Ferhan Tezcan

Avrupa'da neden yokuz?

Daha önce de defalarca yazılarımda gündeme getirdim. Meslek hayatımın başlangıç tarihi 1976.

Avusturya Lisesinde (St.Georg) okuduktan sonra Londra ve Cardiff hayatımın önemli durakları. Ama durakların içinde futbolun çok ayrı bir yeri var.

Mesela Londra'da yaşarken tuttuğum takım White Hart Lane'e yakın olduğu için Tottenham Hotspurs. Türkiye'de ise Galatasaray'dı.

MILLIYET gazetesine girmem ile birlikte rotamı direk şekilde Galatasaray'a çevirdim. Hem futbola hem yüzme ve satranç gibi branşlara bakıyordum. Ama aklım hep futboldaydı.

Rahmetli Namık Sevik MILLIYET gazetesinde müdürümdü. 1976 Avrupa futbol şampiyonasında Çekoslovakya (o zamanki adıyla) Almanya'yı yenip Avrupa şampiyonu olmuştu. Türk milli takımının Çekoslovakya ile Bratislava'da özel maçı vardı. Gazetem ki hala stajyerdim, beni rahmetli Turgay Şeren ile maça gönderdi. İlk milli maçım bu maçtır.

Teknik direktör Metin Türel, kadroyu gençleştirme yoluna gitmiş ve yeni oyuncular çağırmıştı. Ve maç çok hareketli geçti. Türkiye maçı 1-0 kaybetti. Ardından büyük methiyeler ve pohpohlamalar ile zaman geçti. Şerefli mağlubiyet... Yok, haysiyetli yenilgi... Yok Türkiye bununla gururlanmalı gibi abartılı ve popülist yaklaşımlar arasında devrildik ve evrildik.

Türk futbolu o zamanlar başarıya susamıştı. Her rakip bize karşı güçlüydü. Birini yendik mi kıyamet kopuyordu. Yenildik mi de oynayanlar yerden yere vuruluyordu. Yani bu işin ortası yoktu.

Türklerin mizacında kolay kolay yenilgi yoktur. Başarısızlığı bile hiç hazmedemezler. Sabır ise maşallah. Ben bu kadar sabırsız bir insan yapısı görmedim. Hırslı ve yukarı yürümeyi seven bir toplum. Türklüğümle her zaman gurur duydum. Duyarım da.

Aslında konumuz Fenerbahçe olacaktı. Fenerbahçe'nin Glasgow Rangers maçları. İstanbul'da çok kötü oynamış ve farklı yenilmişti. Ama İskoçya'daki maç Ibrox Park stadında on binlerce seyirciyi susturmuştu. Fenerbahçe çok güzel oynadı. Rakibi kendisinden güçsüzdü.

Kostiç'e bayıldım. Skiriniar geldiğinden beri tek hatasını görmedim. Amrabat neydi öyle. Bir insan tek ciğerlidir. Amrabat'ta kaç ciğer var acaba? Dzeko oynadığı sürece hakkını verdi. Szymanski öyle.

Ama sonuç elenme. Ben bu penaltılar ile elenmeyi hep haksız bulmuşumdur. Yani bir penaltı kaçırırsın bütün takımı yakarsın. Çok adaletli bulmam.

Sonuçta Beşiktaş gitti. Galatasaray gitti. Ve Mourinho da gitti. Gitsinler. Türk futboluna çamur atanlar aynaya baksınlar. 30-40 yıl önce Avusturya karşısında tek gollü yenilgilere 'haysiyetli' diye şapka çıkartanlar şimdi "Bayern Münih maçını neden kazanmadınız" diye yaygara yapıyorsa Türk futbolu bir yere gelmiş demektir.

Biraz bekleyin ve sabredin.
Bir çiçek açmakla bahar olmaz.
Hoşça kalın…

YORUM YAP