SİLİVRİ Cumartesi günü Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ı ağırladı. 15 Temmuz darbe gecesi mecliste yaptığı konuşmayla devleşen Yozgat'ın küçük cüsseli bakanını Silivri de tanımış oldu. Bütün gününü Silivri'de geçiren bakan, finali STK temsilcileriyle noktaladı. Trakya'yı ve Silivri'yi Yozgat'tan farklı görmediğini hissettirdi. CHP'li belediye tarafından yönetilen ilçemizi hor gören, öteleyen, üvey çocuk muamelesi yapan Ak Partili siyasetçilerin olumsuzluğunu tamir etmeye çalıştı. Başarılı olduğunu belirtmek, Yozgat yiğidine teşekkür etmek istiyorum.
Siyaset dilinde bir tabir vardır. “Halkın seviyesine inmek” cümlesi herkesçe genel kabul görür. Halkı basit gören, aşağılayan; siyasetçiyi yücelten, mütevazi ve aynı zamanda lütfeden bir noktaya taşıyan bu yaklaşım her türü sevimsizliği barındırıyor. Bozdağ'ın konuşmasını dinlerken halkın seviyesine inmek-çıkmak ikilemi aklıma takıldı. Bakanın ağzından çıkan sözler hiçbir şekilde kırıcı olmadığı gibi, yürekten ve heyecanlı konuşmasıyla salonu avucunun içine almasını bildi. Hayır oyu vereceği bilinen kişilerin bile bakanı onaylayan bir ifadeyle dinlemesine şahit oldum desem, inanın abartmıyorum.
Gelmiş geçmiş bütün siyasetçilere ufak dokunuşlarda bulunurken, Baykal'la ilgili söyledikleri ilgi çekti. Azrail adlı meleğin aynı zamanda Türk siyasetçilerin siyasi hayatını da sonlandırmakla görevli olduğunu belirtmek yerinde bir tespitti. Nedense Kılıçdaroğlu'nun Azrail eliyle değil de “İzmir Marşıyla” siyasi hayatını bitireceğini ve gideceğini düşündüm ve güldüm. Başarılı siyasetçinin siyasi ömrü 10 yılla sınırlandırılırken, girdiği her seçimi kaybeden bir liderin koltuğa yapışması mümkün olmayacak artık.
Gecenin özetinde Bozdağ'ı halkın seviyesine çıkabilme becerisini sergilediğini, başardığını söyleyebilirim. Erdoğan da bu özelliği sayesinde başarıdan başarıya koşuyor, bütün okların hedefi oluyor. Halkın seviyesine inmeye çalışan siyasilerin durumları ortada. Halkı küçük görüp, kendilerini yücelttiklerini sanan siyasilerin; halktan öğrenecekleri, alacakları çok ders var.
Toplantı çok güzel bir atmosferde, bakanla resim çektirme yarışıyla sonlanmakta iken SİAD heyetine özel ilgi ve muamele gösterilmesi diğerlerinde burukluğa neden oldu. Bütün dernek ve STK'lar başkan seviyesinde resim çektirebilirken, SİAD heyet halinde resim çektirme ayrıcalığına kavuştu. İBB başkanı geldiği zaman yapılan hata ve saygısızlığın tamiri gibi görülse de gereksiz bir işgüzarlık oldu. Kendiliğinden vazife çıkarma alışkanlığındakilerin davranış bozukluğunu; bakana, misafire hele de “Halkın seviyesine çıkan” Bozdağ'a mal etmemek lazım.
Eski MHP B. Çekmece İlçe Başkanıyım. Geçtiğimiz hafta da bu sıfatım nedeniyle bir yemeğe davet edildim. Ak Partili olduğum ve de yemekle, toplantıyla düşüncemin değişmeyeceği bilinerek nezaket gösterenlere karşılık verdim, katıldım. Eski dostlarla buluşmak, yollarımız ayrılsa da güzel oldu. İnandığımı, doğru bildiğimi her ortamda rahatlıkla dile getiren kişiliğim bilindiği halde davet edilmem; rahatsız olmaktan ziyade rahatsızlık vereceğim endişesini düşündürdü. Bunu göze alabilenleri kutlayıp, hiçbir şeye mecbur kalmadıkça karışmama kararı aldım.
