Kamudan emeklilik sonrası meslek hayatına eşi Nedim Genç ile birlikte açtıkları Genç Harita Mühendislik Ofisinde devam eden Nurten Geç ile meslek ve hayata bakış açısını konuştuk. Kadınların kendi ayakları üzerinde durabilen bireyler olması gerektiğine vurguda bulunan Genç, iş hayatında sürekli olarak kendilerini ispat etmek durumunda olduklarını ifade etti iş ve deneyimlerine dair şunları anlattı:
“KENDİMİ HER YERE AİT HİSSEDEN İNSANLARDANIM”
Sevginar SALİ: Kendinizi tanıtır mısınız?
Nurten GENÇ: 1966 yılında İstanbul'da doğdum. Göçmen bir ailenin kızıyım. Babam polis memuruydu o yüzden farklı yerlerde büyüdük. İlkokulu Düzce'de, ortaokulu Yozgat'ta, liseyi İstanbul'da okudum. Ben kendimi her yere ait hisseden insanlardanım bu belki de göçmen olmanın verdiği bir şey. Yıldız Teknik Üniversitesi Harita Mühendisliği bölümü mezunuyum. 1989 yılında üniversite bittikten sonra Silivri'ye yerleştik. İşlerimiz dolayısıyla Silivri'ye geldik. Evlendim. İki tane çocuğumuz oldu. 1989'dan 2005'e kadar Silivri Belediyesinde Harita Mühendisi olarak çalıştım. Silivri Belediyesinden sonra bir süre de Çorlu Belediyesinde görev yaptım. Daha sonra emekli oldum. Emeklilikten sonra da son iki yıldır işin bu kısmını deneyelim istedik Genç Harita Mühendisliği büromuzu açtık.
“DOST TAVSİYESİ ÜZERİNE TERCİH ETTİĞİM BİR BÖLÜMDÜ AMA SONRA ÇOK SEVEREK YAPTIM”
Sevginar SALİ: Harita Mühendisliği bilinçli bir meslek seçimi miydi? İdealinizdeki meslek bu muydu?
Nurten GENÇ: Hukukçu olmak istiyordum aslında… O zamanki süreçte aileler bu kadar bilinçli değildi. Tercih yapma noktasında şimdiki jenerasyon çok daha şanslı. Hem aileler daha bilinçli, hem de çocuklar teknolojiyle büyüyor. Sadece Türkiye'den değil tüm dünyadan haberdarlar; nerede, ne yapabilecekleriyle ilgili vizyonları bizden çok daha geniş. Bizler o zaman seçeneklerimizi çok fazla bilmiyorduk. Bizim gibi birçok arkadaşımızın da bulunduğu yerin tesadüf olduğunu düşünüyorum. Ağabey ve ablalarımızın, “Şurası iyidir” falan şeklindeki önerileriyle oluşmuş tercihler. Çok kalıp meslekler dışındaki mesleklerle ilgili söylüyorum. Benim de öyle bir dost tavsiyesi üzerine tercih ettiğim bir bölümdü ama sonra çok severek yaptım.
“MESLEKTE CİNSİYET AYRIMINA KARŞIYIM”
Sevginar SALİ: Harita Mühendisliği bir bayan için zor bir meslek değil mi?
Nurten GENÇ: Bir bayan için zor tarafları vardı ama şu an çok kolay çünkü teknoloji Harita Mühendisliği işini çok kolaylaştırdı. Eskisi gibi değil. Eskiden dağ bayır poligon arardık şimdi koordinat sistemiyle uydudan direk ölçüm yapabiliyoruz. Teknoloji bizim işimizi çok ciddi kolaylaştırdı o yüzden zor olduğunu düşünmüyorum. Meslekte cinsiyet ayrımına karşıyım. Severek yaptığınız her işin kolay olacağını düşünüyorum. Kadınlarımız yıllarca tarlalarda çalıştı; çiftçilik yaptı, ürün topladı. Yapılabilecek bir şey. Bu alanda gayet başarılı birçok meslektaşımız da var.
“PAYLAŞIM OLUNCA İŞLER ÇOK GÜZEL YÜRÜYOR”
Sevginar SALİ: Eşinizle birlikte çalışmak nasıl bir duygu?
