SİLKENT'e bağlı olarak faaliyet gösteren Halk Ekmek'in ilçemizdeki fırıncıların bağlı bulunduğu derneğe kiralanması hakkında açıklamalarda bulunan Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, süreci şöyle özetledi:
IŞIKLAR: DÖNEMİN KOŞULLARINDA LAZIMDI
“SİLKENT'i kuran kişi dönemin belediye başkanı Selami Değirmenci'dir, mevzuat ve prosedürünü de ben yaptım. Bana görev verdi, meclis üyesiyken o görevi üstüme aldım. SİLKENT'in kuruluş işlemlerini ben yaptım. Hem SİLKENT hem KENTAŞ iki şirket kurdum. İki şirketi aynı anda kurdum, ana sözleşmelerini bile ben yazdım. O zaman lazımdı, şirket yine lazım. Ama SİLKENT'in fırın faaliyetini kurma sebebimize ve dönemsel koşullarına bakmak lazım. 3-4 tane ekmek fırınının olduğu, derinleşmemiş bir pazar ortamında ekmek fiyatları manipüle edilebilen bir durumdaydı. SİLKENT aracılığıyla öyle optimal seviyede ekmek çıkarıyorduk ki fiyatları artıramıyorlardı.
“EKMEK ÜZERİNDEN SİYASET YAPMANIN ANLAMI YOK”
20-30 bin nüfuslu Silivri'de 5 bin ekmek çıkarırsanız fiyatları regule edersiniz. Şimdi 300 bin ekmek çıkan yerde 5 bin ekmek çıkararak nasıl regule edeceksiniz? Nüfus 200 bin, 400 bin'e yakın ekmek çıkıyor şu anda. Büyükşehir bile direnemedi. 60 kuruştan 1.25 kuruşa çıkardı ekmeği. Yüzde yüz zam yaptı. Maliyeti, gideri, yapılanı belli. Ekmek üzerinden siyaset yapmanın anlamı yok.
Belediye hizmet yapabilmesi için yol açıcı olmalı, kolaylaştırıcı rolü olur. O zaman kavun karpuzu da biz ekelim, ekmeği de biz yapalım, demirciliği de biz yapalım, gazete de çıkaralım, spor kulüplerini de alalım bütün işi belediye yapsın! Böyle bir şey olamaz.
KENTAŞ'ı Belediye Konutları bittikten sonra devrettik. Toplu konut projesine başlarken Silivri'de beton işi yoktu. Hazır betonu ilk biz kurduk. Hazır betonu ilk biz özendirdik. Bizden sonra hazır beton işi başladı, hala biz mi üretseydik? Ekmek de böyle.
“HİZMETİN YAPILMASI ÖNEMLİ”
Şimdi biz ne yapıyoruz? Oradaki enerjimizi hiç mağdur olmadan, bütün çalışanlarımızı şirkete geçirerek, işinden etmeden yine ekmeği aynı kalite, fiyat ve lezzette çıkarmayı taahhüt ederek ve bunu bütün fırıncı esnafının toplandığı bir derneğe kiraladık. Kira şartları belli. Ayda 7 bin 500 TL kira. 350 bin TL peşinat ödediler. Bu parayla da herkesin hakkını hukukunu, tazminatını ödeyerek şirkete geçtik. Bir sıkıntı yok, ekmek üretimi de devam ediyor. Hizmetin yapılması önemli.
“MUHALEFET BİR KARAR VERSİNKAPATAYIM MI, AÇIK MI KALSIN!”
Sığ suları en hafif rüzgârlar bile dalgalandırabilir ama derin suları hafif rüzgârlar dalgalandıramaz! Biz 5 bin ekmekle burada fiyatı regule edemeyiz artık. Boşuna çaba harcamanın anlamı yok. Metin Bey'in (dönemin AK Parti İlçe Başkanı ve Grup Sözcüsü Metin Karakaş) geçen dönem, “Şirketi niye tutuyorsun? Zarar ediyorsun” şeklinde bütçe konuşmaları var. AK Partili arkadaşlar bir karar versin kapayım mı, açık mı kalsın? Meclis tutanakları duruyor. “Siz bu zararı nasıl ettirirsiniz? Senede bu kadar zarar var. Kapatın bunu” diyor. Ben kapatınca “Niye kapattın?” oluyor. Daha düne kadar kapatılması için mecliste önerge veriyorlardı.
