“Devrim Kanunlarının” bir adım bile gerisine geçit vermeyiz!”
Eğitim İş Sendikası, Eğitim-Bir-Sen Sendikası tarafından yapılan müfredat önerilerini değerlendirerek, Milli Eğitim Bakanlığı'nı uyardı. Açıklama aynen şu şekilde: “MEB'in tüm eğitim kademelerinde müfredatın yenilenmesi çalışmalarında sona gelindiğini duyurmasının ardından, hükümete yakınlığı ile bilinen Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) kendi müfredat önerilerini açıklamış, hazırlanan raporda, ortaokul ve lise müfredatlarından İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersinin çıkarılması, din dersinin İslami ağırlıklı olmak üzere birinci sınıftan itibaren verilmesi önerileri yer almıştır.
“BU GİRİŞİM, CUMHURİYETLE HESAPLAŞMANIN BİR PARÇASIDIR”
Siyasal iktidarın kadrolaşmasını yürüten, iktidarla birlikte eğitim politikalarına şekil veren ve sık sık karma eğitime son verilmesi tartışmalarını gündeme getiren Eğitim Bir-Sen'in bu girişimi Cumhuriyetle hesaplaşma adımlarının yeni bir parçasıdır. Atatürk ilke ve inkılaplarına, demokratik, bilimsel ve laik eğitime açıkça meydan okumaktır. Bilindiği üzere MEB tarafından Ortaöğretim Tarih Dersi Öğretim Programı Taslağı yine yandaş sendikanın talepleri doğrultusunda hazırlanmış, öğretim programı, Atatürkçü düşünceden soyutlanmaya çalışılmış çocuklarımızı Atatürk ve onun devrimlerinden arındırmak isteyen bir anlayış programa yerleştirilmiştir.
“BAŞTA ANAYASA VE MEB TEMEM
KANUNUNA GÖRE ZORUNLULUKTUR”
Ancak unutulmamalıdır ki, Türk Milli Eğitim Sisteminin temelinde Atatürk İlke ve Devrimleri bulunmaktadır ve eğitim müfredatı, Atatürksüz, Cumhuriyetsiz ve devrimsiz olamaz. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'e ve ulusun diğer manevi değerlerine bağlı nesil yetiştirme amacına uygun ders kitapları hazırlanması başta Anayasaya ve Milli Eğitim Temel Kanunu'na göre zorunluluk teşkil etmektedir.
“CUMHURİYET DEVRİMLERİNİN KAZANIMLARINI KORUYACAK BİR PROGRAM HAZIRLANMALI”
Bu nedenle, dayatmacı, tektipçi, baskıcı, evrensel değerlere yabancı, insanlığın bilgi birikimine uzak bir yaklaşım terk edilmeli, Türkiye'nin tarihiyle, hedeflediği çağdaş kültürel anlayış ile barışık ve Cumhuriyet devrimlerinin kazanımlarını koruyacak bir öğretim programı hazırlanmalıdır.
Yine AİHM'nin zorunlu din dersleri ile ilgili kararına rağmen, yandaş sendikanın çabaları sonucu 19. Milli Eğitim Şurası'nda alınan tavsiye kararıyla seçmeli din dersleri ilkokul 1, 2 ve 3. sınıflar ve anaokullarında dayatılmaktadır. Bu durumdan cesaret alan Eğitim Bir Sen, Din dersinin birinci sınıftan itibaren verilmesi talebini sözde raporuna sıkıştırmıştır.
Muhafazakarlık perdesinin arkasına saklanan sözkonusu “gerici” sendikal anlayış; toplumun tamamını kucaklayacak din ve inanç özgürlüğü için mücadele yerine ayrıştırıcı, ötekileştirici ve baskıcı bir anlayışı tercih etmektedir.
Eğitim alanında asla pazarlık konusu yapmayacağımız, kurulduğumuz günden bugüne kadar en temel ilkemiz olan Atatürkçü, laik, bilimsel, demokratik, parasız, kamusal eğitim talebimizden asla vazgeçmeyeceğiz. Eğitim-İş, eğitimde ve toplumda ayrımcılığın, eşitsizliğin, ötekileştirmenin karşısında olmaya eğitim sisteminin dinselleştirilmesine ve tek tipleştirmeye, karşı mücadele etmeye devam edecektir.
Bakanlığı uyarıyoruz! “Devrim Kanunlarının” bir adım bile gerisine, geçit vermeyiz!”
Renginar SALİ