan çıkarılarak özgürlükçü ve akılcı tanımları ile ahlak anlayışına yönelinmiştir.
Bu süreçte en önemli yeri tutan da Alman filozof Kant'ın ahlak çözümlemesidir.
Kant ne demiştir:
Königsberg'li (Orta Almanya) filozof kendisinden önceki bütün ahlakları bir çıkar gözettikleri ya da bir çıkar sağlama peşinde oldukları için eksik bulur. Gerçekte Kant'a göre birey iyiliği dünyada ya da öbür dünyadaki ''mutluluk'' umuduyla yapmaktadır. Yine Kant'a göre bu ödev olarak da yapılmalıdır.
Kant'ın ahlakı insanlarda ortak bir nitelik bulunduğu düşüncesine dayanır.
Kant'ın ahlak çevrimi yine zamanın çok önemli felsefecilerinden Hegel tarafından da eleştirilmiştir. Karl Marx ve Engels'de ahlak konusunu çok siyasete doğru bir uzantı haline sokmuşlardır.
Bu konu öyle üç-beş satırla geçiştirilecek gibi değildir.
Helenik çağdan başlar ve 1980'de ölen Jean Paul Sartre (Fransız felsefeci) kadar uzanır.
Ben felsefe ve ahlakla girdim ama konum bambaşka.
Trabzonspor'dan istifa eden Abdullah Avcı.
Abdullah Avcı hocalığından çok mental yapısı ile pek tuttuğum biri değildi. İnsanlar doğal olarak kimini severler kimini de benimsemezler.
Yani Avcı Milli takım hocalığından beri benimsediğim biri değildi. Kendisinde beni iten bir şeyler vardı. Sosyolog olduğum için insan yapısından yani ''anatomi'' biraz anlıyorum diyelim.
Hoca Beşiktaş'ta iken tazminatını ''takır-takır'' aldı. Bunu eleştirir misiniz? Tabii ki hayır. Hocanın hakkı. İşten el çektirilmiş. Kapıya konmuş. Tazminat mutlaka almalı.
Gelelim sonraki aşamaya.
Trabzonspor ile geçen sezon başkan Ahmet Ağaoğlu'nun (sanıyorum ligin ortalarıydı ) ısrarı ile tam üç yıllık anlaşma yaptı. Aklıma hemen Beşiktaş geldi. Neden üç yıl dedim kendi kendime. Bunu çalıştığım televizyon programımda da söyledim.
Aradan süre geçti. Trabzonspor şampiyon oldu. Ama o şampiyon takımdan 13 kişinin gitmesine izin verdi. Yani şampiyon kadroyu dağıttı. Niye dağıttığı belli değil.
Bir ara Hamsik ile sorunu oldu. Zaten futbolcularla zaman zaman bireysel sorunlar yaşamıştır.
Bunları geçelim.
Ayrılık zamanı Trabzonspor'dan bir kuruş istemedi. Üç yıllık sözleşmeyi yırttı attı.
Bravo beni şaşırttı. Ama aklıma hep yazımın başında yazdığım Emmanuel Kant'ın sözü gelir. Tekrar etmeye gerek yok.
Hoşça kalın…