Bir süredir malum salgın nedeniyle her şeyi iki arada bir derede yapmak mecburiyeti yakamızı bırakmıyor. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 14 Mayıs Çiftçiler Günü, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı keza bu süreçten nasibini aldı… Çiftçiler günü 10, 19 Mayıs'ı 30 kişiyle kutladık; resmiyette yoksa herkesin gönlünden geçenlerin ne kadar farklı olduğuna dair kuşku yok.
Demokrat Parti İlçe Başkanı Halide Avlu arada dün ve özellikle 19 Mayıs çelenk töreni program organizasyonuna ilişkin sitemlerini iletti.
Birçok parti temsilcisinin bulunduğu programa ilişkin Demokrat Parti'ye davet iletilmemesi ile ilgili sitemini paylaştı. “Demokrat Parti bu ülkenin çimentosu yok sayanlar, yok olmaya mahkum olurlar” diye de ekledi.
AK Parti özelinde çelenk sunum esnasındaki duruş ve tutumlar üzerinden de eleştirilerini davet eksikliği yanında sıraladı…
Bu ara pek çok şeyi tam olarak yapamıyoruz maalesef. Programı gerçekleştirenler de daha dikkatli olur bundan sonra eminim.
Bir yanım da ‘siyasi parti ilçe başkanı böyle önemli bir günü kendiliğinden takip edebilir ve davet beklemeksizin iştirak etmeliydi' de diyor… Milli Bayramlarımız kimsenin özeli ya da tekelinde değil. Davet edilmemekten dolayı tabi ki temsil ettiğimiz kurumlar adına sitemlerimizi iletelim, tepkimizi ortaya koyalım ama üzerimize düşen de her şeye rağmen orada bulunabilmekti.
Bugün küçük diye önemsemediğimiz şeyler için yarın büyük bedeller ödemek durumunda kalmaktan hiç birimiz azat edilmiş değiliz.
İlçe başkan sayımız artışa geçmişken protokol organizasyonlarımızı gerçekleştirenlere kolaylıklar diliyorum; siyaset/siyasetçi ile oyun olmaz…
Ateş gibi yakar geçer alimallah : )
Bir kadın ilçe başkanımız var, şahsen pozitif ayrımcılıktan yanayım Halide Hanım'dan da Demokrat Parti İlçe Başkanından da yaşanan aksaklığın sorumlusu kimse bir hazmet özrünü dilesin…
Gönlünü alsın işi tatlıya bağlayalım önümüz bayram malum : )
KIŞIN GİRDİĞİMİZ KARANTİNADAN
YAZIN ORTASINDA ÇIKACAĞIZ
İlk baharımızı yedi bu korona… İki mevsim arası, karantina molası… Şakayla, korkuyla karışık bildiğiniz bir salgın dönemini yaşadık ve sanıyorum yavaş yavaş, tırmalaya tırmalaya sona gelindi. Epey yükümüzü de alıp gidiyor : ) sosyalleşme, gösteriş, sahip olunan paraları nereye koyma derdi pek az kimsenin kaldı değil mi : ))
Yaşattığı travmayı unuturuz, neleri unutmadık ki… Onları unutalım da aldığımız dersler kalsın inşallah. Karantinada bir bayram var önümüzde; iyi, sağlıklı, huzurlu olduktan sonra her günümüz bayrammış meğer… Sevdiklerimize varabildiğimiz, sarılabildiğimiz, kurduğumuz o kalabalık sofralar ne güzel bayramlarmış ancak şimdi anladık…
Ağzımızın tadı, keyfimizin ne kadar yerinde işler ne denli yolundaymış…
Çok iyi anladık salgın duvarına toslayana kadar!
Bence tekrara falan gerek yok : ) Okullarda olduğu gibi bu salgında sınıfta kalan olmasın; hepimiz bir üst kura geçelim…
Sahip olduğunuz şeylerin kıymetini onları kaybetmeden bilin, bilelim…