Nurten GENÇ: Eşim de harita teknikeri ve yıllarca bu sektörde hizmet veren biri olarak işin büyük bir kısmını üstlenerek mesleki anlamda yükümü alıyor. Ben işin teorik ve büro, o da arazi kısmıyla ilgileniyor. Aramızda böyle bir paylaşım olunca işler çok güzel yürüyor.
“KADINLAR OLARAK KENDİMİZİ SÜREKLİ KANITLAMAK DURUMUNDAYIZ”
Sevginar SALİ: Çalışan bir eş ve anne olarak hayata bakış açınız, kendinizce oluşturduğunuz düzeniniz ne şekilde?
Nurten GENÇ: Biz 1992 yılında evlendik. 1993'te de ilk çocuğumuz oldu. Çalışan insan olduk ama birinci önceliğimiz hep ailemiz ve çocuklarımız ondan sonra iş oldu. İş yaşamıyla ev yaşamını paralel yürütmeyi başardığımızı düşünüyorum. Kargaya yavrusu şahin gelirmiş; birey olarak sağlam duruşları olan iki tane çocuk yetiştirdiğimize inanıyorum. Büyük oğlum bu sene Haziran'da üniversiteyi bitiriyor. İnşaat Mühendisi olarak aramıza katılacak. Küçük oğlumuz da bu sene liseye başlayacak.
Kadın olarak bizler sürekli kendimizi kanıtlamak durumundayız. Ben meslekte ayrımcılığa karşıyım. Bizim ninelerimiz dedelerimiz dağlarda tepelerde tırnaklarıyla çalışarak sahip olduklarını var ettiler. Hala da öyle yaşayan birçok insanımız var. Belki de bu kendimle ilgili bir durum.
İşin bu kısmını da yapabilirim düşüncesinden kaynaklı olarak. Türkiye'de bu kadınların artması gerektiğine inanıyorum. Kadın ne zaman kendini kanıtlayabilecek, önce birey/ben olabilecek ondan sonra ancak hayatta karşılaştığı diğer problem ve sıkıntılarını çözebileceğimize inanıyorum.
Sevginar SALİ: Kadının kendini kanıtlama sürecinde inanması yeterli olur mu, aileden ve eşten de destek gerekiyor mu?
Nurten GENÇ: Hayır ben tek başına kendine yettiğini düşünüyorum. Çünkü siz zaten ona göre hareket ediyorsunuz. Önce birey olmanın gereklerini görmüş ve bunun gereklerini yerine getirmişseniz aile de, eş de bunu kabulleniyor. Kabullenmeyenler de zaten ayrı yollarına gidiyorlar.
“HATAYA TAHAMMÜLÜM YOK”
Sevginar SALİ: Harita Mühendisleri ne yapar? İş hayatında nasıl birisiniz?
Nurten GENÇ: Çok büyük ölçekte, ülkesel haritalar da yapar ama bizim gibi bu tür yerlerde küçük harita bürolarının yaptığı işler arazi ve arsa düzenlemeleri, imar uygulamalarıdır. İmar planlarını belediye yapar, biz de onların uygulayıcısıyız. Mesela bir inşaat yapacaksanız önce bir arsanız varsa onu imar planına uygun hale getirmek zorundasınız. Arazi ve arsalarını imar planına uygun hale getirmek için bize gelmek zorunda insanlar. Önce bir imar parseli haline getirmek zorundasınız ki o imar planlarında belirlenen yapıyı oluşturabilelim. Belediye tecrübemiz olduğundan dolayı bölgeyi çok iyi biliyoruz.
İş hayatında disiplinli biriyimdir. Kendime de, eşime de, çalışma arkadaşlarıma karşı da böyleyimdir. En küçük bir hatada kendime de kızarım. Hataya tahammülüm yok. Yaptığımız çok dikkat isteyen bir iş.
“ ‘KEŞKE'LERİM YOKTUR' DÜŞÜNCESİNE KATILMIYORUM”
Sevginar SALİ: Geçmişteki yanlış bir kararı düzeltmek gibi bir imkânınız olsa olduğu gibi bırakır mıydınız yoksa değiştirmeyi ister miydiniz?