“BAĞCIĞI DÖVMEYE ÇALIŞIYORLAR AMA GÜNDÖNDÜ SOPASI GİBİ ÇABUK KIRILIYOR”
SİLKENT hakkında usulsüzlük iddialarına da değinen Işıklar, “O kardeşimiz küçükken fazla hafiye romanı mı okudu, ne yaptı bilmiyorum etkilenmiş. Bizim zamanımızda tommiks vardı; Zagor mu okudu, Sherlock Holmes mu bilmiyorum. Askerde haber alma elemanı falan mıydı merak ediyorum. O merakını giderecek yer değil burası. Denetim Komisyonunun yetkileri belli. Bizi denetleyen, hesaplarımızı didik didik eden bir Sayıştay var. Hükümetin dahi hesaplarını Sayıştay'a denetletmediği bir memlekette sen kalkıyorsun beni her yıl Sayıştay'ın kılı kırk yararak denetlediği yerde Sayıştay'ın da üstünde bir denetim şekli geliştirmeye çalışıyorsun. Bu ne kanun da ne de mevzuatta hiçbir yerde yok. Bu hafiyecilik ihtiyacını film seyrederek, roman okuyarak falan giderebilir ama burası onun oyun alanı değil. Sayıştay denen kurumun ne iş yaptığına bir baksın, Sayıştay raporlarını vereyim ben ona. Sayıştay eksiksiz hepsine bakıyor ve denetliyor. Hatta kendisine de sordum, “Özel Kalem Bütçesinde Belediye Başkanının benzin faturası var mı? 7 senede bir tane telefon, otel, uçak faturası gördün mü?” diye. Bunlara niye bakmıyorsunuz? Bağcıyı dövmeye çalışıyorlar ama bizim gündöndü sopası gibi çabuk kırılıyor. O konuda niyet taşımaya gerek yok, Sayıştay bu işi yapıyor. Bir iki tane şizofrenik vakanın asılsız ihbarlarıyla hafiyeciliğe kalkıp, gelip de insanları orada rencide ettirmem.
“SİLKENT, SAYIŞTAY TARAFINDAN DENETLENİR”
Ben 8 belediye teslim aldım. 8 belediyenin hiçbirini tartıştırmadım. Nelere şahit oldum ama tartıştırmadım. Biz Sayıştay'a güveniyoruz. Güvenmek zorundayız, yasal olarak bizi denetleyen bir kurum. Hiç merak etmesinler, her türlü detayı denetliyor. Denetim Komisyonunun görevi bellidir. İstanbul Teftiş Kurulu Başkanının yazdığı bir yönetmelik yorumu var. Bu yorumu açıp okusunlar. Evrak falan gizlediğimiz doğru değil. İnterneti açıp baksalar encümen kararları orada var zaten. Orada başka bir amaç var; alıp onları şizofrenik bir vakayla tefrika halinde yayınlayacak. Mazot mu almış, lokantada yemek mi yemiş bunlar ayıp şeyler. İnsanları böyle isnat altında bırakmaya kalkmak ucuz şeyler. Utanıyorum bunları konuşmaya. SİLKENT denetlenmeyecek diye bir şey yok. %99.9'u belediyenin olan bir şirket. SİLKENT, Sayıştay tarafından denetlenir. İhale kanununa tabiidir. Birazcık bu işlerden anlasalar böyle konuşmayacaklar.
“UCUZ, TEMİZ, KALİTELİ BİR HİZMETİ BELEDİYE OLARAK VERECEĞİZ”
Halk Ekmek'in devri sonrasında SİLKENT'in odaklanacağı çalışmalara da açıklık getiren Işıklar, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: “Çarşıda yapacağımız otoparklar, tiyatro binaları, müzeler, işletme gerektiren her şeyi SİLKENT işletecek. Geçtiğimiz gün Üsküdar Belediyesi'ne gittim. Harika bir işletme yapıyor. Büyükşehir'in işletmelerinin de bu konuda çok başarılı olduğunu gocunmadan, gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Üsküdar'da gördüm, Başkanı tebrik ettim. Biz de yapabiliriz. Tiyatro ve müzeler bilet satar, o binaları kiralarız artık profesyonel bir bakışla organizasyon yapmamız lazım. Kaymakamlığın altında 350 araçlık, New Center'ın altında 180 araçlık, keza Silivrispor'un orada otopark olacak. Bunları kim işletecek? Birine de vermeyeceğimize göre; kim bu hizmetleri sağlayacak? Ucuz, temiz, kaliteli bir hizmeti belediye olarak vereceğiz. Yap-işlet-devret modeliyle özel sektöre verirseniz fiyatlar tefe tüfe derken 5 yılda 5 katına çıkıyor. Daha çok hizmet üretelim istiyoruz.
“SİLİVRİ'MİZDE HİZMET KALİTESİNİ YÜKSELTECEK BİR NESİL YETİŞTİRECEĞİZ”
Fırında çalışan arkadaşlarımla bu saydığım hizmetleri yapabilirim. 45 kişiyi bu hizmet yerlerine dağıttığımda şirketi daha aktif, verimli ve derin bir şekilde kullanırız. Şirket buhar olup uçmadı. Tarım projemiz kapsamında da çiçeklerimizin üretimi, satışı, kooperatiflerle ve Toprak Tahlil Laboratuvarında olan çalışmaları amacına uygun ve çok daha geniş bir perspektifle yapacağız. Fırının giderlerini karşılamak için insan çalıştıramıyorduk. Şimdi bu 45 kişiyi fırın devraldı. Sanat yönetmeni olur, hizmet üreten şirketlerde yöneticilik yapmış kişiler olabilir, tiyatrocu, müzeci olur, tarım işiyle uğraşan olur kaliteli işler üretmek için birçok istihdam sağlayacağız. SİLKENT'i bu amaçla kullanacağız. Zaten tahlil laboratuvarımız, otoparklarımız devam ediyor. İşletmelerimizi SİLKENT üzerinden çalıştıracağımız için Silivri'mizde hizmet kalitesini yükseltecek bir nesil yetiştireceğiz. Belediyenin görevi illa ticaret değil eğitimdir de. SİLKENT'in böyle bir işlevi de olacak. Yakında göreceğiz bunları.”