Ömrüm boyunca gizli-saklı hiçbir şey yapmadığım gibi, yaptıklarımdan dolayı da hiç pişmanlık duymadım. Kendime fazlaca güvenen yapım gereği Ülkücü iken Deniz Gezmiş'i takdir ettim. Solcuların toplantılarına katılmaktan geri kalmadım. Ak Partili olarak da CHP toplantılarına katıldım. MHP eski ilçe başkanı olarak HDP toplantısına katılmam ve yazmam haber olmazken, MHP eski ilçe başkanları toplantısında bulunmam büyük haber oldu. Zamanlama derseniz HDP toplantısı zamanı çok daha netameliydi ve de tehlikeliydi. PKK yandaşlığı yakıştırılmamasına şükredip, kendimle gurur duymalıyım.
Su Ada'da yapılan yemekli toplantıyla ilgili yerelde yapılan haber ve yorumlar belli bir amaca hizmet ediyor. Katılmamın ve okunan bildirinin haricindeki her satır, maalesef tamamen yalan. Yaptıkları işten ekmek yediklerine inandığım kardeşlerimi bu şekilde suçlamak zoruma gitse de durumu açıklayacak tek kelime yalan! Ülkücü terbiyeyi en iyi bilenlerden olduğuna inandığım babalarına sorsalar; hiçbir ülkücünün devlet adamına hakaret etmeyeceğini, ettirmeyeceğini öğrenirlerdi.
Koalisyon döneminde sırf başbakanın eşi olduğu için Rahşan Hanım'ın sözlerine ve aşağılamalarına sabır ve tahammül göstermiş bir camiayı, bugün hakaret etmiş gibi gösterme gayretleri acınacak zavallı bir yaklaşımdan öteye geçmez. Sağlıklı bir aklın ürünü hiç olamaz. Neye ve kimlere hizmet ettiklerini anlayıp, özür dileyecekleri günlerin çok yakın olduğuna inanıyorum. Bütün bunlara rağmen gazeteci kardeşlerime teşekkür ediyorum. Bana bu satıları yazma fırsatı verdikleri; birilerinin gerçek niyet ve amaçlarını gözler önüne serdikleri için. Erdoğan ve ülkem için hayati önem taşıyan referandum sürecinde siyasi rakip veya ayak bağı gördükleriyle uğraşmaya öncelik vermek FETÖ terbiyesinin tezahürü olmalı. Birileri beni haklı çıkarmaya devam ediyor.
Bir GS'li olarak son yapılan kongreden utanç duydum. Apo GS maçlarını seyrediyor-GS Apo'nun ve PKK'nın takımı suçlamalarına futbol rekabeti deyip geçmiştik. Yapılan oylamayla GS'yi FETÖ'nün takımı gibi gösterenlere yazıklar olsun. Dilerim elebaşları beddua denizinde boğulsunlar. Ülkenin başına musallat olan kişi, kuruluş ve örgütlerle mücadele eden herkese sahip çıkmalıyız. Bir GS'li olarak geçmişteki direncinden dolayı FB'yi kutlamış olmanın rahatlığını yaşıyorum. Fenerlilerden ricam futbol rekabetiyle, vatan hainliğini birbirine karıştırmamaları. Ben bütün takımlarımızla, bütün partilerimizle, bütün siyasilerimizle gurur duymak istiyorum. O günlerin çok uzak olmadığına inanıyorum. Hainliğe kalkan eller kırılacak, atılan imzaların hesabı elbet sorulacak, FETÖ düşmanlarına kurulan tuzaklar bozulacaktır.
FETÖ'ye hizmet etmeden kalın.
FETÖ'cü olduğunu düşündüklerinizin diklenmelerine, tehditlerine, kafayı dikmelerine müsaade etmeyin.
Attığınız imzaların hesabının sorulacağını bilenlerden kalın.
İmza attı suçlamasıyla, imza atanlardan olmayın.
Anlaması gereken herkes anladı. Anlamayanlara referandumdan sonra anlatmayı borç biliyorum.
Bilmiyordum diyenlerden olmayın.
Silivrili ve vatansever kalın.
Not: Rahmetli Muhsin Yazıcı MÇP'den ayrıldığı zaman Dedeman'da yaptığı toplantıya katılmış ilçe başkanı olmuştun. Şimdi Ak Parti İl Başkanlığına adayım. İstanbul'u pisliklerden ben temizlerim. Desteklerinizi beklerim.