Nurten GENÇ: Değiştirmeyi isterdim tabi. “Benim hiç keşke'lerim yoktur” düşüncesine katılmıyorum. Onlar o yaşta öngöremediğiniz belki iyi tahlil edemediğiniz gençlik yanlışları. Şu anki olgunluğum, deneyimim, aklım olsa değiştirmeyi seçerdim.
“KÜÇÜK ŞEYLERDEN MUTLU OLURUM”
Sevginar SALİ: Sizi en çok mutlu eden ve üzen şeyler nelerdir?
Nurten GENÇ: Samimiyetle söylüyorum çok küçük şeylerden mutlu olurum. Hayattan beklentilerimiz öyle çok yüksek olmadığı için küçük şeylerden mutlu olabiliyorum. Sizinle bir kahve içmek, bir arkadaşımla sohbet etmek, çocuklarımın, arkadaşlarımın mutluluğu beni mutlu eder.
En mutsuz eden şey güvendiğim dost dediklerimizin yarattığı hayal kırıklığı olur.
“EMEKÇİ KADINLARIN HAYATLARINA DOKUNAN PROJELER GELİŞTİRMELİYİZ”
Sevginar SALİ: KAGİDER'le tanışmanız nasıl oldu? Dernekten beklentileriniz neler?
Nurten GENÇ: KAGİDER'i aslında neredeyse kurulduğundan beri tanıyorum ama sektöre gireli yeni olduğu için daha öncesinde resmi üyelik düşünmedim fakat birçok yakın arkadaşım olduğundan dolayı etkinliklerine katılıyordum. Resmi üyeliğim çok yeni, büronun açılmasıyla birlikte oluştu. Nursel Erel, Derya Demirdağ, Nurten Danış, Öznur Kırkıcı gibi yakın arkadaşlarım hepsi Kagider'de zaten aktif olarak çalışıyorlar. Çalışmaların birçoğunda onlarla birlikte oldum. Yakın arkadaşlarım sayesinde tanıştım.
KAGİDER'in şu anda da çok güzel çalışma ve ekinlikleri var ama inşallah daha emekçi kadınların hayatına dokunan projeleri birlikte yaparız. Bu konuda üzerimize düşen görev neyse almaya hazırım.
Aslında ben tüm kadınların emekçi olduğunu düşünüyorum. Annelik, ev hanımlığı hepsinden zor. Bana tercih et deseniz ben burada ölene kadar çalışmaya razıyım; ev hanımlığının çok daha zor olduğunu düşünüyorum.
Sevginar SALİ: Gelecekle ilgili hayalleriniz neler?
Nurten GENÇ: İlk önce çocuklarımızı topluma doğru bireyler olarak kazandırmak. Ondan sonra da emekli olup bir Ege kasabasında hayatın tadını çıkarmak, hayallerimiz bunlar bu saatten sonra.
“BAĞIMLILIKHER ŞEYİ ÇÜRÜTÜYOR”
Sevginar SALİ: Kadınların hayatla daha kolay baş edebilmesi için kendi deneyimlerinizden edindiğiniz ve bizimle paylaşmak istediğininiz önerileriniz var mı?
Nurten GENÇ: Bir kadın önce kendisi bir birey olmalı ki topluma doğru insanlar yetiştirsin. Önce kendi gelişimini doğru olarak tamamlamalı. Herhangi bir erkeğin (ağabey, baba, eş) gölgesinde olmadan, kadınlarımız bağımsız bir birey olmayı başardığımızda ülke sorunlarının %90'ını çözebileceğimize inanıyorum. O bağımlılık her şeyi çürütüyor. Özellikle kız çocuklarının ayakları yere sağlam basmalı ki onlar da topluma iyi insanlar kazandırabilsin.
Bilimsel araştırmalar var bu konularda; aile yaşantısı sorunlu insanların suç işlediği görülüyor.
Hayat kadınla başlıyor diye düşünüyorum. Kişisel anlamda eğitimini tamamlamış insanlardan sorun çıkmayacağını düşünüyorum.